1 milyona çok az kalmış🥹
Yine kendi kendime sırıtıp kafamı sallarken ocağın altını kapattım. Patlamış mısırları iki farklı kaseye bölüştürürken aklımdan çıkmayan anlarla dudağımı ısırdım. Atakan'la geçirdiğimiz o muhteşem geceden sonra sanki yeni bir dünyanın kapısı açılmıştı zihnimde. Adım attığım dünyada o tatlı, ağız sulandırıcı meyveden bir ısırık almamla beraber, boşlukta çırılçıplak süzülürken ılık bir esintinin vücudumu okşaması gibi enfes bir his sarmıştı bedenimi.
Bir şeyi yemekten veya bir fiili tekrar etmekten sıkılırdı insan. Ama Atakan'la sevişmek bağımlısı olacağım ve daha da fazlasını isteyeceğim bir şey gibiydi.
Derin bir nefes aldım ve kaseleri iki elimle tutup içeriye geçtim. Atakan koltukta oturmuş, ayak bileğini diğer bacağının dizine atmış yayvan bir şekilde oturuyordu. Siyah saçları alnına düşmüş, hafif çatık kaşlarla televizyondan film seçmeye çalışıyorlardı Eren'le.
"Bunu istemiyom." Diye mırıldandı Eren huysuzca. Atakan'ın dibine oturmuş, koluna sarılmış bir şekilde dolu gözlerle dudak büzüyordu. Yine huysuz bir anındaydı.
Atakan'ın diğer yanına da ben geçtiğimde elimdeki kaseyi Eren'e uzattım.
"Al abicim." Kaseyi aldı ve kucağına koydu. Ben de bağdaş kurup kaseyi bacaklarımın arasına koydum.
"Madagaskar izleyelim." Diye mırıldandı Atakan baygınca. E tabi yarım saattir o olmaz bu olmaz adam bezmişti. onun bu haline sırıtıp ağzıma bir mısır attım.
"I-ıh. Minikolu."
"Ne bu miniko? Az önce arabalı istiyorum dedin." Atakan kendinden emin olmayarak söyledi bunu.
"Demedim!" Derin bir nefes alıp Atakan'ın elindeki kumandaya uzandım.
"Aşkım bi ver." Kumandayı aldığım gibi arama kısmını Çılgın Hırsız yazdım. Miniko Eren dilinde Minions demekti.
"Aşkım bana vey." Eren Atakan'ın kucağından kumandaya uzandığında ağzım aralık bir şekilde Eren'e döndüm. Atakan da aynı şekilde yüzündeki sırıtmayla sarı oğlana bakarken dudağımı ısırdım gülmemek için.
"Ne dedin bakayım sen?" İri ela gözlerini kırpıştırırken ağzındaki mısırı yuttu.
"Aşkım." Kendimi utamayıp büyük bir kahkaha atarken Atakan da kafasını geriye atıp güldü. Salak bebe beni taklit ediyordu.
İkimizin gülmesiyle harika ve fena komik bir şey dediğini zannetmiş olacak ki mısır kasesini yana koyup ayağa kalktı koltukta.
"Aşkım, aşkım aşkııımm!" Diye delirirken kollarını Atakan'a sarıp kıkırdadı.
Atakan gülmeye devam ederken onu koltuk altlarından tutup havalandırdı. Eren çığlık atarken Atakan yüzündeki sırıtmayı gizleme gereksinimi duymadan ciddi bir ses tonuyla baktı elalara.
"Şşş, aşkım falan hayırdır? Duymayayım bir daha ağzından."
"İndiy beniii!" Diye hem kıkırdayıp hem bağırdı.
"Bir daha diyecek misin aşkım diye?"
"D-demicem."
"Aferin sana." koltuğa geri oturtup kucağına kaseyi verdi, "Ye şimdi mısırını."
Atakan beni bildiği için bilerek söylüyordu bunları. Eren gidip kreşte bu kelimeyi arkadaşlarına söylerse muhtemelen velilerin kulağına gidecek ve bundan bile rahatsız olacaklardı, şaka gibi gelse de. Çocuklar sonuçta, ailelerini örnek alıyor, kopyalıyordu her bir söylediklerini. Tabi kreşteki bazı çocuklar vardı ki aileleri pimpirikli. Benim çocuğumun oyuncağını almış, benim çocuğuma fare demiş de bilmem ne. Bu tatlı ve masum kelimeye bile bir arıza bulacakları için Eren'i tatlı dille uyarmak zorundaydım. Tabi kardeşimi kimse benden daha iyi tanıyamazdı. Yarın çocuklardan birine bunu söyleyeceğini biliyordum. Ama artık o kadar da ince düşünmüyordum el alemin ne diyeceği hakkında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yönetici Kalp- BxB
General FictionYeni yöneticisinin gelmesiyle birlikte Can'ın iş hayatı oldukça zorlu geçecek.