♔ BM 17 "MÜJDELİ HABER" ♔

196 13 3
                                    

"...Siz Miray Korucu. Kimsenin baskısı altında kalmadanEnis Kahraman'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Bana yöneltilen soruyla gözlerim nikah masasının karşısındaoturan anne ve babama takıldı. Babam yüzündeki hafif tebessümle cevabımıbeklerken annemin gözü yaşlıydı. Duygusal yönden anneme çekmiştim.

Kız isteme olayını nasıl olduysa annem babama bir şekildeanlatmış ve benim üzerime gelip beni zorlamamışlardı. Annem karnımdaki bebeğebir şey olacağını düşündüğü için alttan almıştı belki de.

Parmaklarımın arasında bir hareketlilik sezmişken gözlerimiannemden çekip yanımda duran adama çevirdim. Cevabımı bekler ggibi gözlerindekitehlikeyi sezmişken dudakları misafirlerin bir şey farketmemesi açısından kıvrılmıştı."Hadi." dedi kısık çıkan sesiyle. Sesini sadece ben işitmişken nikahmemuruna dönüp "Evet." cevabını verdim.

Dudaklarımdan sahte bir gülüş belirirken misafirlercevabımın alındığı mutlulukla ellerini birbirine çırpmışlardı.

Kısa sürede Enis'e de aynı soru sorulmuş ve cevabı benimaksime biraz daha hızlı alınmıştı. Misafirler aynı şekilde alkışlar içerisindeimzaları atmamızı izlemişlerdi. Nüfus cüzdanını elime uzatan nikah memurunagarip bakışlar atsam da elime uzatılan cüzdanı alıp Enis'e doğru döndüm.

Enis yapmacık akan gülümsemesini silip ben daha ne olduğunuanlamadan alnıma kısa bir öpücük bırakmıştı. Bedenim gerilmeye başlamışkenellerimin uyuştuğunu hissettim. Neden yapmıştı şimdi böyle bir şeyi! O sıradanerede olduğumuz gerçeğiyle apta gibi göründüğümün farkına vardım.

Yüzüme onun gibi sahte bir gülümseme yerleştirip benimisafirlerin ortasına çekmesine izin verdim. Orkestrada çalan slow bir müziklegözlerimi gözlerine çevirdim. Onun bir eli belimde diğeri parmaklarımın arasındaydı.Garip şekilde terlediğimi hissettim. Bu kadar yakın olmak benim için fazlaydı.Çok fazla!

Bir an önce slow dansın bitmesini beklerken biten müziğinyerini yeni bir dans müziği doldurmuştu. İçimden derince bir 'Of' çekerkenkarşımdaki surat kıkırdadı. "Henüz düğünün başındayız tatlım. Birazdanmisafirlerin tebriklerini alacağız."

Tatlım kelimesini o kadar itici söylemişti ki; önüme kusmakistemiştim. Ukala şey ne olacak!

"Bir şey söylememiştim."

"Hissettim diyelim." dedi gözlerimin içinebakarken. Gözleri şimdi de koyu maviydi. Gerçekten ilginç biriydi. İnatlabakmaya devam ederken "Niye öyle bakıyorsun?" dedi araya girerken.

"Gözlerinin rengi gerçekten ilginç."

"Bunu herkes söylüyor." Kendini beğenmiş züppe!

"Bence iltifat olarak algılama. Tehlikeligörünüyor."

"Tehlike ve ben. Aramız çok uzak değil zaten."

Misafirlerin hayranlıkla bizi izlediğini farkettiğimdeolanlara anlam veremedim. Niye bu şekilde bakıyorlardı sanki! Bir kaç kişiylegöz temasını bırakıp tekrar Enis'e döndüm. "Neden hayranlıkla izliyorlaranlamadım. Görende birbirimize aşığız falan sanır.Rolümüzü iyi oynuyoruz demekki."

Enis yüzündeki alaycı tonu silip az önce benim baktığım gibimisafirlerin üzerinde gezdirdi maviliklerini. "Belki de görmekistediklerini görüyorlardır."

"Bu ne demek şimdi?!"

"Herkes görmek istediği gibi görür yaşanılanolayları."

BEŞİNCİ MEVSİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin