♔ BM 14 "SAVAŞ İLANI" ♔

210 13 1
                                    

Ellerim titriyordu. Boğazım düğümleniyordu. İlk defa nefes almak bu kadar canımı sıkıyordu. Taksiciye Gonca'nın evinin adresini verip bebeğimden destek almak istercesine küçük parmaklarımı karnıma siper ettim. Şu an Gonca'ya anlatmak istiyordum içimdeki her şeyi. Eve gidersem biliyordum ki sabaha kadar ağlayacaktım. Gonca'nın beni kapısından kovmayıp, söylediklerimi dinleyeceğini varsayarak içimdeki fırtınayı dindirmeye çalıştım.

"Ben böylelerini çok iyi bilirim. Bebek bahanesiyle hayatımıza girerler. Bebeğin Enis'ten olmadığı ne malum?"

Kulağımda yankılanan ses tonuyla gözlerimi kapatıp hıçkırığımı dizginlemeye çalıştım. Taksici aynadan bana bakarken "İyi misiniz?" diye mırıldanmıştı.

Başımı sallayıp önüne bakmasını işaret ederken telefonumdan gelen titreşimle çantama yöneldim. Telefonun ekranında gördüğüm isimle dişlerimi sinirle birbirine sürttüm.

Açmayacaktım işte. Her şey bitmişti. Yolun sonuydu artık.

Rehberden Gonca'nın ismine gelince istemsizce duraksadım. 'Ya açmazsa?' diye düşünürken iç sesimle boğuşmaktan hızla sıyrıldım. Açacaktı işte. Ben ısrar edersem dayanamazdı o!

Birkaç çalışında açmadı. Telefonunu meşgule çevirmişti. Ama arka arkaya aradığımda beşinci çalışında -çok şükür- açmıştı.

"Ne var Miray?" Sesi soğuk geliyordu. Normalin aksine sertti.

"Gonca ben sana geliyorum.." Boğuk sesimle ağladığımı sezmiş olacak ki ses tonu biraz olsun yumuşadı.

"Miray..İyi misin sen? Bak merak ettiğim için sormuyorum." diyerek mesafesini yine koymuştu.

"Değilim!" dedim tekrardan ağlamaya başlarken. "Ben hiç iyi değilim Gonca. Sana ihtiyacım var."

"Arkadaşın olduğum mu aklına geldi yoksa?"

"Böyle söyleme daha fazla yakma canımı. Sana geliyorum."

"Ne, hayır!" Telefonda titreşen yüksek sesiyle yüzümü buruşturup telefonu yüzüne kapattım. Ne derse desin bu gece benim ağzımdan tüm olup biteni dinleyecekti!

Taksi yarım saat geçmeden kapının önünde beni indirmişti. Ücreti ödedikten sonra apartmana geçip Gonca'lara ait olan zile bastım. Kapı bir kaç saniye içinde büyük bir gürültüyle açılırken yüzümü buruşturdum.

Darmaduman olmuştum! Şuan karşıma geçip biri beni görse korku filminden kaçmışım sanıp düşüp bayılırdı belki de.

Asansörde onuncu kata basıp bir an önce inmeyi bekledim. Neyseki ışık hızla yanıp söndükten sonra koridora geldiğimi anlamıştım. Adımlarımı belli belirsiz Gonca'nın ait olduğu kapıya ilerlettim.

Annesi ve babası yatmışlardı umarım. Saçlarını iki yanından örmüş bir adet Gonca'yı görmemle gözlerim kısıldı. Beni bu halde gördüğüne o da şaşırmıştı. Dudaklarını 'o' şeklinde açmış bana bakıyordu!

Hızla kendimi onun kollarına atıp boynuna sarıldım. "Benim sana ihtiyacım vardı Gonca. Rahatsız etmek istemezdim. Özür dilerim!"

Her zaman dostça bana sarılan elleri bu sefer sarıldığımda sırtımda yoktu. Karşılık vermemişti bana. Hala kızgındı. Kırgındı!

"Bana hala kızgınsın biliyorum. Ama beni dinle önce. Bu akşam olanlar..Ah çok utanç vericiydi!" dedim ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başlamışken.

BEŞİNCİ MEVSİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin