"Enis odasında mı?"
Saçları beline kadar uzanan sekreter oturduğu sandalyeden kalkarken, "Tabii. Ama biraz sonra toplantısı var!"
Dediklerini umursamadan odasına doğru ilerledim. Kapının kolunu aşağı indirip oldukça büyük odaya adım atarken yüzünü bana doğru kaldırmış derin bir nefes almıştı.
Birbirimize bu kadar bile tahmin edemezken nasıl olursa onunla aynı yerde yaşadığıma şaşırıyordum sadece!
Kapıyı arkamdan kapattıktan sonra önündeki koltuklardan birine yerleştim. İnsan bir hoş geldin falan derdi..Ya da ne konuşacağımı merak ederdi. Ama karşımda Enis Kahraman vardı.
Sıradan biri değildi. Başından beri olmamıştı!
O bir şey söylemeyince alayla gülümsedim. "Hey! Farkında mısın? Karşında oturuyorum!"
Dosyalardan gözünü kaldırmadan soluklandı. "Neden geldin! Çabucak söyle ve git! Toplantıya gireceğim birazdan."
"Sana toplantını iptal etmeni söylemiştim!"
Telefondaki konuşmayı aklıma getirip yüzümü buruşturdum. Neden biraz olsun beni anlamak istemiyordu? Ne halde olduğumu görmüyor muydu?
"Senin sözünü dinleyeceğimi düşünmüyorsun herhalde!" Alaycı bakışlarını sonunda benimle buluşturup, susmamı emreder gibi baktı! Onun önünde kukla mıydım ben! Oyuncak mı!
O ne derse o mu olacaktı hep?
Sinirle ayaklandım. Bir an da hareketlerime takılıp beni dinleyeceğini düşündüm. Yine yanılmıştım! Adam önündeki kağıtları düzenlemeye devam ederken yüzündeki ifade gergin olduğunu her defasında yüzüme acıta acıta vuruyordu!
Gülümsedim. "Konuşmamız gerekiyor diyorum! Daha nasıl anlatayım derdimi!"
"Bunu yapmayacağım! Aptalca şeylerin yüzünden toplantı falan erteleyemem!" Kaşlarımı kaldırdım. Aptalca mı?
Böyle mi düşünüyordu gerçekten!
Başını kaldırmayıp inatla önündeki dosyalara göz atarken, "Çık odadan!" diyerek beni şirketten kovdu. "Bir daha böyle bir saygısızlığa göz yumamam! Bir kez daha yapmıştın! Toplantıdayken kapıyı tıklatmadan odaya fırlamıştın resmen! Yine aynı konuda sana fırsat vermeyeceğim!"
Gülümsedim.
"Peki."
Beklediğinden çabuk kabul etmiş olacağım ki; bir an önündeki kağıtta duran elini belli etmek istemese de sıkmaya başladı. Umursamayıp devam ettim. "Haklısın. Ben kimim ki?"
Kapıya doğru ilerlemiş başımı pes etmediğimi belli edermiş gibi dikleştirdim. Kapıyı aralamışken omzumun üzerinden ona baktım.
Tam da tahmin ettiğim gibi gözlerini bana dikmiş, elindeki yumruğun sıkılığını biraz daha arttırmıştı! "Boşanma dilekçesi yarın masanda olur!"
Dediklerimle yüzünde daha önce hiç görmediğim bir duyguyla ayaklandı. Kendimden emin adımlar atmaya hazırlanırken, kaşları derince çatılmıştı.
Kolumdan tutup beni içeriye çekerken kapıyı son hızıyla kapattı. Kilidin üzerinde duran anahtarı çevirmesiyle, kilidin sesi odada yankılandı.
Beni duvara yaslarken yüzüme doğru eğildi. "Ne diyorsun sen!"
"Doğru duydun! Ya bana senin hakkında her şeyi anlatırsın, ya da bu evlilik bugün itibarıyla noktalanır! Karar senin Enis Kahraman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİNCİ MEVSİM
RomanceKollarımızı ısırarak saatler yapardık küçükken... Sanki zamanın canımızı acıtacağını anlarmış gibi. @cikolataliigofrett İlk Yayınlanma Tarihi : 01.03.2015 Son Yayınlanma Tarihi : 13.09.2015 Not: Bu hikayenin tüm hakları saklıdır.