Defne'nin hikayesinin yarım kalmaması için hikayenin bundan sonrasını sizlerle ben paylaşacağım. Hikayenin tamamını ondan dinlemedim ama yakınları boşlukları doldurmamı sağladı. Şimdiye dek onun açısından dinlediğinizi ve bu hikayenin içinde pek yerim olmadığını biliyorum ama artık benimle yetinmek zorundasınız.
Defne o gün akşam Neva'yı arayıp artık her şeyi konuşmanın zamanının geldiğini söyledi. Neva her şeyi onun hafızasına bırakmaya ant içmiş olsa da artık önünde iki ihtimal vardı ya oturup gerçekleri anlatacaktı ya da bekleyip Defne'nin her şeyi başkasından duymasını izleyecekti. Çünkü Defne'nin bunun peşini bırakmayacağını biliyordu. Zeliş'in ise daha fazla dayanamayacağı belliydi. Bu yüzden bir saatlik bir yoldan sonra Defne'nin kapısını çaldı.
Bir süre sessizce oturdular. İkisi de acele etmedi, ikisi de korkuyordu.
Neva bu sessiz işkence uzadıkça dayanamayacağını farkedip ilk adımı attı."Ne bilmek istiyorsun? Sor."
"Şule ile aramda olanları biliyor musun?" Niye buradan başlamıştı çok emin değildi. Sanki hafızasındaki kronolojik sırayı bozmak istemiyordu.
"Başta bilmiyordum. Kazadan sonra öğrendim."
"Nasıl? Kimden?"
"Hakan denen adam. Şule' nin kocası."
"Anlamıyorum."
"Kazadan sonra tekrar geldi ben yalnızken zaten sana çarpan çocuk da bahsetmişti ondan. Sen o zaman ameliyattaydın ben de öfkeliydim tüm hırsımı adamdan çıkarırken adam da bana kendi öfkesini kustu. İşte Şule'nin seninle yattığını söyledi. Ben o sırada umursayacak halde değildim yardım etmedi kaçtı diye adama kızgındım öyle bağırıp çağırınca o da gitti."
Neva'nın ağzından bu cümleler çıktıktan sonra bir süre daha aralarında sessizlik hakim oldu.
"Ne düşünüyorsun?" Neva'nın bu konuda ne söyleyeceği onun için çok önemliydi.
"Ben mi ? Ne konuda?" Neva kafası karışık halde bakarken Defne ona hadi ama bakışları atıyordu.
"Şule ile yattım."
"Ee napayım seni en son yargılayacak kişiyim. Bir sürü sevgilisi olan bir adamla defalarca yattım uyuşturucu kullandım bunları biliyorsun. Cidden ne diyeceğimi düşünüyorsun ki?" Defne bu cümleler üzerine bilmiyorum dercesine dudaklarını büzdü. Neva ekledi: "Hem senin kendine söylediklerin sana yetiyordur."
"Başka kimse biliyor mu? Zeliş?"
"Yok, benden başka kimse yattığınızı bilmiyor."
"Anlamadım ne biliyor peki? Dün resmen bana bir şey söyleyecekti sen susturdun."
"Zeliş de karşılaşmış adamla."
"Nerede?"
"Senin evinde kaldığında dışarı ekmek almaya çıkmış adamı görmüş. Resmini çizmişsiniz sanırım ona benzetince yanına gitmiş. Biraz konuşmuşlar." Neva duraksayarak konuşuyordu. Cümlelerinin sonunda bekliyordu ve bu Defne için işkenceden farksızdı.
"Neyi konuşmuşlar? Onu konuşmadıysa ne konuştular?"
"Kazanın sebebini. Yani.. daha doğ-rusu.."
Neva kekelerken Defne kafasında büyük bir soru işaretiyle cümlenin tamamlanmasını bekliyordu.
"...senin yola atlama sebebini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
RomanceKim olduğumu hiç sormadım kendime. Olurlar olmazlar, doğrular yanlışlar ile büyüdüm. Bir gün bütün ezberlerim bozuldu ama öyle güzeldi ki hissettiklerim ve öyle sustum ki bunları şimdi durmadan anlatmak istiyorum. Biliyorum ne süslü kelimelerim var...