Okul günü

301 23 1
                                    

Az uyumuş olsam da heyecan beni sabah erkenden ayağa dikmişti. İlke acele ile kahvaltıya gitmişti. Sena ile yalnız kalmak beni gerse de en azından yalnız kahvaltı yapmamış olurum diye düşünerek kendimi teselli etmeye çalıştım. Hoş bu kızla tek kelime edemezken yalnız olmaktan tam olarak farkı ne olacaktı ondan da emin değildim. Gerginlikle yatağımı düzeltirken Hale içeri girerek beni içinde bulunduğum çıkmazdan kurtardı. Aceleyle "E hadi ne bekliyorsunuz derse gecikmeyelim ilk günden" diye seslenip tekrar koridora yönelince Sena ve ben aynı anda yerimizden fırlayıp peşinden gittik.

Kahvaltıda çok oyalanmamak adına pek muhabbet etmedik sadece kaç dakikaya hazırlanıp nerde buluşacağımız konusunda konuştuk. Hepimizin aceleyle giyinmesine sevinmiştim. Hep öyle olacağını zanneden zavallı ben bunun kızların ilk gün kombinlerini günler öncesinden ayarlamaları ile ilgili olduğunun farkında bile değildi.

İlk günümüz olaysız geçti. Hale, ben ve Sena aynı şubedeydik. Hale hemen sosyalliğini konuşturarak sınıftaki diğer kişilerle de kaynaşmaya başladı. Hocalar uzun uzun bölümümüz ve kendi derslerinin içeriği hakkında konuşmalar yapıp dersi takip için alabileceğimiz kitap isimlerini verdiler. Kimse ilk günden ders işlemiyordu. Ben sınıftaki herkesi incelesem bile kimse ile tek kelime etmeye yanaşmıyordum. Sena da benden farksız değildi. Buna rağmen ikimiz de birbirimizle konuşmaya yanaşmamıştık.

Dersleri hiçbir konu işlenmemesi sebebiyle erkenden bitirdikten sonra Sena ve Hale ile isimlerini aldığımız kitapları almak için kitapçıya gittik ve fiyatları görünce "ananı avradını.." diyip geri çıktık. Hepimizin ailesinden kitap için ayrıca para istemesi gerekiyordu. Yurda dönüp bizim odaya geçtik ve dün savsakladığım yerleşme işini yapmaya başladım. Hale de başımda bugün tanıştığımız hocaları eleştiriyordu. Sena çok konuşmadığı için ben de genelde Hale ile konuşuyordum. Bunun zamanla Sena'yı yalnızlastırdığını farkedememiştim.

Hale beni epey sevmişti ve odaya gelince çoğunlukta Sena yerine benimle konuşmaya başlamıştı. İlke hepimiz ile muhabbet etse bile ikimiz de geceleri geç uyuyan insanlar olduğumuz için kimsenin dahil olmadığı felsefik muhabbetler etmeye başlamıştık. Bu muhabbetlerin birinin ortasında birden aklına gelmiş gibi "Sena'yı niye dışlıyorsunuz?" diye sordu. "Dışlamıyoruz ki o biraz içe kapanık kendi konuşmuyor bizimle" diye karşılık verdim. "Bunun sana tanıdık gelmesi gerekiyor, empati yapabilen birisin üstelik. Ben ne kadar yakınlık göstersem de sizin sınıfınızda. Hayır sizi rahatsız eden bir şeyi varsa söyle ben görmedim ondan soruyorum."

"Yok, yani genel olarak biraz kıl biri gibi de.." o an insanlarla ilk diyaloğu baslatmakta ne kadar zorlandığımı düşündüm başlayınca gerisi gelse bile benim için tanışma kısımları hep çok zahmetliydi. Öyle ya Sena da pek hala her muhabbette bu şekilde geriliyor olabilirdi. Hem ne kadar muhabbet etmiştik sanki Hale çaba sarfetmese ben onunla da muhabbet edebilir yakın olabilir miydim ki. Kendimi kötü hissetmeye baslamıştım.

"Haklısın, düşüncesizlik ediyoruz." Gözlerinde zafer gülümsemesini gördüm. Benim üzerimde etkisinin olmasından mutluluk duyuyordu. Bunu anlayabiliyordum çünkü kolay kolay etkilenen biri değildim. Beni etkilemek gerçekten de bir başarı sayılırdı. "Bayılıyorsun ben sana haklısın diyince değil mi?" dedim gülümseyerek. Sadece sırtarak karşılık verdi.

O günden sonra Sena'ya daha fazla dikkat kesildim. Ortak noktalarımızı bulmaya çalıştım. Bulduğum şeylerle muhabbet o kadar güzel akıyordu ki hayret ettim. Birçok konu üzerine aynı yorumu yapıyorduk. Hale ile olan diyaloglarımız gülmek eğlenmek üzerineyken Sena ile her şey hakkında uzun uzun konuşabiliyorduk. Sevgilisini onun ağzından dinleyip bir iki muhabbetlerine şahit olunca bu konu hakkındaki ilk yorumlarıma gülmeye başladım. Çok çocukça bir ilişkiydi ve bitmesi için dua ediyordum. O kişiden çok daha iyilerini bulacağından emindim. Ama Sena duygusal biriydi tıpkı benim gibi bağlandığı şeylerden kopmakta zorlanıyordu.
Hale bizim yavaş yavaş büyüyen dostluğumuza hiç şaşırmadı ama eskisi kadar da sık gelmiyordu odamıza. Yine de çoğu akşamlar gelirdi dört kişi oturup kola çekirdek yaparak muhabbet ederdik. Bu dörtlüyü seviyordum. Ortama ayak uydurmuştum bir şekilde. Bu insanlarla senelerim geçer miydi bilmiyordum ama bu senenin güzel geçeceğini düşünüyordum. Üniversitenin benim için yalnızlık dışında korkulacak başka bir şeyi olduğunu hiç düşünmemiştim. Hoş düşünsem bile karşıma çıkan aklıma gelir miydi hiç sanmıyorum.

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin