Finallerin bitiminde Neva Ankara'ya gelip bir süre bizimle kalacaktı. Sena da kız kardeşini çağırmıştı bir hafta kadar birlikte kalıp gezip eğlenecektik. Tabi benim esas derdim Neva ile Şule'nin tanışmasıydı. Sevgilisini aileye takdim eden bir kızın heyecanı üzerimdeydi.
Şule'ye sürekli Neva'dan bahsediyordum o da kardeşim gibi gördüğüm bu kişiyle tanışmayı hevesle bekliyordu.
Neva'yı gardan alıp geldiğimde Şule onu çok içten bir şekilde kucaklamıştı. Birlikte saatler geçirdikten sonra ise Neva'yla hasret gidermem için geceyi kendi evinde geçirmişti. O gece Neva ile sabaha kadar durmadan muhabbet etmiş arayı kapatmak için birbirimizden ayrı yaşadığımız ayrıntıları anlatmıştık. Tabi benim anlattıklarım yaşadıklarımın çok azıydı.
Yıllar içinde içimde oluşturduğum kapalı kutuyu bir kişiye tamamen açmıştım ama o kişi Neva değildi. Herkesten saklamaya bilinçsizce gayret ettiğim o kutuya sızmıştı birisi ve şimdi birlikte dolduruyorduk o kutuyu. O kutu doldukça Neva ile arama görünmez duvarlar örüldüğünü hissediyordum ve bu durum içimi sıkıyordu.
Ertesi sabah Şule eşyalarını alarak haftayı bizimle geçirmek için bize gelmişti. Neva haklı olarak gün içinde sürekli gezmek istiyordu. Bu Şule ile birbirimizi özlememize sebep oluyordu. Eve döndüğümüzde ise bulduğu her fırsatta bana sarılmaya çalışıyordu.
Şule dışarda olmasa da arkadaşlarımızım yanında da sarılmaya veya elimi tutmaya çok alışkındı ve onun yanındaki halim herkes tarafından kabul edilmişti. Neva hariç. Neva beni daha önce hiçbir arkadaşım ile o yakınlıkta görmemişti. Bu hayatta sarılacağım veya birlikte uyuyacağım tek kişi hep Neva'ydı çünkü biz birlikte büyümüştük. Benim bu tanışmadaki en büyük hatam Şule'yi onun yanında bana biraz uzak davranması için uyarmamam olmuştu. Neva Şule'yi kıskanmaya başlamıştı.
Üçüncü günde Neva yanıma gelip benimle başbaşa dışarı çıkmak istediğini söyledi. Bunu Şule ile konuştuğumda o da gayet anlayışla karşılamıştı. Beraber Kızılay'da dükkan dükkan gezip gülüp eğleniyorduk. Acıkınca bir yere geçip oturduk. Neva ilk günden beri bakışları ile belli ettiği duygularını o an dışa vurmaya başladı.
"Şule çok tatlı bir kız."
"Hıhı.. öyledir"
"Sen en yakın arkadaşım diyince ben öncekiler gibi sanmıştım ama onunla farklısın."
"Neva.."
"Bir dakika bitireyim. Kendimi çok garip hissettim hiçbir arkadaşının yanında öyle olduğunu görmemiştim daha önce. Belki ev ortamı olduğu için bilmiyorum ama bana çok yabancı bir görüntüydü."
"Neva, ne kadar farkındasın bilmiyorum ama Şule benim sadece en yakın arkadaşım değil." Ardından ne söyleyeceğimi bilmeden bu kelimeler ağzımdan dökülüvermişti.
"Evet farkındayım ben senin kan bağı ile kardeşinim ama o senin kendi seçtiğin kardeşin olmuş." İzlediğimiz bir diziye gönderme yaparak kurduğu bu cümle ile kastettiğim yerden uzakta olduğumuzu anlamıştım.
Karşımdaki kıza baktım 16 yaşındaydı. Ben nasıl bu dünyaya yabancıysam o da benim kadar yabancıydı. Şule ile yakınlığımı kendi ile olan yakınlığıma benzetiyordu ve haklıydı. Ben de onun yerinde olsam başka türlüsünü düşünemezdim. Cümlesini karşılıksız bıraktım. Öyle değil desem de nasıl olduğunu açıklayacak kelimelerim yoktu. Sadece başımı eğip yemeğimi yemeye odaklandım. Yemeğimiz bitince ona döndüm ve benim için önemli olan tek konuyu netleştirmek istedim.
"Onunla iyi olman benim için çok önemli Neva çünkü bundan sonra hep hayatımda olacak."
Kafasını salladı ama yüz ifadesinden bu durumun hoşuna gitmediği çok belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
RomanceKim olduğumu hiç sormadım kendime. Olurlar olmazlar, doğrular yanlışlar ile büyüdüm. Bir gün bütün ezberlerim bozuldu ama öyle güzeldi ki hissettiklerim ve öyle sustum ki bunları şimdi durmadan anlatmak istiyorum. Biliyorum ne süslü kelimelerim var...