Keyifli okumalar
..................................................................Sabah bu sefer erken kalmadık. Çünkü dün Hocalar hepimiz odalarımıza dağıldığımız da mesaj atmışlardı ve yarın saat bir de mayolarımızı giymiş halde otelin kapalı yüzme havuzunda olmamızı istediler. Vallahi bu benim işime gelir saat on bire kadar uyurum dedim ve dediğimi de yaptım.
On bir de uyanıp üstüme mayomu giydim ve onun üstüne de beyaz kalçamın altında biten bir tişört giydim. Mayom zaten şortlu olduğu için şort giymedim. Ezgi de uyanınca o da benim gibi bikinisini giydi ve üstüne de kahverengi bir elbise geçirdi.
Bizimkilerin kaldığı odaların önene gelip ben Ege ve Kaan'ın kaldığı odayı, Ezgi de Ardayla, Batu'nun kaldığı odanın kapısını çaldı ve koşarak kordidorun sonundaki kolon çıkıntısının arkasına saklandık. Zaten bizimkilerin odası da bizim saklandığımız yere yakındı. Hem rahat görebilecektik hemde rahatça yakalanabiliriz.
Kapıyı Batu ve Kaan açmıştı. Etrafa bakıyorlardı ve ikisinin de üzerinde bornoz vardı. Ezgi kulağıma doğru "Keşke Batu yerine Arda çıksaydı ya" diye mızmızlanınca kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Tabi bizim çocuklarda aptallar ama bunu da anlamıyacak kadar aptal değiller.
İkisi de birbirine bakıp bizim bu tarafa doğru geldiler. O sırada kapıda Arda ve Ege belirdi. Onlar hazırlanmış bir şekildeydi.
Ezgi Ardayı hazırlanmış görünce daha çok oflayıp puflamaya başladı. Bu beni daha çok güldürdü ve en sonunda bizimkiler kompile yanımıza geldi.
Beni gören Batu "Aanaaa kızın beyni gitmiş neye gülüyo lan bu!?" onun bu dedikleri beni daha çok güldürdü.
Kaan ve Ege ikisi bir kolumdan tutup beni çok rahat bir şekilde kaldırdılar ve Arda beni yok sayarak "Sevgilim ne oldu bişey mi var neden geldiniz?" diyip Ezgi'nin yanaklarından tutup sordu.
Ben tabi ki de durumam ve bu romantik anı bölerim. Yaşasın kötülük nihahaha. "Arda bey arda bey insanlar artık kardeşini görmezden mi gelmeye başladı ayıp be ayıp ben sana küstüm" diyip bizimkilerle nereye gittiğini bilmeden onlarla gitmeye başladım.
İkisi beni kaldıkları odaya getirip aynı anda "Kızım sen ne içtin sabah sabah söylesene" dediklerinde onların bu haline gülmeye başladım.
Sonra aklıma Kaan'ın üstündeki bornoz gelince ikisini işaret edip sesiz bir şekilde onlara eğilerek "Siz yoksa sabaha karşı burda gay pornosu mu çektiniz? Hı hı hı" dediğimde ikisi de tövbe çekmeye başladı.
Memati'nin taklidini yaparak sonrasında da "Şaka lan şaka gül diye" diyip ben yine gülmeye başladım. Bilmiyorum ama bugün tüm gün gülesim var. Dengesiz bir insanım kabul.
Kaan "Ben üstümü giyinip geliyorum" diyip banyoya girdi.
Ege de yanıma gelip elini anlıma koydu ve "Allah Allah senin ateşinde yok. Kızım bak eğer sana bir şey içirdilerse söyle" dediğinde ben yine gül ete başladım. Bilmiyorum ama aşırı komik gelmeye başladı artık her şey.
"Hay-ır gülm-e kr-izind gir-" devamını getiremedi çünkü gülmem şiddetlendi. Ege de ne olduğunu anlamış olmalı ki o da bu halime gülmeye başladı.
Neyse ki sonunda gülme krizim sona erdi ve herkes de hazır olunca aşağı inip kahvaltı yapmaya başladık.
Kahvaltı tam bitti kalkalım derken bilin bakalım kimler yanımıza damladı? Cidden bilmesi hiç zor değil.
"Selam gençler nasılsınız?" Allah'ım sen affet ama bir insanın sesi nasıl bu kadar gıcık olabilir. Konuşan tabi ki de İlaydaydı. Hayır sadece İlayda'nın sesi değil Zehra'nın da sesi aşırı sinir edici.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️
JugendliteraturKendini sadece arabalara adamış ve hayatına kimseyi almamış bir kız.... Birgün arkadaşlarıyla otururken gelen bir mesajla hayatı değişir ve kendini anonimine kaptırır.... Bilinmeyen:Bu kadar güzel olmak zorunda mısın? Bilinmeyen:Hayır yani o gülüş...