✧40✧

35.8K 2.3K 962
                                    

Yeni bölüm müüüüğğğ neeğğ😱😱
İlk defa görenler beğensin.
Çok yoğunum arkadaşlar üzgünüm cidden çok az girebiliyorum.

Buna rağmen yb bekleyip, oy ve yorum atmanız beni duygulandırıyor😭💖

Yanlışlar varsa kusura bakmayınn

İyi okumalaaarrsss

Ofisteki herkes kendi halinde çalışıyorken oluşan sessizlik iyi olsa da bir yandan rahatsız ediciydi. İki kadın birbirleriyle eskisi kadar konuşmazken Murat kendi halindeydi. O gün olan biten konuşulduktan sonra bir daha lafı açılmamıştı Seren'in. Can bu durumun uzamamasına sevinmişti.

Şirkette de ona dönen bazı gözlerin farkına varsa da uzun sürmemişti. Olay unutulmuştu bile. Bu olayın yayıldığını, Seren'in bilip bilmiyor olduğunu merak ediyordu içten içe. Biliyorsa sessiz mi kalırdı yoksa tekrar bir olay çıkarmak için buraya gelir miydi emin değildi. Tek bildiği Atakan'ın bu konu hakkında hiçbir endişesi olmamasıydı. Sanırım korkulacak bir şey yoktu.

Amcasını da şu aralar hiç görmüyordu, ondan mutlusu yoktu.

"Off yeter bunaldım, hava almam lazım." Diyerek oturduğu yerde gerindi Boran. Can da aynı şekilde hissediyordu. Bugün saçma bir şekilde çok yoğundular, kalkmaya vakit bile bulamamıştı.

"Terasa çıkalım mı biraz?" Boran yapılı vücuduna ve erkeksi yüzüne zıt bir şekilde yavru köpek gibi kafasını salladı. Can görünmez bir kuyruğu olup olmadığını düşündü karşısındaki adamın ve güldü kendi kendine.

Beraber kalkınca Can Murat'a döndü.

"Murat abi, biraz terasa çıkıyoruz, gelmek ister misin?" Murat bakışlarını bilgisayar ekranından çekip ela gözlere odaklandı yorgun bir şekilde. Gülümseyerek kafasını salladı.

"Yok abim siz çıkın, yirmi dakikaya yetiştirmem gerek şu raporu." Can üzgün bir şekilde gülümseyip kafasını salladı ve Boran'a döndü.

"Gidelim."

Beraber koridora çıkınca ilk mutfağa uğrayıp birer kahve aldılar. oradan da terasa çıkınca gökyüzüne döndüler, sanki cezaevinden çıkmış gibi tribe girdiler.

"Gökyüzü hep böyle mavi miydi?" Diye hülyalı bir şekilde mırıldandı Can, ela gözleri parlıyordu.

"Peki ya kuşların cıvıltısı? Böylesine huzur verici miydi?"

Martıların sinir bozucu çığlıkları ve havanın bulutlu olması dışında bir problem yoktu.

"Can istifa mı etsek lan?" Boran'ın konuşmasıyla Can güldü. Bu iş cidden bazen yıpratıcı oluyordu.

"İstifa edip ne yapacağız, ticaret mi?" Kahvesinden bir yudum alırken arkasındaki büyük saksıya kalçasını yaslamış, bacaklarını hareket ettiriyordu. Oturmaktan ağrımıştı bacakları.

"Evet, şuan en mantıklısı ticaret yapmak." Bilmiş bilmiş konuşmasının ardından kafasını salladı.

"Ne satacağız?" Boran Can'ın sorusunu düşünürken sigara paketini ve çakmağını çıkardı cebinden.

"Şu abuk subuk çocuk oyuncakları var ya parmak sokmalı, alttan fırlamalı bilmem ne işte. Köşeyi döneriz." Can yüzünü buruşturup güldü.

"Pop it deniyor onlara. Kardeşimin de var." Ardından omuz silkti, "Bazen ben de oynuyorum, eğlenceli."

"E bak yetişkinler de alıyormuş işte, parayı kırarız." Can bir süre düşündü.

"Tamam da tedariği nasıl sağlayacağız?" Boran burnunu çekti bilmiş bir edayla.

Yönetici Kalp- BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin