GERÇEK ONDAYDI(7)

29 8 0
                                    

Vakit gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Vakit gelmişti. Üyeler yavaş yavaş kozaya gelirken hepsini büyük bir neşeyle karşılıyordum. Bu oyunu tüm üyeleri ve kendimi patlatarak bitirmeyi düşünüyordum. Bence çok mantıklıydı koza tamamen yok olurdu. Mis gibi.. Kafeden sonra direkt kozaya geçmiş hazırlıkları tamamlamıştım. Toplantının başlamasına 10 dakika ya var ya yoktu. Gözlerim kapıdan giren karacayı gördüğünde adeta parladı. Elimi uzattım. "Hoş geldin karaca" "hoş buldum sarhan. dünden sonra iyi gördüm seni" diyip sırıttı. Bende aynı şekilde gülümserken "kötü müydüm ki" elini çekip cebine soktu. "Ben gördüğümü söylerim sarhan" bir adım atarak yaklaştım.
"Sen mert bir adamsın Karaca. Ne oldu da bana böyle bir adilik yaptın çok merak ediyorum doğrusu"
"senden nefret ediyor olmam geçerli bir sebep değil mi?"
"Sen benden nefret etmiyorsun Karaca. Bana hayransın" şuh bir kahkaha attığında gözüm gülüşüne takılı kaldı. Komik bir şey söylediğimi düşünmüyordum. "İnsanlar senden ya nefret eder ya da hayran olur zaten Sarhan. Ortası yok" Duraksayıp yüzümü inceledi. "Ben iki tarafta da değilim" diyip toplantı odasına doğru yürüdü. Dediği şeyle kafam karışırken gelen son kişiyide yönlendirip peşinden odaya girdim.
Masanın başına geçip ellerimi yasladım. "Herkes hazırsa toplantıyı açıyorum" diyip oturdum. Gözlerim koca masada rıza alacayı aradı. Köşeye sinmiş bir şekilde oturan rızayı gördüğümde keyiflendim. "Dün ki suikasttan haberiniz vardır. Endişeye kapılmayın kimseye sıçramayacak bedeli." Herkesin aklında bu soru vardı. Zararlı çıkar mıyız?
"Kozayı yöneten kişinin bile başına böyle bir şey geliyorsa bizim ne güvencemiz var"
"sizin güvenceniz bağlılık. Kozaya bağlı olan herkes güvence altındadır" "bize kurallardan maval okuma sarhan" diyen cürretkar kişiye baktım. "Eğer benim adaletimle yüzleşmek istemiyorsanız kurallara muhtaçsınız korhan" "senin adaletinden korkan yok" dediğinde Güldüm. "Çok erken konuşuyorsun korhan. O kadar emin olma" Karacaya gözüm değdiğinde bıyık altından sırıtıyordu. Nifak tohumu ekmek isteyenlerin tohumunu sikerdim. Fakat bugün susacaktım. Bugünümü sadece rıza alacaya harcayacaktım. "Kozanın başına böyle bir şey gelmişken sarhanı sorgulamakta neyin nesi oluyor korhan? Haddini bil! Koza demek bu masadaki üyeler demek bugün sarhana yarın sana. Birlik gerek" diyen yaşlı kurta baktım. Hepimizden tecrübeli olan Mehmet Yılmaz. Benim tarafımda olan sayılı kişilerdendi. Kendisi babamın dostuydu. Ayriyeten masada sözü dinlenen nadir kişilerdendi. Korhan yaşlı kurtun sözleriyle başını eğdi. "Zararınız için elimden geleni yapmaya hazırım" gülümsedim keyifle bir kaç kişi daha katılırken yaslandığım sandalyeden doğruldum. "Gerek yok. Aldığım zarar benim için önemli değil. Önemli olan bu suikastı düzenleyene vereceğim zarar" diyerek göz ucuyla karacaya baktım. "Her kimin parmağı varsa misliyle ödeyecek" "gelecek yardımı kabul etmelisin sarhan" "ihtiyacım olsaydı ederdim yaşlı kurt" dedim tek kaşımı kaldırarak. Eyvallah der gibi kafasını eğdi. "Kabul edilmeyecek işler maillerinize iletildi. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Eğer iyileştirilmiş önerileriniz varsa kozaya iletebilirsiniz" odadaki herkes telefonuna bakarken kaşlarımı çattım. Bazılarının ki sinire bazılarının ki şaşkınlığa bürünen yüzlerine tek tek baktım. "Ne oluyor?!" Çaprazımda oturan yaşlı kurt telefonunu bana doğru çevirdi. Kaşlarımı daha çok çatıp ekrandaki videoyu izledim. Nefeslerim hızlanırken hışımla ayağa kalktım. Video bitene kadar izledim. Dehşete düşmüş yüz ifademle Rıza alacaya döndüm. "Rıza Alaca! Ayağa kalk!!" Diye bağırdım. Sonunun geldiğini anlayan Rıza yavaşça ayağa kalktı. Volkanla emreye başımla işaret ettiğimde ikiside rızanın koluna yapışıp ortaya çıkardılar. Masadan uğultular yükseldi. "Şerefsiz!" "Nasıl yapabilir böyle bir şeyi" gibi sesler rızayı daha da yerin dibine sokuyordu. Karacaya baktığımda gözlerinde şaşkınlığı göremedim. Sanki anlamıştı yapmaya çalıştığım şeyi. Sorular kafama üşüşürken sinirle Rıza alacanın önüne yürüdüm. Sağ yanağına sert bir tokat attım. Sola düşen başını kaldırıp tekrar attım. "Seni adi!" Uğultular yükselirken odaya döndüm. "İdam edelim!" "Sürgün!" Rıza alacanın öfke dolu gözlerine keyifle baktım. "Orospu" diye fısıldadı. Dediği kelimeyle ensesine yapışıp kulağına eğildim. "Bu daha hiçbir şey alaca. Bugünlerini mumla arattıracağım sana" diye fısıldadım. Geriye doğru adımladım. "Sessizlik!" Diye bağırdığımda herkes sustu. "Koza kuralları gereğince hiçbir kadına,çocuğa şiddet uygulanamaz kılına zarar verilemez! Rıza alacanın bütün mal varlığının kozaya devredilecek üzere alınmasını, bir daha türkiyeye ayak basmamak üzere sürgün edilmesini talep ediyorum! Kabul edenler?" Diyerek elimi kaldırdım. Odadaki herkes ellerini kaldırınca "oy çokluğuyla kabul edilmiştir!" Dedim. "Seni öldüreceğim vera sarhan!.." rıza üstüme doğru atıldığında karaca sanki bekliyormuş gibi anında kalkıp beni arkasına aldı. "Seni sike sike öldüreceğim orospu çocuğu!" Volkanla emre rızayı dışarı çıkarırken rıza alacanın sesleride gittikçe azaldı. Kolunu önüme bariyer yapmış karacaya baktım. Şaşkınlıkla sarsıldım. Herkes rızaya odaklanmışken kimse karacayı farketmemişti. Kendini toparlayıp yerine geçti. Bende olayın etkisindeymiş gibi üzgünlükle kendimi sandalyeme bırakıp elimi başıma götürdüm. "Eğer bundan haberi olan biri varsa delikanlı gibi karşıma çıksın" dedim keskin sesimle. Odaya baktığımda kimseden ses soluk çıkmamıştı. Derin bir nefes aldım. Yaşlı kurt bir elini omzuma attı. "İyi misin sarhan" başımı kaldırıp baktım. "İyiyim yaşlı kurt. Sadece çok şaşırdım." Dedim. "Toplantı bitmiştir" diyerek hızlıca çıktım odadan. Arkamda bıraktığım uğultu keyfimi daha da yerine getirmişti. Anında yanıma gelen volkan konuşmaya başladı. "Yarın akşama kadar tüm mal varlığı üstünüze geçmiş olacak vera hanım" "Rıza alacayı türkiyeden çıktıktan sonra da izlettirmeni istiyorum. Sakın ellerinden kaçırmasınlar" bir yandan konuşuyor bir yandan yürüyorduk. "Toplantı odasına dön. Üyelerle ilgilen" dediğimde başını sallayarak tam tersi yöne koşar adımlarla gitti. Kozadan çıkıp arabama doğru yürüdüm. Kolumdan arkaya çekilmemle bacağımdaki silahı çıkarıp doğrulttum. Karacayı gördüğümde silahı indirdim. "İyi oyundu sarhan" "ne oyunu karaca?" "Yapma sarhan. Başından beri biliyordun. Rızaya gönderdiğin sözleşmede bununla ilgiliydi" onu daha fazla dinleyemeceğimi anlayarak arabaya binip hızla uzaklaştım. Otobana çıktığımda arkadamdan selektör yapan siyah mercedesi gördüğümde daha da hızlandım.
Bir sapaktan dönerek kurtulmaya çalıştım fakat ani manevra yaparak girdiğim sapağa girdi. Yol orman yoluna saptığında içimden küfür ettim. Siyah mercedes beni sollayarak ilerde yolu kapattı. Hızımı kesmeden arabaya doğru sürüyordum. Fakat bu ölüm ona layık bir ölüm olmazdı. Frene asıldığımda arabanın lastikleri ağlarken son anda durdum. Hışımla arabadan indim. "Derdin ne senin!" Diye bağırdım. üstüme yürüyen karacayla bende ona doğru yürüdüm.
"Benimle konuşurken çekip gidemezsin" sesli bir kahkaha atarak "hadi ya! Kimsin sen sadrazamın sol.."
"Vera!"
"Bana bak benim sabrımı zorlama çekil yolumdan!" "Yoksa ne olur?" Diyerek yaklaştı. Önümde durduğunda başımı dikleştirdim. "Yapma vera. Her şeyi daha da zorlaştırma" "Siz kaşınmasanız ben hiçbir şey yapmayacağım" dedim dişlerimin arasından.
"Hayır vera. Eğer sen kendini bu kadar yıkılmaz göstermesen kimse sana karşı atakta bulunmayacak" sesi yumuşacıktı. Yaptığı algı içime çoktan işlemişti. "Ne demek istiyorsun?" "Bir gün anlayacaksın fakat anladığında çok geç olacak" kaşlarımı çattım. "Açık konuş Karaca" kaşlarını hayır der gibi kaldırıp indirdi. Arkasını dönüp gidecekken yakasından tutup kendime çektim. "Benimle konuşurken çekip gidemezsin" hareketimle sırıttı. "Rıza Alaca durmayacak. Hazırlıklı ol" "ben her zaman hazırlıklıyım Karaca.. sen hariç" dedim dürüst olarak. "Hislerimiz karşılıklı sarhan" yakalarını bıraktım. "Gidebilirsin" "emrin olur" diyip hay hay der gibi başını eğdi. Arabasına doğru yürürken onu izledim. Her yenilgi sonucunda bir zafer kazandırırdı. Aslında bir kaybediş hiçbir zaman kaybediş olmazdı. Kazanmakta kaybetmekte aynı yola çıkardı. Tecrübe. Tecrübeler yanılmazdı.
Gerçek ondaydı..

Oy vermeyi düşüncelerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın💖💖

ELPİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin