(2 Ay sonra)
Bugün günlerden ne mi? Azıcık tahmin. Çeyiz alışveriş günü.
Evet çeyiz dizicez ve ben sebebsiz yere çok heyecanlıyım. Yaklaşık olarak iki hafta sonra kınam kınadan bir gün sonra da düğünüm var. Çeyiz alışverişinden sonra da yarın gelinlik bakmaya gidicez.
Bu macereda yanımda öz YENGELERİM yani Ezgi ve İlke, çok sevgili görümcem Ekim, çok sevgili kardeşim Egemen, Annem ve kaynanam İlknur son olarak da bizim tayfa yani Ege, Batu, Kaan ve Arda. Böyle de diyince bi garip oldu sanki
Gelinlik bakmaya giderken de Ege ve Arda hariç yine bu takımla gidicez. Ege'nin zaten neden gelemediğini anlatmama gerek yoktur diye düşünüyorum. Arda neden gelmiyo derseniz o da Ege'ye damatlık bakmasında eşlik edecek. Kaan ve Batu birazcık Ege'yi saattığı için...
Neyse şu anda sabahın yedi buçuğunda Eminönü'ne gelmiştik. Neymiş efendim anca bitermiş alışverişimiz. Annelerin bir bildiği vardır diyerek susup sadece onlara uymak kalıyo bana.
Sevgili kaynanam İlknur durup bize döndü ve " çocuklar alıcaklarımız ağır o yüzden siz arada gidip arabaya aldıklarımızı koyun emi yavrularım" diyerek erkeklere baktığında hepsi başını sallamıştı.
Annemle İlknur anne önde konuşarak bir mazaya girdiler bizde hep beraber arkalarından girdik. Havlu takımlarına bakıyorlardı ve annem beni kolumdan çekerek "Kızım senin çeyizini hazırlıyoruz ya arkada goy goy yapmayı bırakta seçelim" diye sabah sabah azarımı da yemiştim.
Havluları seçtikten sonra yan taraftaki pijama takımlarına geçtik. İki tane yazlık pijama takımı aldırmışlardı zorla biri şortlu diğeri ince kısa kollu altıda uzun olandan iki tane de kışlık seçtirmişlerdi. "Ya İlknur anne sanki biraz fazla oluyo birer tane alsak yeter" dediğimde bana öyle bir baktı ki bu bakışı sizlere nasıl anlatacağımı bilemedim artık siz düşünün.
Ege ve diğerleri arkada bu halime gülüyorlardı. Ege'ye dönüp baş parmağımı sallayarak "Gül sen gül" dediğim gibi ağzına fermuar çekiyormuş gibi yapıp yanıma geldi ve yanağıma öpücük kondurdu. "Ama müstakbel eşim napıyım o kadar tatlısın ki insan ister istemez gülüyo" dediğinde biraz yumuşamıştım ama ona niye bunu gözterem ki dimi?
Benim seçtiklerimi alıp dışarı çıktığımızda ben tüm poşetleri Ege'ye kitlemiştim bilerek. Zaten birazdan bizimkiler alır.
Kıyafet almak için başka bir mağzaya girdiğimzde şaşırmıştım. Bana kıyafette mi alıcak? Sanırım adetleri şimdi öğreniyorum.
"Evet kızım istediğin elbiseydi üstü ne beğenirsen söylüyorsun alıyoruz" dediğinde İlknur anne sadece başımı sallamıştım çünkü bir kere karşı çıktım ve o bakışlar bile yetti.
Sevgili görümcem Ekim elinde siyah kısa, bolın kollu, u yakalı bir elbiseyle geldi ve "Ya Sedef abla bu sana çok yakışır" diyerek elime tutuşturdu. Sonrasında bir kaç parça daha bulduk ve bunları alıp çıktık.
Şimdiden ofa geçmiştim ben ya ne kadar yorucu bu iş. Saat öğlene geldiği için bir yere oturmuştuk. Bizim çocuklar da aldıklarımızı arabaya koymaya gittiler. Annem ile İlknur anne konuşurken bir anda bana dönüp "Burdan sonra iç çamaşırcıya gidicez" dediklerinde gözlerimi belertmiştim. Ya ona da karışmayın be. "Şey anne onu başka bir zaman ayrı gelip alsak şimdi bizimkiler de var ya" dediğimde annem gülüp "Göndeririz onları birazdan az ötede oyalanın diye gelmezler" diyerek beni başlarından savmışlar ve aralarındaki sohbete geri dönmüşlerdi.
Bizimkiler de gelince birşeyler yiyip kalkmıştık. Ezgi yolda "Aaaa Sedef sana bu terliklerden almayacamıyız?" diyerek şu meşhur tüylü yeni gelin terliklerini göstermişti.
"Ezgi dalga mı geçiyorsun?" dediğimde başını olumsuz anlamında salladı. Arda bu durumu fırsata çevirik "Ben senin çeyizine alırım güzelim" dediğinde Ezgi direkt "Babamla aranı düzeltmeseydin sana burda çok güzel laf çarpardım ama neyseee" dediğinde ikili arasında ufak çaplı bir tartışma başladı.
Annemler iç çamaşırcıya gidiceğimiz için bizim erkek tayfasına dönüp "Oğlum siz buralarda takılın bizim biraz işimiz var" dediğinde kimse itiraz etmemişti. Kızlar olarak yürümeye devam ettik.
Çamaşırcı da da ne yaptığımızı anlatmama gerek yok bence bir kaç bişeyler alıp hızlıca çıktık he bir de şu Ezginin gösterdiği yeni gelin terliklerinden de aldık her ne kadar istemiyorum desem de.
Çeyizlik alışveriş bittikten sonra sıra kına için çereziydi yok halay mendiliydi yok kınasıydı felanı almaya gelmişti. Onlar içinde en az bir saat dolaştıktan ve aldıktan sonra Nikah süsü bakmaya gittik. Allah'ım lütfen ama lütfen şu gün artık bitsin ya. İnanın bana şu ana kadar sadece ama sadece on beş kilometrecik yürüdük ya ama çok şükür ki nikah süsünden sonra eve gidecektik.
Ben size söylemeyi unttum dimi? Biz şöyle düşündük ki aile büyükleri de okeyledi bunu, nikahtan sonra biz gençler olarak ayrı ve çok güzel bir mekana geçip kendi aramızda eğlenecektik ve bence düğünden daha çok eğlenicez.
Süsçüden içeri girdiğimizde envayi çeşit süsler vardı. Nikah yapıcağımız için bunlardan alıp dağıtmamız gerekiyormuş bence tamamen masraf ve gereksiz ama bunu annelere söylersem bu yaşımda götüme terlik yerim.
Ege'ye döndüğümde yorgun ve bitmiş olarak beni izlediğini ve yüzünde o yorgunluğa rağmen bir gülümseme olduğunu gördüm. Onun gülümsemesi bana da bulaşmıştı.
Büyük adımlarla yanına gidi "Sence hangisi" diye karşıdaki süslemelrden üçünü gösterdim. Aslında bakılırsa üçüde bir birine çok benziyordu ama bilmem işte.
Ege gösterdiğim nikah süslerinin yanına gidip üçüne de alıcı gözüyle baktı ve küçük bir fanusun içinde beyaz gül bulunan süsü seçti.
Yanmıa gelip "Beyaz gül masumiyetin simgesidir ve bence bu bize daha çok uyuyor" dediğinde gülümsemiştim ve kafamı sallamıştım.
Ege'nin seçtiği ve ortak karar aldığımız nikah süsünden belirli bir sayıda yaptırmaya karar verdik ve ordan da dışarı çıktık.
Artık eve gitme zamanıydı Allah'ıma binlerce kez şükür ki kazasız belasız bugünü de atlatmıştık...
..................................................................
Bir sonraki bölüm de gelinlik seçmeye gidecekler :)
(Seçtikleri nikah süsü)
❤️ Bir sonraki bölümde görüşürüz kendinize iyi bakınnn ❤️
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️
Teen FictionKendini sadece arabalara adamış ve hayatına kimseyi almamış bir kız.... Birgün arkadaşlarıyla otururken gelen bir mesajla hayatı değişir ve kendini anonimine kaptırır.... Bilinmeyen:Bu kadar güzel olmak zorunda mısın? Bilinmeyen:Hayır yani o gülüş...