Yönetici Kalp- BxB

✧33✧

Koyduğum resimler Love History Caused By Willful manhwasının fanart veya çizerin kendiği çizdiği şeyler arkadaşlar. Manhwadan bağımsız ve çizim tarzı da farklı. Toplu bir şekilde cevaplayayım dedim her seferinde unutuyorum dhahdashd

Yanlışlarım olabilir, iyi okumalaarr  ♡•ᴗ•♡

Kafamı masaya, kollarımın arasına koydum yorgunlukla. Büyükçe esnerken gözlerim yaşlandı, bugün biraz fazla uykuluydum çünkü dünkü öpüşmemiz aklımdan çıkmadığı için gece uyuyamamıştım. Sabaha kadar yatakta sağ sola dönmüş, içimdeki o heyecanla gözüme bir gram uyku girmemişti. Parmaklarım sürekli dudaklarıma gitmiş, aptal aptal sırıtmıştım.

Çok güzel hissettirmişti öpüşü, acaba bir daha ne zaman öpüşürdük? Gözlerim kapanırken gülümsedim kendi kendime. Böyle duyguları yaşayacağıma hiç ihtimal vermiyordum. İki-üç ay önce deselerdi Atakan Bey'le bir ilişki yaşayacaksınız diye, sadece güler geçerdim. Ama şimdi bambaşka bir durumun içindeydik. Bakışları, dokunuşları, konuşması... çok değişmişti. Bana kendimi özel hissettiriyordu ve onunla bu durumu devam ettirmek istememe sebep oluyordu. Ona hayır diyebileceğimi veya bu aramızdaki her ne ise hoşuma gitmediğini söyleyemezdim, böyle bir şeyi düşünmüyordum zaten.

Ofisin kapısının açıldığını duyunca onun geldiğini anladım ama kafamı kaldırmadım. Henüz mesai de başlamamıştı, yani böyle yatmama bir şey demezdi.

Yaklaşan adım seslerini işitmemle yutkundum. Hala kıpır kıpır hissediyordum. Adım sesleri tam yanımda durunca o ferah, hoş kokusu geldi burnuma. 

Ne yapacak diye beklerken bir anda dokunuşunu hissettim. Anında bir ürperme gelirken üstümdeki tişörtün açıkta bıraktığı ensemi parmaklarının tersiyle yavaşça okşadı. Tüylerimin diken diken olduğunu hissetsem de istifimi bozmadım. Sıcak dokunuşunun hissiyatıyla kalbim hızlandı. Ardından parmakları hafifçe boynuma doğru indi, nabzımı orada çok rahat hissedebilirdi ama buradan huylandığım için kafamın altındaki bir kolumu çıkarttım ve ensemde dolaşan büyük elini tuttum. Kafamı da kaldırmadan yan çevirerek kızardığını tahmin ettiğim yanaklarla ona baktım. 

Avcunu hemen kafamın yanındaki yere yaslamış, diğer eli ensemde, elimin altındayken yüz ifadesi ciddiydi.

"Günaydın." Diye mırıldandım kısık, çatallı sesimle. Dudaklarında küçük bir sırıtma meydana geldi.

"Günaydın." 

Parmaklarını tekrar hareket ettirdiğinde gülmeme engel olamadım. Kaşları havalanırken elini hareket ettirmemesi için daha sıkı tuttum. Sırıtışı büyürken elini benim elimle beraber çekti ve masaya yaslayarak orada hapsetti. Ardından eğildi, enseme çarpan sıcak nefesini hissedene kadar iyicene yaklaştı. Oraya doğru üfledi nefesini, istemsizce soluklarım kesikleşirken dudaklarını yavaşça bastırdı. Yumuşak ve sıcak dudakları oradayken burnundan derin bir nefes aldığını işittim. Ardından küçük bir şapırdatma sesiyle ayırdı dudaklarını. Gözlerimi kapatıp açtım sakinleşmek için.  

"Günaydın öpücüğüydü." Dediği şeye kıkırdarken kafamı kaldırdım. Ensem yanıyor gibi hissediyordum. Oturduğumdan dolayı yüzüne doğru kaldırdım kafamı, o da elimi serbest bıraktı, "Ben de bir tane isterim." işaret parmağıyla yanağını işaret edince yutkunup etrafıma baktım istemsizce.

"Ama ya biri görürse?"

"Şirketin yarısından fazlası iş seyahatinde Can," İfadesiz yüzündeki küçük alaylı sırıtışla bana bakarken koyu kahve gözleri parlıyor gibiydi, fakat sırıtışı yok oldu bir anlığına, "Tabi öpmek istemezsen anlarım." dudaklarım aralanırken ayağa kalktım anında.