(Egemen'den)
Ablam ve Ege abiyi o halde görünce kendimi kaybetmiş ve ağzıma gelen herşeyi söylemiştim.
Haklı olduğumu biliyorum ama ablamın üstüne de o kadar gitmesemiydim acaba?
Bunları düşünürken çoktan Ekim'in yanına varmıştım. Sahil kenarında bir bankta oturuyordu ve yanına gittiğimde yüzünde bir gülümsemeyle kalktı ve heyecenala "Sedef abla nerde?" diye sordu.
Onun bu heyecanı bana da geçmişti ve buruk bir hüzünle "Ablam gelemiyecek" dediğim gibi yüzü düşmüştü.
Onu yüzü düşünce ister istemez benim de düşmüştü hemen çenesinden kaldırdım ve bana bakmasını sağladım.
"Bir dahaki sefer tanışırsınız balım sorun etme bu kadar" dediğimde kafasını sallamıştı.
"Sedef abla hasta mı oldu?" diye sorduğunda başımı hayır manasında salladım.
Bana ne olduğunu sormak o kadar istiyordu ki ama beni de sık boğaz etmek istemediği için de ağzını açıp tek bir soru bile sormadı.
Ekim'i, ablamla hep dertleşmek için gittiğimiz sahil kenarındaki kayalıklara götürdüm. Ablamı tanıyorum çünkü sabredemiyecek ve benim burda olduğumu bildiği içinde buraya gelicekti.
Ekimle beraber kayalıklara oturduk ve ona dönüp "Sevgilim şimdi ben sana olanları anlatıcam tarafsız bir şekilde yorumla tamam mı güzelim?" dediğimde yanakları kızarmış bir şekilde kafasını salladı.
Ne zaman ona böyle iltifat etsem veya sevgilim desem böyle kıpkırmızı kesiliyordu ve bu benim aşırı derece de hoşuma gidiyor.
Ona baştan sona olan herşeyi atlamadan anlattım o da gözlerini suratımdan hiç çekmiyerek beni dinledi.
Sonrasında ise derin bir nefes alıp "İşte böyle oldu sence fazla mı üzerine gittim?" dediğimde yüzünü denize döndü ve "Açıkçası Sedef ablaya hak verdim çünkü ben de abime seni anlattamdım. Tamam belki sen ve Ege abim farklı kabul ama o da çekinmiş Egemen. Bence biraz daha alttan almalısın ama yine de abla kardeş arasına girmem ben" diyip bana döndü ve tatlı tatlı gülümsedi.
Onun gülümsemesi bana bulaştı. Ona doğru eğilip "Çok tatlısın biliyor musun? Ve seni dinliyicen bu konuda zaten üniversite için Ankara'ya gidecek yüksek ihtimalle bu bir ayımız güzel geçsin" diyip eğilip yanağını öptüm. O da benim yanağını öptü ve ona ablamla bu kayalıklarda geçen anılarımızı anlatmaya başladım ve bu sırada inanılmaz eğleniyorduk.
Gülerken kafamı kaldırdığımda ablamı görünce yüzümde buruk bir ifade oluştu. O daha sevgilimin Ege abinin kardeşi olduğunu bilmiyordu ve bunu yeni öğrenicekti.
Yüksek ihtimalle bizi böyle mutlu gördüğü için bizi yalnız bırakmak istemişti ama ben onun planını bozup arkasından seslendim.
Hemen arkasını döndü ve yüzünde bir gülümsemeyle seke seke yanımıza geldi.
Yanımdaki kişinin Ekim olduğunu görünce yüzünde donuk bir ifade oluştu ilk önce sonra gözlerini açarak bana baktı. Sonrasında ise aynı şekilde Ekim'e.
(Sedef'den)
Egemen'in yanına gittiğimde açıkçası o kıvırcığın Ekim olma olasılığını tamamen düşünmemiştim.
Şimdi ben görümcemin de mi gözümcesi olucam? Yuh bu ne ya iyice aşkı memnuya döndü ortalık.
"Egemen ablacım senin sevgilin Ege'nin kardeşi olan Ekim miydi?" diye sorduğumda Egemen sanki hiçbir şey yokmuş gibi Ekim'i kolunun altına alıp pişkin pişkin gülümseyerek "Evet, hem Ekim yabancıya mı gitsin?" diye sorduğunda sinirlenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️
Teen FictionKendini sadece arabalara adamış ve hayatına kimseyi almamış bir kız.... Birgün arkadaşlarıyla otururken gelen bir mesajla hayatı değişir ve kendini anonimine kaptırır.... Bilinmeyen:Bu kadar güzel olmak zorunda mısın? Bilinmeyen:Hayır yani o gülüş...