KOZA (1)

313 12 11
                                    

Aksiyon dolu bir hikayeye hoşgeldiniz! Biraz hızlı bir başlangıç olacak aklınız karışabilir. Lütfen önyargıya kapılmayın!
Keyifli okumalar

"Anlaştık o zaman!" "anlaştık" uzattığı elini sıkı sıkı tuttum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Anlaştık o zaman!" "anlaştık" uzattığı elini sıkı sıkı tuttum. Güç bendeydi. Güç hep bendeydi. Gözlerimi gözlerinden bir an olsun ayırmıyordum. Bilerek girdiği bu oyun sonu olacaktı. Bir kelime, anlaşma. Ufacık bir söz. Ağızdan çıkan her bir söz bir senetti benim için asla peşini bırakmazdım. "İtiraz ediyorum" elini kaldırmış oylama başlatan Araf'a döndüm.

İsyan..
Yanındaki on kişi de ellerini kaldırınca zafer kazanmış gibi sırıttı. Unuttukları bir şey vardı. Benim yanımda olanlardan çok karşımda olanları daha çok severdim. Çaresizlikleri yenilgileri beni beslerdi.  Dudak büküp elimi kalbime koydum. "Çok kırıcısın karaca!" nefret dolu gözlerinin altında yatanları biliyordum. Karşımdakine baktım. "Sen bunları dert etme. Benim sözüm söz"
"oy çokluğuyla reddedildi!" Güçlü bir kahkaha attım. "Sen buna inandın mı" yanına aldığı bir boka yaramayan on tane adama mı güveniyordu. Ben her gün onları parmağımda oynatırken dayanağı bu muydu? Teker teker yüzlerine baktım. "Peki siz yürek mi yediniz?" Diye gayet ciddi bir şekilde sordum. Evet hadi der gibi kafamı salladım. cevap bekliyordum. 3 kişi kaldırdığı elleri indirirken diğerlerine döndüm. "Evet? Cevap alamadım" birbirlerine bakmaya başlarken araftan bir hamle bekliyorlardı. Araf ise onlar kadar salak olmadığı için onların ne yapacağını izlemeye karar vermişti. Büyük bir tereddütle kalan 7 kişide ellerini yavaş yavaş indirdi. Bu sefer zaferle sırıtan bendim. "Bende öyle düşünmüştüm." beklediğimin aksine yüzündeki zafer edası hala silinmemişti. Ne karıştırıyorsun? "Toplantı bitmiştir. Yeni üyemiz hayırlı olsun" koltuğuma yürürken masadaki dosyaları topluyordum.

Herkes teker teker salondan çıkarken Araf Karaca arkasına yaslanmış bana bakıyordu. İşaret parmağımı masaya sürterek aheste aheste yürüyüp karşısında durdum. Ona üstten bakarken yüzümden sinsilik akıyordu. Sandalyesini biraz geriye çekip ayağa kalktı. Kafamı kaldırırken topuklularıma lanet ettim. "Şovun çok gereksizdi bir daha olmasın. Uyarmam.." gözlerimiz aynı anda dudaklarımıza kaydığında yavaşça dudağımı yaladım. Belimden sertçe tutup kendine yapıştırırken hala gözlerim gözlerindeydi. Sinsilik yüzümden asla silinmiyordu. "Sen bana emir veremezsin sarhan" yüzüne doğru yaklaşırken "öyle mi dersin" dedim.
Dikkati anında dağılırken biraz daha keyiflendim. Ellerimi kollarına götürüp yavaşça omuzlarına çıkardım. Belimi sıkıca tutuyor ve kendine yaslıyordu. Bende ona yardımcı olmaktan hiç çekinmiyordum tabi.
Seri bir hareketle masaya doğru eğerken çeneme silahını dayamıştı. Bir eliyle belimi tutuyor bir eliyle silahını bastırıyordu. Sanırım hissetmiş olacak ki kasıklarına baktı şaşkınlıkla. Yüzüme yayılan gülümsemeyle silahımı biraz daha bastırdım. "Sahip olduğun tek şeyi almayı çok isterdim şu an" histerik bir kahkaha attı ve aynı serilikle yatırdığı masadan kaldırdı. Az önce kasıklarında olan silahımı eteğimi kaldırıp bacağımdaki korseye geri yerleştirdim. "İşin gücün şov bir kere de o tetiği çek. Adamsan.." kafasını olumsuzca sallayıp odayı terketti. Koca alanda tek başıma kalırken koltuğuma kendimi bıraktım. Siyah tükenmez kalemimdeki ismime baktım.
Vera sarhan. 

ELPİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin