Her ne kadar birlikte kalmasak da Şule ile buluşarak okula gittik. Bir önceki günün etkileri hala üzerimde olduğu için nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Ellerimiz birbirine değmeden yanyana yürüyorduk.
Bu durum çok rahatsız edici diye düşünürken binaya adım attığımızda daha da rahatsız edici oldu. İki adım atmıştık ki yanımızdan geçen şahıs Şule'yi kolundan tutup kendine çevirdi.
"Bir selam yok mu?" diye içten bir şekilde gülümseyerek sordu. Şule'nin şaşkınlığını görmesem bir süredir muhabbet ediyorlar diye düşünürdüm.
"Merhaba"
"Tatilin nasıldı?"
"İyi"
"Neyse şimdi tutmayayım sınıfta görüşürüz."
Allah'ım.. bilerek mi yapıyorsun ya Rabbim?
O gidince Şule'yi kolundan tutan ben oldum.
"Ne alaka bu şimdi? Nereden buluyor bu cesareti?"
"Valla ben de anlamadım kafasına bir şey düşmüş herhalde. Yaren'lik hareketler değil hiç."
"Hoşuna mı gitti?" Sorduğum soruya gülümsemesini tutmaya çalışarak cevap verdi.
"Hiç umrumda değil ne hoşuma gitti ne rahatsız oldum."
"İyi." Her ne kadar iyi desem de canım çok sıkılmıştı. Onlar aynı şubedeydi ben değildim. Hep böyle davranırsa Şule yumuşayabilirdi. Büyük ihtimalle kızın amacı da buydu.
Yazın oturdu düşündü taktik geliştirdi kesin sıfatına sıçtığım.
Şule ile birlikteyken çok küfretmesem de iç sesime söz geçirmek kolay olmuyordu. Derse kadar içimden saydırıp dışımdan gülümseyerek vakit geçirdim. Sonrasında ayrılarak kendi derslerimize girdik.
Benim bu dersim alttandı sırf hocanın hangi kitabı önereceğini öğrenmek için tek seferlik girecektim. Bıkkınlıkla bir yere geçip oturdum. Etrafı incelerken herkesin heyecanını ve gerginliğini görüp gülümsedim. Geçen sene ben de aynı böyleydim. O zaman Şule kim bilmediğimi farkedince kendi kendime hayret ettim. Çünkü benim için o hayatım boyunca yanımda olan biri gibiydi.
Yanıma birinin oturması ile dikkatim ona kaydı. Ben bakınca oturan kız içten bir şekilde gülümseyerek "Merhaba" dedi.
Öylesine sevimliydi ki beni de gülümsetti.
"Merhaba"
Koyu renkli düz saçları siyaha yakın gözleri buğday teni yuvarlak yüzü ve kırmızı yanakları ile çocukken oynadığım oyuncak bebekleri hatırlatıyordu. Köylü güzeli diye bir tabir olmasaydı da bu kızla varolurdu gibi geldi. Otuz iki dişiyle gülümsüyordu. Keşke benimle değil de yaşıtları ile otursa diye düşündüm tanışmak istediği kişi bir daha sınıfa uğramayacaktı.
Heyecanla konuşmaya devam etti.
"Yaren ben senin adın ne?"
Şaka olmalı
Sinirden gülmeye başladım. Kız anlamaya çalışsa da gülümsemesi hala yüzündeydi.
"Nee?? Neye gülüyorsun??" diye sordu hala gülümserken.
"Yok bir şey aklıma bir şey geldi. Defne ben de. Memnun oldum."
"Ben de memnun oldum. Ne geldi ki aklına adımla ilgili?"
Garip kız diye düşündüm ben asla yeni tanıştığım birine böyle sorular sormazdım. Gerçi ben pek soru da sormazdım da neyse.
"Yaren isminde sevmediğim biri var o geldi aklıma"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
RomanceKim olduğumu hiç sormadım kendime. Olurlar olmazlar, doğrular yanlışlar ile büyüdüm. Bir gün bütün ezberlerim bozuldu ama öyle güzeldi ki hissettiklerim ve öyle sustum ki bunları şimdi durmadan anlatmak istiyorum. Biliyorum ne süslü kelimelerim var...