♔ BM 37 "HIRSIZ" ♔

156 11 0
                                    

Enis iki gündür eve gelmemişti. Geceleri kendi kendime söylediklerini yediremesem de saatlerce gözümü kırpmadan yollarını gözlemiştim.

Engel olamamıştım kendime. Nerede kalıyordu bu adam, ne yapıyordu, nereden yemek buluyordu? Soruların cevapları hep cevapsız kalıyordu beynimde! 

Karnım gün geçtikçe büyümeye devam ederken kendi yalnızlığımla boğulaşacağımı hissediyordum. Beni de kendisine benzetmişti. Korkmuştum başta. Evet.

Bende onun gibi yalnız kalacağım deyip dururdum düşünürken...Oldu da! Başardı işte. Beni burada yapayalnız bıraktı bu halimle.. Eskisi gibi Gonca da saat başı aramıyordu artık. Burak da. Annem ve babam da.

Kendimi koltuğun üzerine bırakıp çilekli pastamdan bir çatal alırken gözlerim telefonuma kaydı. Ekranı açtığımda hala bir mesaj ve ya bir numara olmadığını anlayınca sertçe elimdeki tabağı masanın üzerine bıraktım. 

Elimdeki çatal da büyük bir gürültüyle yere fırlarken telefonumdan Enis'in numarasını çevirdim. Bir kaç kez çalmaya başlamışken artık aklımdakileri ona sunmaya karar verdim. O benden bu kadar kaçmak istiyorsa kabullenecektim. O da kabullenmek zorundaydı!

Telefonu sonunda açıldığında, derin bir nefes aldım.

Özlemiş miydim sesini? Kaç gün geçmişti ne görmüş ne de sesini işitmiştim. Ben aramasam bugünde başarılı olamayacaktım zaten. "Miray?"

"Adımı hatırlıyorsunuz Enis Bey. Ah, ne güzel!"

"Ne var? Söyle hadi."

"Boşanmak istiyorum. Konuyu uzatmayalım lütfen..İtiraz falan da etme, ikimiz içinde en iyisi bu-" 

"Tamam. Avukatını ayarla sen!"

Telefonu sözüme keserek söylediği kelimeden sonra yüzüme kapatmıştı. Tamam demişti.!

Kabul etmişti. Ben ise ona dil dökmeye çalışıyordum. Telefonun kararmış ekranına bakarken sinirle dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Benden bu kadar çok bıkmışsa neden iki gün önce çok daha farklı bir tavır sergilemişti ki? Neydi onu bu kadar çok değiştiren şey?

Korkuyor muydu sevmekten? Ya da yanında kadın bulundurmak mı istemiyordu. Ama o gün ki söylediği şeyler hala kulaklarımdaydı. Hatta etkilenmiştim bile. Yalan söylemenin bir anlamı yoktu.

Onun her özelliğinden etkilenen bir insandım ben! Her  ne kadar farklı olduğumu düşünse de benimde onu görünce ağzım sulanıyordu. Heyecanlanıyordum. Saçmalıyordum.

Gözlerimi kapatırken telefonu hızla önümdeki duvara fırlattım. Enis Kahraman da kurtulmak neden bu kadar çok yakıyordu canımı?

Karnımdaki tekmeyle yüzümü buruşturdum. Bebeğimi nasıl da unutmuştum? Ellerim sevgiyle karnıma giderken gözümdeki yaşı sildim. "Merak etme oğlum. Annen çok iyi!"

Bebeklerin her şeyi duyduğunu öğrenmişti doktordan. Bu yüzden hızla yerinde doğrulup elleriyle yanaklarını kurulamıştı. Bundan sonra hayatına kaldığı yerden devam etmesinin zamanı gelmişti.

Artık sadece kendisi ve oğlu olacaktı onun için!

**

"Boşanıyoruz."

Gonca'nın içtiği içeceği çevreye püskürtmesiyle yüzümü buruşturdum. "Ne diyorsun sen be?"

"Doğru duydun işte. Anlaşamıyorduk zaten biliyorsun. Beni istemediğini söyledi. Eve de gelmedi bir kaç gündür. Beni istemeyen birisi, karnımdaki çocuğu duyunca ne tepki verir düşünmek bile istemiyorum."

BEŞİNCİ MEVSİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin