Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eleştirilerinizi ve düşüncelerinizi merakla bekliyor olacağım lütfen bana destek olmayı ihmal etmeyin🙏🏻 Vera sarhan ve Araf karacanın arasındaki anlaşılmaz duyguya bayılıyorum. İkisini bu hale getiren geçmişi büyük bir zevkle yazıyor olacağım. Sizde merak ediyor musunuz? Okumaya devam edin💖💖💖💖💖💖
"Vera!" Kolumu dürtükleyen volkan ile gözlerimi açtım. "Ne var" "Araf Karaca kapıda" hızla doğruldum. "Saat kaç" "7 " yerde uyuya kalmıştım ve sadece 2 saat uyuyabilmiştim. Oflayarak gözlerimi ovuşturdum. "Bahçeye al geliyorum" kafasını sallayarak uzaklaştı. Her yerim tutulmuştu. Hızla kalkıp odama çıktım. Üstüme düzgün bir şeyler giyip kendime çeki düzen verdim. Çok yorgundum. "Halidee!" Saçlarımı taradım. Göz altı morluklarımı kapadım. İçeriye giren halideye "hemen bir filtre kahve yap. Bahçede olacağım" dedim kafasını sallayarak geri çıktı. Asla ayılamıyordum. Bu şekilde Araf'ın yanına gitmemeliydim. Zayıf görmemeliydi beni ama daha fazla bekletirsemde şüphelencekti.
Arkası dönük bir şekilde oturuyordu. "Hayırdır Karaca sabah sabah rüyanda mı gördün" karşısına oturdum. "Gerçi hiç çıkmıyorum rüyalarından dimi" kafasını olumsuzca salladı. Halide kahvemi masaya bırakırken arafa bir şey isteyip istemediğini sordu. Kafasını olumsuzca sallayan araf gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Yanıma aldığım sigaradan yakıp arafa uzattım o da kendine yaktı. "Soktuğun üye kozada karışıklık yarattı. Derhal anlaşmayı iptal etmeni istiyorlar" histerik bir şekilde güldüm. "Koza da ne zaman karışıklık yok karaca. Ne zaman rahat durdunuz ki şimdi durasınız. Ayrıca sizi kaale aldığımı kim söyledi?" O da benim gibi güldü. "Senin sonunu kibrin getirecek" "kimin sonunu kimin ve nasıl getireceğini bilemeyiz karaca" "sen bilirsin ben uyarımı yapıyorum. Açıkçası onları ikna edesim veya tutasımda yok aksine üstüne salmak için fırsat kolluyorum." "Bitti mi" sinirden güldü. O kadar hoşuma gidiyordu ki onu sinir etmek keyifleniyordum resmen. "Ah vera ah! Boyunu aşan sularda yüzüyorsun" bıkkınca nefesimi verdim. "Gerçekten seninle uğraşacak vaktim yok. Bildiğin üzere bu gece sevkiyat var.." ayağa kalktım. "Bir daha da sabah sabah rahatsız etmezsen sevinirim" ayağa kalkıp önümde dikildi. "Eğer ihtiyacın olursa söyle ilaçlarımı seve seve paylaşırım" gözlerime öfkenin perdesi inerken yaklaştım. "O ilaçları senin götüne sokarım Karaca" "çok ayıp ağzına küfür hiç yakışmıyor" derin bir nefes aldım. Sakin ol vera. Belli etme. Öfkemi dizginlerken biraz daha dibine girdim. "Allah allah ne yakışır mesela ağzıma" başını bana doğru eğdi. Şu an topuklularım bile yoktu. Baya bir eğilmesi gerekiyordu yani. "Kaşınma sarhan" bu adamla ne zaman yanyana gelsek ikimizinde yüzünden sinsilik akıyordu. Uzaklaşarak yönümü eve çevirdim. Halidenin hazırladığı kahvaltıyı yemeye çalışıyordum. Fakat hiç iştahım yoktu. Volkan gelip karşıma oturdu. "Afiyet olsun" dedi. "Karaca fazla olmaya başladı" başımı kaldırıp baktım. "Sadece kozada değil Karaca holdinglede saldırıyor. Gireceğin ihaleye girmek istiyor ve her türlü pisliği yapacağından şüphem yok" kafamı salladım ağır ağır. Hiçbir şeyi algılamak istemiyordu beynim. Bugün yeterince yorulacaktım nasıl dayanacağım bir muammaydı zaten. Çatalı tabağıma bırakarak geriye yaslandım. Volkan elindeki tabletle hararetli bir şeyler yaparken sordum. "Yine ne oldu" "güvenlik ağımıza sızmışlar" derin bir of çekerek ayağa kalktım. "Arabayı hazırla" Odama çıkıp basit siyah ceket kombini yaptım.
