Teslimiyet(34)

0 0 0
                                    




Hazırladığım kağıda öylece bakıyordum. Elim gitmiyordu kaleme.
"Hangi ülkedeyiz"
"Ermenistan"
Histerik bir gülüş attım.
"Güzel seçim"
"Seni götürmek için kapıda bekliyorlar uçağın da hazır.." sinsi bir gülüş yerleşti dudaklarına.
"Bundan sonra çok eğleneceğiz sarhan"
Onun gibi gülümsedim bende.
"Bence de"
Elimi kaldırıp keskine uzattım.
Gözlerimi gözlerinden ayırmıyor meydan okurcasına bana bakıyordu benim de ondan bir farkım yoktu. Elime uzanıp sıktıktan sonra çektim.
"Bu kinin hayatın çalındığı için mi" dedim yumuşak bir sesle.
"Evet" benimle açık konuşması hoşuma gitmişti.
"Senin hayatını ben çalmadım keskin"
Bir süre masaya daldım.
"Bazen insanlar sadece kin tutar. En kolay yolu odur çünkü o şekilde ilerler güç bulur kendinde. İntikam ayakta kalmak için güzel bir sebep.." dedim dudaklarımda bir tebessümle.
"Sen nasıl ayakta kaldın" beklemediğim soruyla kaşlarım kalktı.
Ona baktığımda gözlerini hala üzerimden çekmemişti.
"Kalmadım" mecbur bırakıldım...
"Bu kin senden çok alıp götürmüş. Götürmeye de devam edecek. Umarım bu anlaşma seni kendine getirir. Madem eski hayatını istiyorsun.."
keskinin dalgın bakışları masaya döndü.
"Kazan o zaman. Aslında bu sözleşme benim değil senin şansın."
Kalemi elime alıp çevirmeye başladım.
"Göreceksin.. hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görünce bir kez daha yıkılacaksın keskin"
Kağıdı imzalayıp masada ona doğru kaydırdım.
Keskin eliyle kapıdakilere işaret verince ayaklandım.
Keskin de ayaklandığında ona baktım.
Gözlerindeki pişmanlık beni fazlasıyla şaşırtmıştı.
Kafası karışıktı biliyordum. Daha da karışacaktı. Gözlerim külü bulduğunda bana nefretle bakıyordu.
Ona da elimi uzattığımda suratını bir şaşkınlık kapladı.
Uzanıp elimi sıktığında gülümsedim. Duygudan çok uzak bir gülümsemeydi bu.
Dostane bir anlaşma değildi bu.
Dostane bir el sıkışma değildi.
Onlardan alacağım intikamın anlaşmasını yapmıştım az önce.
Ve bunu anlayan gözlerimde gören kül elini çekti yavaşça.
Oyun daha yeni başlıyordu...





Keskin sözünü tutmuş beni sağ sağlim istanbula indirmişti. Ermenistandan çıkmadan ondan şapka ve gözlük istemiştim. Bu halde birinin beni görmemesi ve tanımaması gerekiyordu. Evimin önüne geldiğimde gülümsedim. Havası bile huzurluydu sanki...
Ağır adımlarla indim arabadan keskinin adamları anında toz duman olurken kapıya doğru ilerledim. Beni gören korumalar anında silahlarını doğrulturken şapkamı ve gözlüğümü çıkardım.
"V-vera hanım?!"
Onlara bakmadan bahçeden giriş yaptım.
Hava kararmak üzereydi geleceğimden haberleri dahi yoktu. Evin kapısı ardına kadar açık içerden bir gürültü geliyordu.
İçeri girdiğimde herkes birbirine girmek üzereydi.
"Ermenistandalarmış bu gece gidiyoruz" dediğinde karaca büyük bir pişmanlık sardı bedenimi.
Biraz daha dayanabilirdim...
Gözleri ilk dönen deniz olmuştu.
Ağzıyla gözleri aynı anda açılırken dudaklarımı bir tebessüm aldı.
"Vera!?"
Koşa koşa üstüme atladığında sendeledim.
Canım acısada sımsıkı sarıldım.
"İyisin" diyerek içime derin bir nefes çektim.
Cenkerde koltuktan destek alarak yanıma geldi. Kötü gözüküyordu. Benim yüzümden..
Denizle birlikte o da sarıldığında gözlerim doldu.
"İyisiniz" diyerek kendimi teselli ediyordum.
Denizin hıçkırıklarını duyduğumda kaşlarımı çattım. Onu kendimden uzaklaştırıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Geçti burdayım"
Ağlamaktan konuşamıyor sadece kafasını sallıyordu. Nası göründüğüm hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Doktor çağırıcam hemen!" Dedi cenker sinirle.
Onu kolundan tutarak durdurdum.
"İyiyim ben cenker gerek yok"
"Nasıl iyisin vera! Naptılar sana böyle"
Sadece dışardan bu şekildeysem içeriyi gördüğünde ne tepki verecekti acaba.
"Cenker iyiyim" dedim yumuşak bir ses tonuyla. Gözlerim volkanı bulduğunda şaşkınlıktan hala çıkamamıştı. Ona doğru adımlayarak sarıldım. Elleri sırtımda gezindiğinde endişeli gözlerle geri çekildi.
Kafamı iki yana sallayarak bir şey çaktırmamasını ima ettim.
Ağır adımlarla onları ardımda bırakıp tablomun önündeki koltuğa oturdum. Özlemiştim burayı.
Karacaya gözlerim hiç değmiyordu.
Eğer gözlerim gözlerine değerse geçeceğini biliyordum. O yüzden hiç bakmadım. Cenkerle deniz iki yanıma oturduğunda gülümsedim. İkiside göğsüme yatmış sıkı sıkı sarılıyordu bana.
Sevgiyi en derinlerimde hissederken biraz olsun rahatlamıştım.
Pişmanlığım uçup gitmişti. Onlar için her şeyi göze alırdım.
Deniz dolu dolu gözlerle bana baktı.
"Bir daha hiç ayrılmayalım olur mu"
"Ayrılmıycaz. Söz."
"Cenkerin durumu nasıl volkan" diye sordum sert bir ses tonuyla.
"İyileşiyor kurşun yarası. Hayati bir tehlike yok" dedi güven verircesine.

Biraz öyle sarılarak durduktan sonra doğruldum.
"Hadi siz biraz dinlenin" dedim gülümseyerek.
İkiside kafalarını salladıktan sonra deniz cenkere yardım ederek yukarı çıkardı.
Denizle cenker gittiğinde volkan hızlıca yanıma geldi. Dolu dolu gözlerle ona bakarken oda bana bir o kadar merhametli bakıyordu.
Bir abi gibi...
Ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum.
"Orda ne yaşanırsa yaşansın bunun üstünden de kalkacağız" dedi sanki her şeyi biliyormuş gibi. Arkamda bir gölge hissettiğimde öfkem bir volkan gibi patladı.
"Volkan çıkar şu şerefsizi evimden!" Dedim dişlerimin arasından. Arkamdaki gölge kaybolduğunda göz ucundan karacaya baktım. Yüzünü dahi görmek istemiyordum şu an.
"Hadi yaralarına bakalım" dedi yumuşak bir sesle. Kafamı sallayarak kalktım.
Odama geldiğimizde volkan belli etmemeye çalışsa da titreyen ellerinden ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordum. Bana sarıldığında hissettiği sargılarla neler yaşandığını az çok tahmin edebiliyordu.
"Bir şeyim yok volkan bir kaç yara sadece" dedim sakinleştirmek için.
Ne ara çağırdığını anlayamadığım doktor kapıyı araladı.
"Gerçekten gerek yok ben halledebilirim" dediğimde beni kaale bile almamıştı.
Doktor yanıma oturunca derin bir nefes alarak tişörtümü sıyırdım. Göğsümde ve sırtımda bir sürü sargı nerdeyse her yerimde kurumuş kesikler vardı.
Volkan gördükleriyle gözlerini sımsıkı kapatmış sık sık nefesler alıyordu. Doktor sırtımdaki sargıyı açtığında yüzümü buruşturdum.
"Hastaneye gitmemiz lazım.." dedi umutsuz bir ses tonuyla.
"Başka bir yerinizde var mı vera hanım?" Kafanı salladığımda bir bacağımı sıyırdım.
Doktor gördüğü yanıklarla kaşlarını kaldırıp indirdi.
Volkan ise odada tur atmaya başlamıştı.
Bacaklarımı geri kapatıp önüme döndüm.
"Hastaneye gelseniz iyi olur iyi gözükmüyor" diyip çıktı.
Volkan allah kahretsin diyerek bir vazoyu fırlattı.
"Volkan.." dedim yalvarırcasına.
"Emanetime sahip çıkamadım!!"
"Volkan yapma!"
"Adamlığımı sikiyim!"
Küfürler ederek sağı solu dağıtıyordu.
"Abi!" Dediğimde bıçak gibi kesildi hareketleri.
Şaşkın gözlerle bana bakarken gözümden bir damla yaş düştü.
Hızlıca yanıma gelip sarıldığında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
"Kaybettim!" Dedim hıçkırıklarımın arasında.
Volkan başıma bir öpücük kondurup daha sıkı sarıldı.
"Çok kötüydü abi" dediğimde onunda ağladığını anladım.
"Geçti... geçti.."
yerimde doğrulup ona baktım.
"Dayanamıyorum artık çok yoruldum"
"Biliyorum birlikte kalkacağız altından yine söz veriyorum"
Ümitsizce kafamı eğdim.
"Neden ben yaşadım ki beni de öldürselerdi?"
"Sen yaşamasaydın kim bilir ne halde olurdu? Sen yaşadın baştan yazdın senin sayende bir sürü insanın yüzü güldü. Bir daha böyle konuşma"
Susup volkana bakmaya devam ettim.
"Neler oldu" diye sordu yumuşak bir sesle.
"Artık yetki %50 keskinde. Beni ve sevdiklerimi rahat bırakması karşılığında koza da söz hakkı..."
İçimin daralmasıyla ayağa kalktım.
Pencereme yaklaştığımda karacayı bahçede otururken gördüm.
Gitmemiş miydi.
"Sözleşme imzaladık. Bütün şartları ben hazırladım fakat günün sonunda keskin artık kozada" 
İçimi derin bir öfke sararken volkana döndüm.
"Benim acilen kozaya gitmem lazım volkan"
Volkan hışımla ayağa kalktı.
"Saçmalama vera! Önce iyileşeceksin"
"İyiyim ben volkan şu an koza daha önemli"
"Hayır vera şu an tek önemli olan şey bu. Önce iyileş sonra koza o kadar!"
Sitemkar şekilde ofladıktan sonra yatağa geri oturdum.
"Biraz dinlen sonra hastaneye gideceğiz" diyip çıktı. Ben ise aklımdaki tilkilerle başbaşa kaldım.
Elmecbur yatağıma uzandım.
Hala evimde olduğumu idrak edemiyordum.
Bir kez daha derince kokuyu içime çektim.
Biraz huzur sonra vera...
Diye tekrarladım içimden.
Bunu hak etmiştim.

..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELPİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin