Parçalar

50 6 0
                                    

~~ Bu işaret flashback işaretidir her seferinde yazmak zor geliyor
_________

~~
Neden gittin neden?

Defnem, yapma güzelim dur

Sus Defnem falan deme bana! Adımı alamazsın ağzına sen!

Tamam ama sakin ol nolur

Neden yaptın bana bunu? Hiç mi sevmemiştin ? Hiç mi değerim yoktu nasıl sildin beni? KES AĞLAMAYI CEVAP VER! SENİN AĞLAMAYA HAKKIN YOK!
~~

Kesik kesik rüyalar görüyorum. Hep aynı yerdeyim aynı anın içinde. Gerçekle rüya birbirine giriyor nereleri yaşadım nereleri uydurdum ayırt edemiyorum. Bazen hıçkırarak uyanıyorum. Titremelerim geçmek bilmiyor.

Staj bittiği dönemlerde de bazen öyle rüyalar görürdüm. Staj yaptığım hukuk bürosunda işe başlamıştım. Şule'nin mesleğine başlayıp başlamadığını belki de evlendiği adamla birlikte çalıştığını düşünürdüm gün içinde. Bazen çocuğu olduğu aklıma gelirdi boğazımda düğümler olurdu. Gündüzleri onun aile saadetini uzaktan izliyormuşum gibi bir hayal belirirdi gözümde geceleri ise hep bir yüzleşme yaşardım. Bazen benden af dilerdi bazen de öyle umursamaz olurdu ki canım daha çok acırdı. Uyandığımda bana yaptığı açıklamayı hatırlayamazdım. Bir şekilde af dileyerek veya dilemeyerek kendini açıklamış olurdu ama o açıklamayı hiç hatırlayamadım. Sanırım beynim bunun cevabını öylesine bilmiyordu ki uyduramadı bile. Elimde bir hiç vardı bir de hiçlik. Olmayan bir şeyi olmayan bir yere nasıl koyarsın ki?

Terapileri bıraktım çünkü kendimi tamamen açmadıkça fayda alamayacağımı biliyordum. Ben cinsellikten kaçmıyordum ki sadece erkeklerle cinsellikten kaçıyordum yani öyleydi sanırım. Şule ile bir şeyler yaşadıysam öyle olmalıydı. Belki de erkeklere olan cinsel ilgimi yitirmişimdir diye düşündüm ve kızlarla denemeye karar verdim.

En acı verici olanı neydi biliyor musunuz? Her şeyin üzerine ben hala bir kızla görüşürken onu aldatıyormuşum gibi hissettim. Onların yanında erkeklerle olduğumdan daha rahat oldum ama içimdeki suçluluk duygusunu hiçbir zaman tamamen silemedim. Ve ne kadar ileri gidersem gideyim ne zaman birisi içime girmeye kalksa engel oldum yine korku girdi içime. Hazır değilim dedim karşındakine ama O'nunlayken hazırdım neyin korkusuydu bu.

Sonra anladım kendimi. Aşıktım ben. Aşık olduğum kişiyle yaşamak istiyordum tüm ilklerimi ama olmamıştı. Bunu düşündükçe daha fazla öfke ile doluyorum ona karşı. Benden esirgediği hisler yüzünden nefret ediyorum ondan. Ben bunu aşkımla yaşamayı haketmemiş miydim? Yeni tanıştığım adamlarla kadınlarla değil, hoslanip bir kaç ay görüştüğüm kişilerle değil, deli gibi aşık olduğum kişiyle.

Bu tür bir aşk kaç kere yaşanır diye merak etmeye başladım. Böyle körkütük, böyle kendinden vazgeçerek, böyle teslim olarak kaç kere aşık olur bir insan? Ya bir kereyse ? Bir daha sevemezsem kimseyi onun gibi? Hiç yasayamadığım duygularımı da alıp siktir olup gittiyse?

Afedersiniz. İnanın öyle korktum ki aşık olamamaktan insanlara şans verirken çok bonkör davrandım. Sonuçta Şule'ye de görür görmez vurulmamıştım dedim kendi kendime o yüzden zaman verdim tanıştığım kişilere. Evlerinden ziyade dışarda görüştüm tanımaya çalıştım.

İki ay maksimum, sonra ya onlar beni yavaş buldular ya da ben onları katlanılmaz. Zaten bir yılın sonunda babamın beni Neva ile olduğumu zannederken başka bir kız ile birlikte görmesi ile büyük olaylar patladı.

Önce sokak ortasında kolumdan çekerek beni eve götürdü. Sonra işten eve evden işe kuralı getirildi. Kendisi alıp bırakacaktı. Her şifrem annem tarafından bilinecekti ve eşyalarım kontrol edilecekti. Hiç itiraz etmedim. Baş kaldırmadım. Baş kaldırırsam ardından daha başka şeylerin gelmesinden korktum. Hastaneye yatırmaya kadar gidebilirdi durum. Bu yüzden sadece sessizce kaderimi planladım.

Önce sosyal medyadan tanıştığım bir kızdan İstanbul hakkında bilgiler aldım nerelerde yaşanır nereler kötüdür. Kız çok arkadaş canlısıydı ona kızlara da ilgim olduğunu söyleyince "ay ne güzel keşke benim de olsa erkeklerle afedersin bir bok olmuyor" demişti. O kız Zeliha'ydı.

Sonraki işim Neva'ya gercekleri anlatmak oldu. Ögle arası ofise yakın bir yere çağırdım. Ona Şule benim sadece arkadaşım değildi dediğimde anlamadı. Sevgilimdi demeye de dilim varmadı. Aşıktım ona dedim ve biz sevişiyorduk. Önce ona şaka yaptığımı sandı ama ben ağlamaya başlayınca ciddi olduğumu anladı. Ailemin bildiğini ve verdiği tepkileri anlatınca çok üzüldü daha önce söylemediğim için çok kızdı. O beni erkeklerle buluşuyor zannederken kızlarla buluşuyor olduğumu duyunca ondan bunu da sakladığım için çok alındı. Korkularımı anlattım.
"Ben senden böyle bir şey için vazgeçer miydim aptal? En büyük destekçin en büyük sırdaşın olmaz mıydım?" dedi bana. Ağlayarak sarıldık birbirimize.

O gün sadece ben değil o da bana hayatının gizli bir yönünü anlattı. Liseden beri ayrılıp barıştığı çocukla yaşadığı ilişkinin toksik yönünü hiçbir zaman tamamıyla göstermemiş bana. Duyduklarım yenilir yutulur cinsten değildi. İlk birlikteliklerini yaşadıklarından sonra çocuğun başka sevgilileri olduğunu da öğrenmiş yine de kopamamış. Alkol ve madde kullanmaya başlamış. O çocuk var ya, o herif, o aşağılık herif....o hayvan oğlu hayvan ona....

...

Kurtulmak üzereyken öğrendim ben her şeyi. Her yerden engellemişti o piçi. Maddeyi bırakmıştı zaten bağımlı değildim dedi ama ben çok ağladım. Çok kızdım kendime. Bunları önceden bilmeliydim görmeliydim ona olanları. Aramıza benim ördüğüm duvarların buna sebep olduğu düşüncesi kalbime bıçak gibi saplandı, çıkmadı. Birbirimize söz verdik ne olursa olsun her şeyi birbirimize anlatma sözü. Gerçekten o günden sonra her şeyi anlattık birbirimize. Hatta birlikte geleceğimizi de planladık.

Neva mezun oldu, ben kenara para koymaya başladım. O moda tasarım okumuştu ve iş olanakları İstanbul'daydı. Ben de oradaki iş ilanlarına başvurmaya başladım. Masraflı olacaktı belki İstanbul ama maaşım da ona göre olacaktı. Kim bilir belki bir gün kendi hukuk büromu kurardım.

Ailemin gözüne batmadan aylarca para biriktirdim. Önce ben işe kabul aldım. Neva'ya henüz bir haber gelmemişti ama beklemenin manası yoktu. Maaşı iyiydi ve Neva geçici süreliğine başka işlere girebilirdi. Önce istifamı verdim. Normalde öyle aniden iş birakma diye bir şey olmaz tabi ama durumumu üstünkörü anlattım ailevi sebeplerim vardı ve gitmek zorundaydım.

O gece eşyalarımı topladım. Çok gürültü çıkmasın diye çok eşya almadım tek bir bavul ve sabah kimse uyanmadan evden çıktım. Yalan yok epey ağladım giderken. Kim ailesinin evinden gizlice kaçmak ister ki? İnsan ya evlenip gideceğini hayal eder ya iş bulup ama ikisinde de annenle babanla beraber tutarsın evini; mutluluğunu, heyecanını paylaşırsın. Bense bir hırsız gibi gizlice çekip gitmiştim. Çok ağrıma gitmişti.

Yolda telefonum çalmaya başladı tabi. Açtım "Nerdesin" dedi babam "Gittim" dedim. Kendine gel saçmalama diye bağırıp çağırdılar ama ciddi olduğumu anladılar sonra. "Günahlarla yaşamak için aileni mi bırakıyorsun?" dedi annem. "Hayır, sadece yaşamak için" dedim. "Günahla yaşayacaksan yaşama" dedi babam. "Başka diyeceğiniz var mı?" dedim. Yüzüme kapattılar.

Ben ağlarken yanımda oturan kadın peçete verdi bana. Su aldı sonra da. Sakinleşince uyudum İstanbul'a kadar. Ben ev tutunca Neva'da gelecekti. Onun ailesi zaten Neva'nın İstanbul'da iş bulacağını hep biliyordu o benim gibi kaçmayacaktı. Sadece benimle yaşayacağını bilmiyorlardı. Annem teyzeme söylerse işler tersine dönebilirdi ama söylerler miydi bilmiyordum. Ayıp bir şey olduğunu düşündükleri için susabilirlerdi de. Veya belki de Neva benim hayatımda olup biteni öğrenmek için bir kapı olurdu onlara.

Kafamda çok soru vardı. Çok fazla korkum vardı. Bilmediğim bir şehirde tek başımaydım. Yine de evimdeki gibi başım eğik değildi.

~~

...başım eğildi...

~~

Ahh!!

Defne iyi misin?

O adam! O adam! Gördüm yüzünü.

Kimin yüzünü gördün?

O adamdı. Aradığım adam. Onu hatırladım.

Kim olduğunu peki, hatırladın mı?

Bilmiyorum ama sanki.. bir his var gibi.. yani galiba... Galiba o adam Şule'nin kocası.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin