Yönetici Kalp- BxB

✧62✧

Smutlu bölümlere çok az yorum geliyyooo soluksuz okumayın sdhdajdsjhda

İyi okumalarrrr ;)

Ela gözlü oğlan adamın kucağında yan bir şekilde oturmuş beraber şaraplarını yudumlarken, üşümüş bacağını okşayan büyük elin hissiyatıyla mayışıyordu git gide. Yanakları yanarken nasıl olmuştu da bacakları bu kadar üşümüştü bilmiyordu. Atakan kucağında kıvrılmış bedenin beyaz, pamuk bacaklarında boydan boya gezdiriyordu avuç içlerini. Ayakları da soğumuştu, eliyle tutup ılımasına yardımcı oluyordu.

"Kalorifer gibisin." Atakan ela gözlü çocuğun söylediği şeyle sırıtırken şarabından bir yudum aldı, oldukça iyi bir seçim yapmıştı erkek arkadaşı.

"Sıcaklığımı daha da hissetmek istersen fazlalıklardan kurtulabiliriz." Muzip ses tonuyla dediği şeyle Can kıkırdadı. Tepsiye uzanıp aldığı krakeri beyaz dişleri arasında kemirirken gözlerini kaçırdı. 

"Bunu gerçekten isterim." Şaraptan mıydı bilmez, daha bir istekliydi, cesurdu bugün. Atakan'ın kaşları havalanırken uzun parmakların arasında duran krakere uzanıp ısırık aldı.

"Ellerim dolu, gördüğün gibi. Sen yapar mısın?" Bir eli oğlanın bacaklarında, diğer elinde tuttuğu kadeh varken bahane sayılmazdı bu. Can kızarık yanaklarla kafasını salladı. Kalan krakeri ağzına atıp tek elini götürdü düğmelere, zira diğer elinde tuttuğu kadehi vardı. Tek tek açtı üstten başlayarak ve o güzel, yapılı vücudu açığa çıkardı. Kırmızı dudakları aralık bakarken gözlerinden kalpler çıkacaktı adeta.

"Vücudun çok güzel." Hülyalı bir sesle söylediği cümleyle Atakan biraz dalga geçmek istedi onunla.

"Yoksa vücudum için mi seviyorsun beni, hım?" Can panikledi.

"Hayır elbette. Sen bana karşı çok naziksin, kibarsın. Düşüncelisin de. Hakkımda benim bile fark etmediğim şeyleri biliyorsun. Seninleyken sevilmenin ne demek olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. Çok aşığım sana." Atakan beklemediği bu sözler karşısında kalp çarpıntısıyla şaşkınca kaldı öylece, "Vücudun da bir artı tabii." Ufak kıkırtının ardından şarabından bir yudum alırken Atakan karşısındaki güzelliğin gerçek olup olmadığından emin olamıyordu.

"O güzel ağzın ne hoş şeyler söylüyor öyle." Can gülümserken bir elini çıplak, kaslı göğüse koyup okşadı boydan boya.

"Sen çok daha iyilerini duymayı hak ediyorsun. Çünkü beni öyle mutlu ediyorsun ki." Atakan elinin altındaki çıplak baldırı hafifçe sıktı.

"Nasıl bir şeysin sen?" Kendi kendine mırıldanırcasına sorduğu şeyle Can cilveli bir kıkırtı sundu sevgilisine. Göğsündeki elini karın kaslarına indirdi ve altındaki vücuda sığınarak dudak büzdü.

"Nasıl bir şey mişim ben?" Atakan onun bu hallerine heyecandan ölebilir gibi hissetti. 

"Seni sana bile anlatmam, sadece bende kalsın." Can dudaklarını yalarken mayışık bir şekilde dudaklarını bastırdı adamın göğsüne. Baldırında gezinen el, altındaki çıplak vücut ve Atakan'ın o içine işleyen çekici sesiyle alev alev yanıyor gibi hissediyordu. Kalçasını hafif oynatınca hissetti o büyüklüğü.

"Anlatma o zaman, kıskanırım." Atakan kaşlarını çatarak güldü.

"Kendini mi kıskanacaksın?" Dudaklarını buğday tene sürtmeye devam ederken kafa salladı mayhoşça.

"Hı-hı, ben kıskancım biriyim." 

"Bak sen," 

Can hafif doğrulduktan sonra kadehinde kalan tek yudumluk içkiyle göz göze geldi. Aklına gelen fikirle heyecanla yutkundu ve Atakan'ın boynuyla köprücük kemiğinin birleştiği noktadan başlayarak sarsakçana döktü kadehin içindeki şarabı. Atakan bu hareket karşısında şok olurken kan kırmızı sıvının soğukluğuyla irkildi. Can ise masum bir ifade takınarak büzdü dudaklarını.