Yönetici Kalp- BxB

✧46✧

2 ay bölüm paylaşmadım, telafi etmem gerekiyordu. O yüzden bir bölüm daha hehe

Yanlışlar varsa üzgünüüümm, iyi okumalar<33

Yedeği bende olan anahtarla girdim eve. Badem hızla yanıma yaklaşırken kapıyı kapattım ardımdan. Heyecanla dilini çıkarmış patisini uzatan köpüşe gülümsedim ve eğilerek biraz yumuşak tüylerini okşadım.

"Baba henüz gelmemiş," diye mırıldandım tatlı tatlı bakan köpeğe ve çömeldiğim yerde ayağa kalktım. Eşyalarımı portmantoya bırakıp kaldığım odaya ilerledim. Kaldığım oda... Doğru, bugün kendi evime gitme mevzusunu da konuşacaktım, gerçi bugün olmazdı. Zaten tartışmıştık ve üstüne eve gideceğimi söylersem yanlış anlar ve ciddi anlamda üzülürdü Atakan.

Salak ben, yine o şerefsizi düşünüyorum. O da gitsin gün boyu sevgilisine mesaj atmasın.

Sinirle çıkardım üstümdekileri. Tamamen çıplak kalınca banyoya ilerledim, sıcak bir duş sinirlerime de iyi gelebilirdi.

Duş sırasında odadan sesler gelince onun geldiğini anladım. Saçlarımı son bir kez köpükleyip çıktım. Askılığa baktığımda sadece yüz havlusunu görmemle ofladım. Hepsi kirlide olmalıydı. Yanıma kıyafetlerimi de almamıştım. Kapının ardında Atakan'ın bekliyor olduğu gerçeği de yutkunmama sebep oldu.

Ne saçmalıyorum ya, şimdi sırası mı?

Kafamı iki yana sallayarak +18 düşünceleri sildim kafamdan. Askılıktaki yüz havlusunu aldım, vücudumu, saçlarımı iyice kuruladıktan sonra belime sardım. Aynadan kendime baktığımda havlunun zar zor alt tarafımı kapattığını gördüm. Mini bir etek giymişim gibi duruyordu. Siktir ya, çok erotik duruyorum. Galiba Atakan'la sevişmemiz gerekecek.

Derin bir nefes alıp kapıyı araladım. Gece lambalarının loş ışığıyla aydınlanan odada, yatakta oturan bedeni görünce istemsizce irkildim. Atakan bir anlığına duraksadı, dudakları bir şey diyecekmiş gibi aralandı fakat vücudumu ağır ağır süzünce geri kapattı. Yutkundum sertçe ve ben de onun üzerindekilere baktım kısaca. Beyaz gömleğinin düğmelerini üstten açmış, kravatı çözülmüş bir şekilde boynunda asılı duruyordu. Tekrar yüzüne çevirdim bakışlarımı.

"Yeni mi geldin?" Diye sordum soğuk bir şekilde. Kısık koyu kahveleri yavaşça elalarımla buluştu.

"Biraz oldu." Anladım anlamında kafamı salladım. Dolaba doğru ilerledim ve ona arkamı dönerek kapaklarını açtım. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Ayağa kalktığını ve buraya doğru adımladığını duymamla heyecanım arttı. Tam arkamda adım sesleri kesildi. Benden uzun olduğu için gölgesi önüme düşmüştü.

"Bu şekilde üşürsün, neden bornozunla kurulanmadın?" Kalın, çekici sesi kulağımın hemen arkasındaydı. Ben ise dolaba boş boş bakıyordum sadece.

"Şimdi mi beni düşünesin geldi?" Sakin ve tekdüze çıkan sesimle Atakan derin bir nefes aldı. Sıcak nefesi boynuma çarparken öyle mal mal dolaba bakmayı kesip elimi askılıklarda gezdirerek bir şey arıyormuş gibi yaptım.

"Özür dilerim." Kafamı yana doğru çevirerek koyulaşmış gözlerinin içine baktım.

"Senden beklediğim özür değil, bir açıklama Atakan." Göz temasımız saniyeler içinde benim önüme dönmemle bozuldu. Katlı duran iç çamaşırlarıma doğru hafif eğildim ve beyaz renkli olanı alıp doğruldum.

"Adil oynamıyorsun." Boğuk sesiyle kaşlarım çatıldığı sırada saçımdan akan bir su damlacığı boynumdan omzuma doğru yol aldı. Onu durduran şey Atakan'ın dudakları oldu. Kesik bir nefes aldım. Yumuşak sıcak dudaklarının hissiyatı kaybolmadan arkadan kendini bana yasladı ve kolunu belime sararak çıplak, pürüzsüz karnımı okşadı yavaşça.