Bir Yokmuş

129 11 5
                                    

  Banyoda gereğinden fazla oyalanmıştım artık yıkanıp çıkmalıydım. Saçlarımdan aşağı sular akarken önce başımı kaldırıp ellerimle yüzümü ovuşturdum. Sonra başımı eğip ayaklarıma baktığımda aklıma gelen anıyla gülümsedim.

  Geçen yıl bir gün beni sakin sakin öperek uyandırıyordu. Ben de hoşuma gittiği için uyuyor gibi yapmaya devam ediyordum. Sonra bir şiir aklıma geldi ve söylemeye başladım:
" Ben sana teşekkür ederim beni sen öptün
Ben uyurken alnımdan beni sen öptün..."

  Şule beklemediğim bir şekilde şiire devam etti:
"Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da"

  Son kısmı söylerken elini ayaklarıma atıp gıdıklamaya başlamıştı. Ben kahkaha atarken o durdu ve ayak bileğime bir öpücük kondurdu.

"Ayakların gerçekten çok güzel."

"Şaka mı yapıyorsun, ayak işte ne kadar güzel olabilir?"

"Küçücükler, insanın sevesi geliyor."

  Utandığım için yatakta dönüp yüzümü yastığa sakladım.

"Heey artık uyanma vakti uykucu kuş" diyerek beni kucakladı.

  Ben çığlık atarken o beni çoktan havaya kaldırmış yüzümü yıkamam için banyoya doğru gidiyordu.

  Aklıma dolan anı başta içimi kıpır kıpır ederken sonrasında boğazımda bir yumruya sebep olmuştu. Kendimi toparlayıp yıkanmamı bitirdim ve bornozumu giyip banyodan çıktım. Kapıyı açmamla Şule'nin odadan çıkıp bana adımlaması ve bana sarılması bir oldu.

  Önce donup kalsam da o beni sıkı sıkı sararken kendimi tutamadım ve kollarımı beline sardım ve yanağımı göğsüne yasladım. Bir süre öylece durduk. Sessizliği o bozdu.

  "Kızdın mı bana?" Kızmak mıydı hissettiğim? Belki biraz ama neye kızmıştım? Başka birini bulmak için aramıza mesafe girmesini beklemedi diye mi? Ne farkederdi ki?

  "Ne için?" diye sordum.

"Senden sakladım diye. Aslında saklamak istemedim. Sadece kendi içimde net bir şey olmadığı için ne diyeceğimi bilemedim."

Demek buna kızdığımı düşündü. Yani bir arkadaş en fazla buna kızardı değil mi? Biz hiç başlamamıştık ve hiç bitmemiştik. Sadece bir an var gibiydi ve şimdi yoktu. Tıpkı göz yanılması gibi.

"Kızmadım"

"Çok ters baktın bana seni kaybedeceğim sandım bir an, çok korktum." Gülerken verdiğim nefes sesi ile uzaklaştık ve yüzüme baktı.

  "Sensiz ne yaparım hayal bile edemiyorum." Söylediği şey gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.  Çünkü ben de aynı şeyi hissediyordum. Ne olursa olsun nasıl olursa olsun başkasını sevse bile olsun.Onun yanımda olmadığı düşüncesine katlanamıyordum.

"Ben de." diyerek tekrar sarıldım.

"Kuşum benim." diyerek saçlarımdan öptü. "Hadi giyin artık üşütme" demesiyle ondan ayrıldım odamıza doğru yürüdüm.

Belki de artık odamızı ayırmalıydık. Evde başka odalar vardı yatak da vardı. Bir anda bu düşünce çok fazla geldi ve şimdilik sadece farklı yataklarda yatmanın yeterli olacağını düşündüm.

Sonrası ise yavaş yavaş alışırdım herhalde dedim.

İnanır mısınız öyle de oldu. Her ne kadar ara ara sessiz gözyaşları döksem bile yavaş yavaş onun en yakın arkadaşı olduğum gerçeğini kabul ettim. Biteceği belli olan bir şeye başlarken insan her şeyi göze almalı. Bana artık hissettirdiği güzel seyler için ona minnettar olmak dışında bir seçenek kalmamıştı zaten.

Kolay olduğunu söylemiyorum ama yan yanaydık işte. O benim her şeyimdi ve ben onsuz bir hayat istemiyordum. Kim bilir dedim belki ben de zamanla başka birini sevebilirim. O gün gelince de artık acı aradan kalkar doya doya onunla yaşadığım anların tadını çıkarırdım.

Belki de beni dinlerken o zaman öfkelenmediğin, ortalığı yakıp yıkmadığın şeylere şimdi niye öfke duyuyorsun diye sorabilirsiniz. İnsan bazen kötü şeyler yaşarken niyeyse o şeyleri hakettiğine inanmaya eğilimli oluyor. İç sesin sana "zaten başından beri sevgiliyiz demeyen birine kalbini böyle kaptıran sensin ne diye ona kızasın ki" diyor. Üstelik bunu şu an bile söylüyorum kendime başından beri neyin ne olduğu belliydi, ben inanmak istediğime inandım ve öyle yaşadım diyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki böyle düşünüyorsan o zaman bu öfke niye ne diye kandırılmış gibi davranıyorsun. Ona da gelir sıra elbet ama şu an yorgunum. Başka zaman devam ederiz buna.

_______

Bölüm kısa ama böyle bir geçiş gerekiyordu. Bir dahaki bölüme dek kendinize iyi bakın.

KAFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin