37. Bölüm

765 40 20
                                    

Evet arkadaşlarım, kardeşlerim,canlarım dostlarım bu yaşıma kadar bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim ama bundan sonra malesef ki aranızda bulunamıyıcam.

Nedenini sormayın çünkü benden daha iyi biliyorsunuz sebebini. Aslında tam olarak şuraya gerilim müziği konsa tam olucak çünkü tam o havadayız.

Ege'yle ikimizde kafamızı çevirmiş, çok sevgili kardeşime bakıyorduk. Gerçekten çok güzel bir şekilde basılmıştık.

Hayır bir de anlamıyorum bu Egemen'in burda ne işi var?

"Abla?" Soru sorar gibi çıkan sesine karşılık tek kaşımı kaldırdım ve salağa yatarak "Aaaaa Egemen?" diye cevapladım.

Şimdi şöyle düşünebilirsiniz sen ondan büyüksün büyüklüğünü ortaya koy felan diye ama iş öyle olmuyo işte, her ne kadar benden küçük olsada aramızda sonuç olarak iki yaş vardı ve Egemen bazen bana kardeşlik bazense abilik yaptığı için şu anda da abilik rolüne bürünmüştü.

"Abla şuradan lütfen çıkıp bana bi açıklama yapar mısın? Kalbini de kırmak istemiyorum" dediğinde ilk önce ben çıktım sonrasında da Ege ordan çıktı.

Derin bir nefes alıp "Ege'yle sevgiliyiz" dedim tek nefeste.

Egemen elini kafasına vurup bana bakıp "Hadi abla ya siz o yüzden mi öpüşüyordunuz vay anasını be!" açıkçası böyle bi çıkış beklemediğim için daha çok gerilmiştim.

"Abla sen neden benden her bokunu saklıyorsun hayır yani ben her haltı gidip annemlere mi yetiştiriyorum? He birde ben sana gelip her seferinde herşeyimi anlatıyorum salaklık bende ya. Şimdi de seni aradım ama telefonun masada kalmış. Bil bakalım seni kiminle tanıştırıcaktım? Sevgilimle. Hani bahsetmiştim yaa" derin bir nefes almıştı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Gerçekten bu konuda haklıydı. O bana ne olursa olsun herşeyi anlatıyordu ama ben çekiniyordum ve bu kişi Ege olunca daha çok gerildim ve ve..... İşte söyliyemedim.

Arkasından koştum ve önüne geçip "Egemen lütfen böyle yapma kardeşim bak gerçekten çok özür dilerim ama ben daha kendim yeni yeni idrak ediyorum"

"Ablam ben sana bu noktada kızmıyorum ki sen gidip Arda abiye bile bunu anlatmışsın ki Arda abiyi gayet tanıyorum ama sen Arda abiye anlattıktan sonra gelip bana anlatmadın. Neden abla ya neden?"

Diyecek hiçbir şeyim yoktu ki en çok da canımı acıtan buydu. İlk defa haksız olmak bana bu kadar çok koymuştu.

Gözlerim dolmuştu. Ben meğersem Egemen'e haksızlığın en kuralını yapmışım ya. Benim kardeşim beni hiçbir zaman yargılamadı ama ben sanki yargılıyacakmış gibi hissettiğim için ona anlatmamış hatta bu konu hakkında en ufak birşey bile deme gereği duymamıştım.

Egemen yanımdan çekip gitti ama benim diyecek tek bir kelimem bile yoktu. Hayatta bazen öyle bir an gelir ki kelimeler boğazınıza düğümlenir hemde en sevdiğiniz kişilerden birini kaybettiğinizi bildiğiniz halde ve ben işte tam olarak o anı yaşıyorum.

Ayakta sadece durmuş öylece arkasından bakmıştım. Ben belkiyi bir arkadaş olmuştum ama kardeş olmamıştım.

Ege yanıma gelip bana sarıldı ve kulağıma doğru "Hadi gel sahile inelim. Kafanı toplarsın sonra da Egemen'in gönlünü alırız bir şekilde" sadece kafamı oynattım ve Ege'ye ayak uydurdum.

Bir anda herşey çok güzelken nasıl hemen mahvoluyordu. Bazen gerşey o kadar hızlı gelişiyor ki o anın tadına varamadan herşey kül olup bitiyo. Neden hep böyle olmak zorunda?

Ege'yle deniz kenarına geldiğimizde Ege kulaklığının tekini benim kulağıma taktı ve adamlar derine indik şarkısını açtı.

Gözlerimi kapattım bir yandan şarkı bir yandan da dalga seslerini dinledim sadece. Hiçbir şey düşünmemeye çalıştım. Kendimi rahat bıraktım ve sadece o beş dakikanın tadını çıkardım.

Bazen sadece beş dakika bile kafamızı toparlamaya yetiyordu ve benim o beş dakikaya gerçekten ihtiyacın varmış ki şarkının bitmesiyle gözlerimi açınca kendime geldim.

Biliyordum Egemen beni bu konuda kolay kolay affetmiyecekti ama ben kendimi affetirmenin bir yolunu elbette bulacaktım.

Kafamı yavaşça Ege'nin omzuna koydum ve onun kokusuyla biraz daha gözlerimi kapatıp düşüncelerinden uzaklaştım.

Ege de benim sesizliğe ihtiyacımın olduğunu anladığı için ses etmemiş o da benim gibi denizi izlemişti.

Kendime geldiğimde Ege'ye döndüm ve "Ege ben gerçekten iyi bir abla hatta kardeş olmadım. Egemen beni nasıl affetçek?" dediğimde ellerini yanaklarda yasladı ve yanaklarımı okaşamaya başladı.

Anlıma buse bırakıp gözlerimin içine bakarak "Sedef sen gerçekten iyi bir ablasınnsadece bir yanlışın oldu diye kötğ olmuş olmuyorsun. Sende insansın ve bazen doğru kararları veremiyorsun ama merak etme Egemen anlayışlı biri ve biraz zaman ver ona sadece o da sende kafanızı toplayınca konuşursunuz halledersiniz merak etme" sözü bittiğinde beni kendisine çekip sıkıca sarıldı.

Bilmiyorum belki sizin gözünüzde abartıyormuşum gibi geliyo ama zannettiği biz gibi değil işte. İnsan kardeşini göz göre göre üzdüğünü onu kırdığını görünce paramparça oluyo ve bunu yapan kişi benken...

"Bu bir ay içinde beni affeder dimi? Çünkü sonuçlar açıklandıktan sonra yüksek ihtimalle gidicem bu şehirden ve Egemenle küs ayrılmak istemiyorum" dediğimde gülümsedi ve "Merak etme Egemen seni herşeyden çok seviyo iki güne dayanamaz affeder" diyerek beni teselli etti.

Biraz daha orda oturduktan sonra kalkıp bizimkilerin yanına geçtik. Sohbet ediyorlardı ama ne konuşuyorlar beye gülüyorlar ne yapıyorlar işte onunla ilgili tek bir bilgim de fikrim de yok.

Yarım saat kadar oturduktan sonra bizimkilere söyleyip eve geçtim ve üst kata çıktığımda gözüm Egemen'in odasının kapısına çarptı.

İçeriden ne oyun sesi ne de konuşma sesi geliyordu. Egemen genelde arkadaşlarıyla oyun oynar o sırada da DC den konuşurlar ama ona dair hiçbir ses yok.

Aşağı anneme "Anne Egemen evde değil mi?" diye bağırdım annem "Arkadaşlarıyla dışarı çıktı gelir birazdan" dedi. Annem onu arkadaşlarıyla sanarken aslında huzursuz ve mutsuz bir şekilde bilmediğim bir yerde oturuyo.

Düşün Sedef düşün Egemen üzüldüğünde nereye gider?

Onu bulup özür dileyip şimdi konuşmam lazımdı yoksa ben kendimi evde yiyip bitirir içimde kurar dururdum.

Tabi ya Egemen ne zaman üzülse onunla dertleştiğimiz kayalıkların oraya gider kulaklığını takip kendini dinler veya kendi kendine konuşur dertleşir.

Hemen odama girip zulamdan cip ve çekirdek aldım. Egemenle hep annemden gizli odalarımıza zularımız olur annemler uyuduktan sonra ya o benim odama gelir ya da ben onun odasına gider film veya sohbet edip o günü sabahlardık.

Hızlı bir şekilde evden çıktım ve kayalıkların oraya gittim.

Beklediğim gibi Egemen ordaydı ama tek başına değildi. Yanında bana bahsettiği sevgilisi vardı ve gayet iyi gözüküyordu.

Yanlarına gidip onların keyfini bozmak açıkçası içimden pek gelmediği için arkamı dönüp yavaş bir şekilde yürümeye başladım ama "Abla niye gelmiyorsun?" diye Egemen bana seslenince hemen arkamı döndüm.

Her halde ben giderken beni fark etmişti ve o yüzden çağırmıştı. Yüzümde kendiliğinden oluşan gülümsemeyle hemen hızlı adımlarla yanlarına vardım.

..................................................................

Evet bu bölüm bitti ve diğer bölüm Egemen'in ağzından olucak bir kısmı.

Sizce Egemen'in çıkışı haklı bir çıkış mı yoksa abartı mı

Gezip görmek istediğiniz ülke ve Türkiye de gidip görmek istediğiniz şehir nereler

‼️ Oy vermeyi unutmayın ‼️

❤️ Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın ❤️








...




Üç Erkek Bir Kız (Yarı Texting)✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin