✧37✧

35.6K 2.4K 677
                                    

Yanlışlar olabilir kusura bakmayın, iyi okumalaaarr 😽🐰🐨

Atakan'ın koluna doğru biraz daha sırnaştı kapıdan içeri girerken. Sebebi olmadığı halde utangaç ve mahcup hissediyordu Can.

Sabah yaşananlardan sonra işe gitmeyip direk Atakan'ın evine gelmişlerdi. Eşyalarını daha sonra almak için akşam tekrar uğrayacaklardı.

Kapıyı ardından kapatırlarken Can antreyi inceliyordu. Aynı sitede evi olan arkadaşı Ayşegül'ün evinin mimarisiyle neredeyse aynıydı fakat daha farklı ve modern döşenmişti. İçeri doğru adımladıklarında Atakan şaşkın ördek gibi etrafı inceleyen tatlı yüzlü inceliyordu göz ucuyla. Fakat yanağındaki kızarıklık ve dudağının kenarındaki o küçük yara midesinin kasılmasına sebep oluyordu.

Can'ı sabah o halde görmesiyle uzun zamandır hissetmediği o endişe ve korku vücudunu sarmıştı. Telefonda sesinin garip gelmesine çok aldırış etmemişti ilk başta, yeni uyandığından öyle geliyordur diye düşündü ama o titreme ve kırıklığı hissettiği an başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Can'a kısa sürede öyle bağlanmıştı ki, ona gelecek herhangi bir zarar mahvediyordu onu. Dokunmaya kıyamadığı teninde başka bir şerefsizin canını acıtacak şekilde iz bırakması sarsmıştı onu.

O an sinirlerine hakim olmalıydı çünkü Can gerçekten kötü görünüyordu duygusal anlamda. Onun yanında olduğunu ela gözlüye hissettirmeli ve sarmalamalıydı bedenini. Belki çok teselli edememişti fakat elinden geleni yapmıştı iyi hissettirebilmek için. Şerefsiz amcası tarafından aklına sokulan bu saçma sapan düşünceleri yok etmeliydi, sonra sinirini pekala o adamdan çıkarabilirdi. Can'a kalkan o elini kırmak isteyen tarafını susturdu, şimdilik. Şuanda tüm odağı yanındaki oğlandaydı.

"Kahvaltı etmek ister misin? Sana bir şeyler hazırlarım, hım?" Başkalarıyla konuşurken asla dikkat etmediği ses tonunu yumuşatıyordu Can'ın yanında, daha bir özen gösteriyordu. İlk zamanlardaki kaba saba konuşması geliyordu bazen aklına, nasıl kıyabilmişti öyle sert konuşmaya?

"Yok, canım istemiyor." Hafif dudaklarını büzerek, isteksizce konuşmasıyla kafasını salladı Atakan anlayışla. "Ama susadım azıcık."

"Tamam, sen otur ben sana getireyim suyunu." Atakan ondan kolunu çekecekken Can panikle sarıldı tekrar koluna. Belki kendisi farkında değildi ama parmakları sürekli hareket halindeydi Atakan'ın açıkta kalan kollarının üstünde.

"Bende geleyim." Atakan Can'ın şuan hassas davrandığının farkındaydı. Bu yüzden sıcak bir tebessüm edip kafasını saladı.

"Gel bakalım ördek." Can bir anda kıkırdayınca Atakan'ın içine su serpildi. Onu cidden üzgün görmeye dayanamıyordu.

"Ne ördeği ya?" Mutfağa doğru ilerlerlerken omuz silkti Atakan.

"Öylesin, annesini takip eden küçük ördek gibisin." Can'ın açık renkteki kaşları havalandı.

"Sen anne ördek mi oluyorsun yani?" Alayla konuşmasıyla Atakan kaşlarını çattı şakacı bir ciddiyetle.

"Ne o, beğenemedin mi?" Mutfağın kapısına girince kafasını iki yana salladı Can gülerek.

"Bence baba ördek olmalısın." Çatılı kaşları havalandı Atkan'ın. Kendi kendine sırıttı fakat bir şey demedi. Aklı bazen çok saçma yerlere gidiyordu, "Aaa!" Can'ın şaşırmış nidasıyla kendine geldi. Hemen yanındaki ela gözlüye baktı ve yüzündeki gülümsemeyle karışık şaşkın şekilde buzdolabına baktığını gördü. Atakan boşuna demiyordu ördek diye, şaşkın ördekti işte aynı.

Can ellerini çekti Atakan'dan ve buzdolabına doğru ilerledi. Atakan aynı yere bakınca gülümsedi kendiliğinden. Hiçbir aksesuarın olmadığı buzdolabının üstünde küçük bir magnetle tutturulmuş, Eren'in çizdiği resim asılıydı.

Yönetici Kalp- BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin