Okulun bahçesine çıkmış az önce haber verdiğim taksinin gelmesini beklerken önümde duran arabayla kaşlarımı çattım. Arabanın kapısı açıldığında gülümseyip kollarımı önümde birleştirdim.
"Ne işin var burada Burak?"
"Kaç gündür görüşemiyoruz özledim..Hadi atla da biraz kafa dağıtalım."
"Az önce taksi durağını aramıştım ama.." Devam etmemi önemsemeden sözümü kesti.
"Nasılsa müşteri çıkar. Hadi bin artık şu arabaya."
Emir kipi kullanan cümlelerini bir bir sıralarken derin bir nefes aldım. Burak'ı atlatmak kolay değildi. Halbuki bugün doktordan da randevu almıştım.
Arabanın ön tarafına binip emniyet kemerimi bağladım.
"Yalnız söyleyeyim çok vaktim yok. Sadece 1 saat."
Arabayı sürmeye başlamışken başını bana doğru çevirdi. "Merak ediyorum da Rüzgar'la birlikteyken de mi bu şekilde davranıyordun sen? Hani çünkü..Sonuçta..."
Sinirle elimi yumruk yapıp ona doğru kaldırdım. "Bunu bir gözüne geçirmemi istemiyorsan o konuyu kapatırsın!"
Gözleri hızla büyüyüp önüne döndü. Diyecek bir şey de bulamamıştı bu sefer. Zorlukla yutkunup gideceğimiz yere bir an önce varmayı diledim.
Sonunda sahile geldiğimizde kaşlarımı çattım. "Senin kafa dağıtmak dediğin şey bu mu?"
"Hayır güzelim daha farklı şeyler ama senin üzerinde kullanmam ne kadar doğru olur orasını bilemem."
"Pisliksin.." diye tıslayıp arabadan indim. Gözüme ilişen banka doğru ilerlemeye başlamışken adım seslerinden anlaşılacağı üzere arkamdan geldiğini hissediyordum.
Derin bir nefes alıp oturmaya hazırlanırken bir kolunu omuzlarımın üzerine atıp yanıma oturdu. Karşıdan görenler için net sevgili tablosu gibiydik.
Bakışlarımı Burak'a çevirirken soru soran gözleriyle karşılaştım.
"Bu aralar sıkıntılar sadece bende diye düşünürken aklıma sen geldin. Şu durumuna bak bir..Belki farkında değilsin ama..Karşımda dağılmış bir yaratık görüyorum."
"Yaratık?" diye mırıldandım alay edercesine. Elimle omzumun üzerindeki kolunu itekledim. Kolunu çekerken hala yüzüme bakıyordu.
"Ee hadi anlatmayacak mısın?
"Anlatılacak bir şeyim yok.." diye söylendim karşımdaki denizin üzerindeki yük gemilerine bakarken.."Hem senin dertlerinin üzerine benimkisi hiçbir şey değil. İnan bana."
"Nedense bana öyle gelmiyor. Ben senin dostunum. Benden bir şey saklaman canımı sıkıyor."
"Hayır.. o dediğini yapmıyorum.." diye patladım. "Bir şey yokken üstüme gelme işte.."
Kollarını birbirine kavuşturup arkasına yaslandı. "Sen öyle diyorsan.."
Birkaç dakika sessizlik oluşurken kaşlarımı çattım.. Hayatımda en yakın hissettiğim iki kişi vardı zaten ..Biri yanımda oturan yakışıklı dostum. Diğeri ise deli hareketleriyle kimseye benzemeyen Gonca.
Bu iki çatlak hayatımda olmasa ne olurdu?
Kendime kızarken gülümseyerek Burak'a baktım. "Böyle susacak mısın?"
"Hıı.." diye başını salladı. Kıkırdayıp başımı omzunun üzerine koydum. "Tamam.Haklısın.Özür dilerim."
Bir şey söylemesini beklerken hala sessiz kalması canımı sıkmıştı. "Ee hadi ama.." diye mırıldandım. "Sendeki bu tripleri kızlar yapmıyor artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİNCİ MEVSİM
RomanceKollarımızı ısırarak saatler yapardık küçükken... Sanki zamanın canımızı acıtacağını anlarmış gibi. @cikolataliigofrett İlk Yayınlanma Tarihi : 01.03.2015 Son Yayınlanma Tarihi : 13.09.2015 Not: Bu hikayenin tüm hakları saklıdır.