Yönetici Kalp- BxB

✧21✧

Şöyylle geçiş bölümü gibisindeeennn bir şey yazdım, yanlışlar olabilir iyi okumalarr bebiiisler <333

Yazardan

"Ne demek kovuldum Atakan Bey? Neyden bahsediyorsunuz?" Atakan karşısındaki kadına bakmadan önündeki kağıtları dosyaya geçirirken istifini bozmadı. Seren afallamış ifadesiyle öylece masasının önünde dikilirken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu korkuyla atan kalbiyle.

"Seren, yaptıklarını biliyorum." Sakin sesiyle konuşunca Atakan, Seren sertçe yutkundu. 

"Ne yapmışım ben?" Atakan alayla güldü ve kafasını kaldırdı. Gözlerindeki sert ifade Seren'i korkutmaya yetti.

"Demek aptala yatmayı tercih ediyorsun Seren," Atakan koltuğundan yavaşça kalkarken sıkıntılı bir nefes verdi, "Pekala." Kadının önüne doğru adımladı ve aralarında boşluk bırakarak karşısında durdu. Yapması gereken işler varken bu kadınla uğraşması sinirini bozsa da devam etti.

"Bilişim sistemini engelleme, bozma ve verileri yok etmenin bir suç olduğunu, cezai yaptırım uygulanabileceğini biliyor muydun?" Tane tane, net sesiyle konuştu Atakan. Sesinin sakinliğine zıt altında yatan o tehlike tüylerini diken diken etti Seren'in. Dudakları aralandı, hızlı hızlı nefes alırken Atakan onun gözlerindeki korkuyu ve tedirginliği çok net görüyordu. Sustu, bir şey diyemedi fakat içinde yükselen bir siniri hissetti, midesi fokurduyordu resmen. 

"Bunların hepsini, çalışma arkadaşın Can'ın üzerinden yapman suçunu ikiye katlıyor. Onun bilgisayarına girdin, o yapmış gibi davrandın, herkesin gözünde ötekileştirdin," Dişlerini birbirine bastırdı Atakan, "Özellikle de benim." Atakan bu düşünceden nefret ediyordu. Eğer en baştan Can'ın dosyalarına baksa, ne kadar başarılı olduğunu bilse ve böyle kıytırık hatalar yapmayacağını anlasa böyle olmazdı. 

"O mu ispiyonladı size?" Seren bir anda sinir dolu bir şekilde sırıttı. Gözleri sonuna kadar açılmışken, sonunda gerçek yüzünü gösterdi diye içinden geçirdi Atakan. Seren'in bu hali ister istemez onu eğlendirdi. "Siz onun nasıl biri olduğunu bilmiyorsunuz." Atakan sırıttı.

"Saçmalamayı kes, eğer şimdi çıkıp, muhasebeden çıkışını almazsan, yönetim kurulu ve avukatlarla beraber savcılığa gitmemiz gerekecek." Atakan tüm gece bunlarla uğraşmıştı. Şirketin yönetim kuruluna bu olaydan bahsetmese bile avukatının haberi vardı.

Seren Atakan'ın dediklerinden sonra burnundan derin soluklar aldı. Yumruklarını sıkmaktan avuç içleri kanayacaktı nerdeyse kadının. Can yürek yemiş olmalıydı ki kendisini ispiyonlayacak cesareti bulmuştu. Seren hiç nefret etmediği kadar nefret ediyordu ondan. Özellikle o kalbini hızlandıran koyu kahvelerin, kendisine sinir ve ifadesizce bakmasını sağladığı için ondan nefret ediyordu. Seren Atakan'dan etkileniyordu, tam aralarında bir kıvılcım olacağını düşünmüştü ki, o çocuk her şeyi mahvetmişti. 

İçinde kahkaha atma isteği vardı Seren'in. Eğer o kovuluyorsa, beraberinde Can'ı da götürecekti. Kendi kendine sırıttı. Atakan karşısındaki kadının şekilden şekle giren ifadesini ifadesizce izliyordu.

"Can'ın eşcinsel olduğunu biliyor muydunuz Atakan Bey?" Seren çok enteresan ve kabul edilemez bir şey söylediğini sanıyordu. Sanki Can'ın büyük bir suç işlemiş gibi konuşması Atakan'ı sadece güldürdü.

"Evet Seren biliyorum, bunun üzerinden onu tehdit ettiğini de biliyorum." Seren'in nefesi kesildi. Adamdan bu tepkiyi asla beklemiyordu. Nasıl olur da bunu normal karşılayabilirdi? "Tehdit artı bilişim suçu, etti sana üç yıl." Seren içindeki korkuyu görmezden geldi ve konuşabilmek için yutkundu.

"Kanıtınız yok, o ibnenin söyledikleri yeter mi sanıyorsunuz?" Dudağı yana kıvrılırken Atakan avuç içlerinin kaşındığını hissetti. Ne demişti o, ibne mi? Normalde söylendiğinde umursamayacağı kelimeyi Can'a karşı kullanınca neden bu kadar sinirlenmişti? Yumruklarını sıkmaktan kollarında belli olan ve seğiren damarları çatlayacaktı sanki. İşaret parmağını kaldırdı ve Seren'e doğrulttu.