Önümdeki tabakta bulunan yiyecekleri süpürmeye devam ederken karşımda oturmuş beni dikkatle izleyen bir çift göze gözlerimi devirerek baktım. "Niye öyle bakıyorsun?"
"Bu aralar fazla yemeye başladın. Gece kalkıp beni yiyeceksin diye korkuyorum. Hatta biliyor musun, bazen alarm kurup ellerim ayaklarım yerinde mi diye baktığım oluyor!"
Yaptığı espriye gülmemi beklerse büyük bir yanılgıya düşerdi beyefendi! Yüzümü buruşturup yaptığı esprinin ne kadar bayat olduğunu gösterdikten sonra önümdeki yeşillikleri yemeye devam ettim.
"İki canlıyım ben! Unuttun herhalde."
Aradan iki ay geçmişti. Karnım git gide büyürken annemle ve babamla aramı düzeltmiş her şeyi yoluna koynmuştum. Ya da şuanlık ben öyle zannediyordum. Telefonumu elime alıp yanaklarımı şişirdim. "Kimi arıyorsun?"
Sorduğu soruya cevap vermeden rehberden bulduğum isme odaklanıp, telefonu kulağıma götürdüm. "Alo Rüzgar. Nerdesin?"
Söylediğim isİmle kaşlarını kaldırıp ne oluyor der gibisinden elini havaya kaldırdı.
Rüzgar düğünden sonra sık sık ziyaretime gelmiş benden arkadaş olarak devam etmemizi yinelemişti. Başlarda kabul etmesemde ısrarlı davranışlarına daha fazla dayanamayıp kabul etmiştim. Dün ki attığı mesaj aklıma gelince arama isteği uyandırmıştı.
"Evdeyim. Kahvaltımı yapıp çıkacağım şimdi..Gelecek misin?"
"Evet. Sen evden çıkınca mesaj atarsın gideceğimiz yerin adresini..Bende ona göre çıkarım."
"Tamam canım. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattığımda Enis'in gür sesi salonu doldurmuştu. "Ne oluyor Miray?"
"Rüzgar'la buluşacağız bugün."
"Rüzgar?" dedi dalga geçer gibi. "Bildiğimiz Rüzgar?"
Başımı salladım. "Ne var yani? Niye uzatıyorsun şimdi?"
"Bilmem farkında mısın? O senin eski sevgilindi Miray. Bu kadar sık görüşmenize izin veremem. Çıkmıyorsun bugün dışarıya!"
"Ne diyorsun ya? Ne demek çıkmıyorsun?"
"Benimle evlendiysen bunları da göz önüne alacaktın canım!" dedi imayla.Az önce Rüzgar'da bana 'canım' kelimesini kullanmıştı. Duymuş muydu acaba diye düşünürken devam etti. "Sen de benim kadar dikkatli olmalısın artık! Miray Kahraman olduğunu hatırlatmam mı gerekiyor her an!"
"Her şey bir oyun. Farkında değil misin sen! Bende sana her an bunu hatırlatmaktan yoruldum!"
"Karnındaki çocuğa dua et." dedi hızla sandalyeyi itip oturduğu sandalyeden kalkarken. Ne demek istemişti bu şimdi?
Kaşlarımı çatarken elimdeki çatalı bırakıp bende arkasından ayaklandım.
"Ne demek istedin sen şimdi! Karnımdaki olmasa zaten seninle işim mi olur benim!"
"Git birde yaptığın saçmalıkları biricik Rüzgar'a anlat bakalım. O seni kimden olduğu belli olmayan karnındakisi için, evlilik masasına oturtur mu bir de ona sor!"
Söyledikleriyle nefes alamadığımı hissettim. Birkaç ay önce ona bu konuda karşısına dikildiğimi çok iyi biliyordu. Şirketin odasında ondan yardım istediğimi benim kadar kendisi de çok iyi biliyordu! Şimdi yaptığı çok..Çok alçakçaydı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞİNCİ MEVSİM
RomanceKollarımızı ısırarak saatler yapardık küçükken... Sanki zamanın canımızı acıtacağını anlarmış gibi. @cikolataliigofrett İlk Yayınlanma Tarihi : 01.03.2015 Son Yayınlanma Tarihi : 13.09.2015 Not: Bu hikayenin tüm hakları saklıdır.