Yönetici Kalp- BxB

✧47✧

✧･ﾟ:*S2Ş VAR *:･ﾟ✧

Uyarımı yaptım, yanlışlar varsa soorry, iyi okumalarr ;)

Atakan alt dudağımı emerken kollarım boynuna sarılı, gözlerim kapalıydı. Öyle iştahla öpüyordu ki, nefessiz kalmıştım. 

Bunu anlamış gibi dudaklarını çeneme yöneltti. Ensesindeki saçları parmaklarım arasında kayıp giderken derin bir nefes aldım. Çenemi ağzının içine alıyor, dişlerini sürterek ıslak öpücükler bırakıyordu. Ağzından çıkan mırıltılar tıpkı lezzetli bir şey yiyormuş gibiydi.

Kalçamdaki ellerini hırsla sıkılaştırınca ağzımdan ufak bir inleme çıktı. Beni kendine öyle bastırıyordu ki, bedenlerimiz bir bütün olmuştu. Sertleşmiş aletini çok net hissediyordum kasıklarımda.

Bedenimi iyice sıkılaştırdı ve ayaklarımı yerden keserek yatağa doğru adımladı. Önce dizini koydu ve beni yatırdı sırt üstü. Sırtım soğuk çarşafla buluşunca irkilsem de vücudum cayır cayır yandığından uzun sürmedi. 

Atakan dizlerinin üstünde durmuş, bacaklarımı kendi bacaklarının arasına almış öylece dururken, o kısık koyu kahveleriyle yüzüme bakıyordu. Tek elini kaldırdı ve gömleğinin düğmelerini yavaşça çözmeye başladı. Arsız bakışları beni yiyip bitirirken garip bir şekilde sırıttı. Siktir, bu görüntü çok tahrik ediciydi. 

Ellerim istemsizce altımdaki küçük havluya gitti ve parmaklarımla saklamaya çalıştım sertliğimi. Koyu kahveler anlık oraya kaydığında gömleğini tamamen çıkarmıştı. Kenara attı ve avucunu kafamın hemen yanına yaslayarak üzerime eğildi. Kaslı vücudu nefisti.

"Bakma şöyle, zor tutuyorum." tahrik olmuş kalın ses tonuyla konuşunca kaşlarım havalandı ve güldüm.

"Nasıl bakıyorum ki?" Havlunun üzerinde duran ellerimi bileklerimden tutarak kafamın üzerinde kenetledi.

"Çok tahrik edici bakıyorsun, sana fena şeyler yapma isteğim tetikleniyor." Yutkundum sertçe ve bakmaya devam ettim.

"Yapma diyen yok." Kafasını iki yana sallarken alay eder gibi güldü bu defa. Dilini dişlerinin üzerinde gezdirirken çenesini sıktığını anlamıştım. Yutkundum sertçe. Bu bakış yırtıcı bir jaguarın bakışları gibiydi. Fena şeyler dediği, sanırım beni bir hafta kolumu bile kaldıramayacak vaziyete getirecek şeyler yapması anlamına geliyordu. Çok da cesur konuşmasam iyi olur. 

Pantolonun kemerini çözmeye başladığında tekrar eğildi ve dudaklarımız birleştirdi. Sıcak ve ıslak dili dudaklarımın arasından içeri girince ben de aynısını yaptım. Dilimi dudaklarının arasına hapsetti ve iyice emdi. Ağzımdan çıkan mırıldanmalar eşliğinde öpüştük. Birkaç saniyenin ardından alt dudağımı yalayarak öptü ve şapırdatarak ayırdı dudaklarımızı. 

Yere düşen kemer sesiyle ıslak dudaklarından ayırdım gözlerimi. 

Atakan boynumdan aşağı öperek ilerlerken bileklerimi tutmaya devam etti. Omzuma, köprücük kemiğime oradan da göğsüme indi. Saniyelik dikleşmiş meme uçlarıma bakıp dudağını yaladı ve gömüldü oraya.

Göğsüm havalanırken alt dudağımı ısırdım sesim çıkmasın diye, tabi bir şey fark etmedi çünkü soluklanır gibi inlememe engel olamadım.

Şapırdatarak emiyor, dişlerini sürtüyordu meme ucuma. Ağzının içine iyice alıp dişlerini geçirdiğinde kendimi tutmayı bıraktım.

"Ahhmm." 

Kalbim göğüs kafesimi zorlarken, Atakan sadece gözlerini bana çevirerek yüzüme baktı kısaca ve diğerine geçti. Aynı işlemleri ona da yaparken memelerimin bu kadar hassas olmasına anlam veremedim. Dili, küçük tepeciğin etrafında kıvrak bir şekilde daire çiziyor, dudaklarını üstüne kapatıp dişleriyle sıkıştırıyordu. Bu inanılmaz bir haz verirken bacaklarımı birbirine bastırdım.