Bölümü atıp uyumaya gidiyorum. Son satırları gözlerim yarı kapalı yazdım, aşırı yorgunum :(
Umarım beğenirsiniz şekerfareler🐭🍭, iyi okumalarr💖
Saniyeler içerisinde dikenli tellerle sarılmıştı boynumun etrafı. Nefes almak zorlaşmış, acı veriyordu. Midemden yükselen his zorlasa da misliyle güçlüydü o baskı, boğuluyor gibi hissediyordum. Zihnimin suskunluğu çok gürültülüydü. Hiçbir şeyi idrak edemeyip aynı zamanda bin bir türlü sahneyle çalkalanıyordu.
"B-bunlar ne?" Diyebildim zorla. Sesim öyle kırgın, öyle titrek çıkmıştı ki kaşları çatıldı.
"Ne oldu?" Dedi anlamayarak.
"Beni," Dilim reddetti o kelimeyi yuvarlamayı, sesim çırpındı çıkmamakla, izin vermedim hiçbirine, "Aldatıyor musun?"
Zihnimde tekrar etti kendi cızırtılı sesim. Öyle yankılıydı ki, küçük odacıkların duvarlarına çarpıp çarpıp tekrarlatıyordu kendini, her bir zerreme kazımak istermiş gibi.
"Can, n-ne saçmalıyorsun?" ilk defa kekelemişti Atakan. Şoktan mıydı yoksa inkar etmenin kaçışı mıydı?
Gözümden bir yaş akarken Atakan dayanamayıp telefonu aldı elimden. Ne olduğunu anlamamıştı hala. Ekrana baktı ve kaşları daha da çatıldı. Sanki her şeyden bihabermişçesine. Sıkıntılı bir nefes aldı ve yüzünü kısaca sıvazlayıp yaklaştı bana doğru, elini yanağıma uzatınca geri çekildim dokunmadan. Bu hareketimle yıkılmıştı adeta.
"Güzelim, sandığın gibi değil. Bir dinle." Dinleyecektim elbette. En ince ayrıntısına kadar, defalarca yıkılana kadar.
"Mesajları aç."
"Açıklayacağım sa-"
"Atakan, mesajları aç dedim." Sertçe yutkundu ve kilidini açıp girdi mesajlara. Bir hıçkırık kaçarken dudaklarımdan uzattığı telefonu aldım titreyen ellerimle. Her zaman kısık bakan gözlerini belertmiş, kaşları masumiyetle havalanmıştı. Dudakları aralık dursa da bir şey diyecekmiş gibi kıpırdıyorlardı telaşla.
"Lütfen ağlama, yemin ederim sandığın gibi değil." Gözlerine bakmadım. Mesajların en üstüne çıktım. Kulaklarım, boynum, yanaklarım alev gibi yanıyorlardı.
Elbette biliyordum Esra'yı. Kreşteki Yiğit'in annesiydi. Tatlı, güzel, saf bir kadındı. Eşiyle boşandıklarını söylediğini hatırlıyorum Ayşegül'ün. Sadece... Nasıl?
Mesajları okudum tek tek. Esra atmıştı ilk mesajı ve Atakan birkaç gün sonra cevap vermişti ona, ayrıca her defasında Esra Hanım, siz gibi samimiyetin olmadığı tabirler kullanmıştı. Esra ise gayri resmi konuşmayı abartmış, utanan maymunlar, flörtöz ve cilveli mesajların içinden geçmişti... Ufak bir rahatlama gelse de yanağımdan çeneme doğru bir yaş daha akmasına engel olamadım.
"Bebeğim," Diye fısıldarcasına mırıldandı Atakan, çok yakınıma girmişti. Geri çekilip devam ettim okumaya.
Atakan mesajlara çok kısa cevaplar vermiş, bazen görüldü atmıştı genel olarak. Bu, içimdeki yangına yağmur damlası olsa da cevabını duymam gereken sorular vardı.
Son mesajları da okuduktan sonra engel olamadığım göz yaşlarımı sertçe silip koyu kahvelerine baktım.
"Açıkla hadi, bekliyorum." Yutkundu sertçe ve anlatmaya başladı aceleyle.
"Eren'in toplantısına gittiğim gün almış numaramı, yemin ederim ben vermedim Can. Yanımda oturuyordu, benimle konuşma çabası içerisindeydi fakat geçiştirdim onu çoğunlukla. Nasıl aldıysa almış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yönetici Kalp- BxB
General FictionYeni yöneticisinin gelmesiyle birlikte Can'ın iş hayatı oldukça zorlu geçecek.