✧6✧

36.5K 2.7K 599
                                    

Yanlışlar varsa soorrrry

İyi okumalaaarr bebişler <33

"Can, buraya gelir misin?" Atakan Bey'in kendi odasından seslenmesiyle yaptığım işi bırakıp ayağa kalktım. Kapısı açık olduğundan direkt duymuştum. Kalbim ister istemez hızlanırken odasından içeriye girdim. Atakan Bey artık isimlerimizle sesleniyor, bey/hanım gibi hitaplar kullanmıyordu. Böylesi daha iyiydi bence.

"Evet Atakan Bey?" Kaşları çatılmış, gergin yüzüne bakarken korkmadan edemedim.

"Can bu dosyaları kontrol ettiğinden emin misin? Aklın nerede senin?" Sertçe yutkunurken şaşkınlıkla aralandı gözlerim. Yanlış bir şey yaptığımı hatırlamıyorum.

"Evet, ben hepsini detaylı bir şekilde kontrol ediyorum." Eliyle beni yanına çağırırken avuç içimi pantolonuma sürtüyordum gerginlikle. Sandalyesinin yanına gittim ve ekrana doğru eğildim. Gösterdiği dosyaya bakınca kaşlarım çatıldı anlamadığım bir şekilde. "Bunu düzenlediğime adım kadar eminim." Kafamı ona çevirince bana baktığını gördüm, yüzlerimizin bu kadar yakın olması garip bir şekilde karnımın kasılmasına neden oldu. "Hatta iki kere kontrol edip attım Atakan Bey." Diye kendimi açıklarken dudaklarım istemsizce büzülmüştü. Kendimi kanıtlamak istiyordum bu sefer. 

Atakan Bey bir süre daha baktı yüzüme, "Bundan sonra üç kez kontrol et." Omuzlarım düşerken yerimde dikleşip odasından çıkmak üzere kapıya doğru yürüdüm. O kadar emindim ki bu dosyayı tamamen kontrol ettiğime. Hatta kim yaptıysa ne çok hata yapmış diye düşünüp, iki saat boyunca aynı belgeyle uğraşmış, eksik belge ve linklerle tamamlayıp onaylamıştım. Bunları Atakan Bey'e anlatsam muhtemelen bahane uydurma der geçerdi. 

"Çıkabilirsin demedim." Duygu içermeyen tonlamasıyla kalbim deli gibi çarparken adımlarım anında durdu ve arkamı döndüm tekrar. Parmaklarımı birbirine kenetlemişken gerginlikle dudaklarımı yaladım. Sürekli yaptığı gibi parmaklarının arasındaki dolma kalemi hızlı hızlı oynatıyordu. Büyük elleri ve uzun parmaklarından dolayı kalem küçücük kalmıştı.

"Kusura bakmayın." 

"Sana yanlış yaptığın bir durumu izah etmeye çalışıyorum, sen ise cevap vermeden gitmeye yelteniyorsun." Ona bakmaya dayanamayıp başımı eğdim, dinlemek istemiyordum bunları, "Her neyse. Dosyaları alfabetik sıraya göre değil, planlamadaki konu sırasına göre düzenle." Başımı yerden kaldırım yutkunurken dik dik bakan koyu kahve gözlerine odaklandım. 

"Tamamdır Atakan Bey." Diye konuştum cılız sesimle. Önündeki ajandasına bir şey yazarken hala aynı yerde dikiliyordum olduğum yerde. Birkaç saniye sonra kafasını kaldırıp anlamayan gözlerle bana bakarken siyah kaşları çatıldı. 

"Ne duruyorsun?" 

"Çıkabilirsin demediniz efendim." Diye masum bir şekilde konuşunca bir şey diyecek gibi oldu fakat öylece durdu.  Aralık dudakları kapanırken birbirine bastırdı dudaklarını ve saliselik yana kıvrıldı sanki. Belki de ben yanlış görmüşümdür.

"Çıkabilirsin Can."

***

Çıkış saati geldiğinde bilgisayarımı kapattım ve eşyalarımla beraber kalktım. Ofisten çıkıp asansörlere ilerleyip düğmeye bastım ve açılan kapıdan girdim. En aşağıya inerken saate baktım ve Eren'in çıkış saatine az kaldığını gördüm. 

Bir yandan ne yemek yapsam diye düşünürken asansör durdu ve inerek çıkışa doğru yürüdüm. Patates salatası iyi olabilirdi, Eren çok seviyor. Yanında da birkaç parça haşlama brokoli yapsam tamam. Bol bol sebze yemesi gerekiyordu onun. Bazen hamburger tarzı şeyler yemek istiyordu. Elbette her çocuk severdi, hatta ben de çok seviyordum. Nadir olacak şekilde yediriyordum ona fast food.

Küçükken hatırlıyorum da okuldan gelirken hep bir pizzacının yanından geçerdim. Çok özenir, canım çekerdi ama anne babama söyleyemez, eve gelince de annemin sürekli yaptığı karalahana çorbasını içerdim. Nefret ederdim o çorbadan. Karadenizli bir komşudan öğrendiği çorbayı haftada iki üç kez yapardı. Ben de yiyormuş gibi yapar kalkardım hemen sofradan. Zaten yiyip yemediğimi çok umursamazlardı rahmetliler.

Ondandır belki hep zayıf bir çocuk olmuştum küçükken. Annem okul için beslenme hazırlamaz, bazen bir meyve suyu ve pakette satılan üzümlü ekmeklerden alır koyardı. Ben ise şimdi Eren için her akşam özenle beslenme hazırlıyordum. Aşırı yorgun olsam bile üşenmeden kalkar hazırlardım. 

Kendi kendime gülümserken annemle babamı düşündüm. Şimdi bizi izleyince ne düşünüyorlardır acaba?

Elimi cebime attığımda cüzdanımın olmadığını fark ettim. Montumun ceplerine de baktım fakat yoktu. Ofiste bıraktığım aklıma gelince oflayarak geri döndüm asansörlerin olduğu kısma. Hızlı adımlarla sağdaki asansörün önünde beklerken kapı açıldı ve gördüğüm kişiyle kaşlarım çatıldı. O yarım saat önce çıkmamış mıydı? Seren asansörden çıkarken beni görünce hafif şaşırsa da hemen toparlayıp yapmacık bir şekilde gülümsedi ardından ve bir şey demeden çıkışa doğru yürüdü ince topuklularıyla.

Neden şaşırdığına anlam veremezken umursamayıp boş asansöre binip üst kata çıktım. O da benim gibi bir şeyini unutmuş olmalıydı herhalde. Asansör kapısı açılınca indim ve ofise doğru yürüdüm boş koridorda. Herkes çıkmış olmalıydı. 

Ofise girip masama ilerledim ve hemen dosyaların yanında duran siyah küçük cüzdanı aldım. Geri dönecekken gördüğüm şeyle kaşlarım çatıldı. Bilgisayarı kapattığıma emindim fakat şuan uykuya alınmış olarak duruyordu. Fareyi biraz hareket ettirince kilit ekranı açıldı. Şifreyi girdikten sonra kapatacağım sırada içime bir kurt düştü. 

Son açılan uygulamalara girdim fakat bir şey yoktu, tarayıcı geçmişinde de son girdiğim sitenin linki vardı. Bir şey bulamayınca son olarak birkaç gündür üzerinde çalıştığım klasörlere girdim ortak dosyasından. Dosyaların eksik ve sırasının karıştırılmış olduğunu görmemle ağzım açık kaldı. Bu neydi böyle? 

Ben bu şekilde bırakmadığıma o kadar emindim ki. Günlerdir bu belgelerle uğraştığımdan ezberlemiştim artık, o yüzden yanlışlık yaptığımı düşünmüyordum. Bugün Atakan Bey'den işittiğim azar geldi aklıma. Eksiklikleri düzelttiğimden emin olduğum halde eskisi gibi öylece duruyordu dosya. Onları düzeltmek için tekrar iki saate yakın bir zaman harcamıştım. 

Birinin benim kuyumu kazdığı aşikardı. Şifremi girip dosyaları karıştırıyor, düzelttiklerimi silip ilk hali olarak kaydediyordu. Aklıma bunu yapacak sadece biri geliyordu. O da az önce asansörün önünde karşılaştığım, beni görünce şaşıran Seren'den başkası değildi.


Bu kısa bir bölüm oldu biliyorum sizi kesmez, bir bölüm daha atarım birazdan 

Oy atmayı unutmayınn <33 muaah

Yönetici Kalp- BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin