5.Bölüm

423K 15.1K 4.8K
                                    

GÜNEŞ

Annemin seslenmesiyle uyandım. Saat daha çok erken ya. Bu saatte okul mu olurmuş?

"Anne ben okula gitmeyeceğim." diye söylendim.

"Oldu kızım gitme. Hay Allah'ım sen sabır ver bana." dedi annem gözlerini tavama dikerek.

"Of anne of."

"Anneye of denmez." Klasik annem.

"Anne hergün bunu söylemekten bıkmadın mı?" Bunu söylerken yüzümü yıkamak için banyoya girdim.

Banyodan çıktıktan sonra dolaba doğru ilerledim. Bugün hava güzel olduğu için uzun bir elbise giydim. Üstüne de kot ceketimi geçirdim.

Saçımı taradım ve salık bıraktım. Dudağıma hafifçe pembe ruj sürdüm. Gözüme de siyah eyeliner çektim. Ardından küçük sırt çantamın içine telefonumu, cüzdanımı ve defter koydum. Tam evden çıkacakken "Kızım kahvaltı etseydin." dedi annem. Ben de birkaç lokma ağzıma attım ve annemin yanağına sulu bir öpücük kondurup "Şimdi çıkabilir miyim sultanım?" dedim neşeyle.

"Çık bakalim çık. Ama dikkat et." dedi.

"Tamam annecim." dedim ve evden çıktım.

○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○○

Okul yine aynı şekilde geçti. Ben yine ve yine tüm zamanımı Ceyhun'u izlemekle geçirdim.

Eve doğru yürürken yerde oturmuş ağlayan küçük bir çocuk gördüm. Etrafıma baktım ama kimse yoktu. Acaba kayıp mı oldu?

Yanına gidip gitmemek arasında kaldım. Ama en sonunda yanına gitmeye karar verdim. Yanına geldim ama ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Hey! Küçüğüm. Annen baban nerede?" dedim bir anda.

Burnunu çekip bana baktı. Ardından cevap vermeden kafasını bacaklarının arasına aldı ve yine ağlamaya başladı. Yanlış bir şey mi söyledim? Ne yapsam diye düşünürken yanına diz çöktüm ve bir abla edasıyla " Yardım edebilirim. Söyle bakalım kayıp mı oldun?" dedim.

"Evet, okulda kaçmıştım. Eve gidecektim ama kayboldum." dedi. Bu çocuk taş çatlasin 6 yaşındadır.

"Tamam o zaman şöyle yapalım. Evinin adresini biliyor musun? " dedim sevecenlikle. Olumsuz anlamda kafasını salladi. Tabi çocuk nereden bilsin ki.

"Imm peki annenin ya da babanın telefon numarası falan var mı? Yani biliyor musun? "

Küçük sırt çantasını açıp içinden bir kâğıt çıkardı ve bana uzattı. Kağıda baktığımda telefon numarası yazıyordu. Numaranın altında da 'Araf Karahan' yazıyordu. Zafer kazanmışçasına gülümsedim.

"Hadi o zaman arayalım da alsınlar seni buradan." dedim. Hemen ardından çantamdan telefonumu çıkarıp numarayı aradım. Telefonu kulağıma götürdüm.

Çaldı...
Çaldı...

"Ne var?" diye kaba bir ses duydum. Ne var mı?

"Şey... Beyefendi sanırım çocuğunuz okuldan kaçmış. Şu anda ağlıyor. Bana sizi arayabileceğimi söyledi. Size adresi vereyim gelin alın." dedim.

"Okuldan mı kaçtı? Bana hemen kardeşimi ver." dedi sertçe. Nasıl biri bu ya? Ayrıca kardeşim mi? Ne yani onun abisi mi?

"Kardeşiniz şu an ağlıyor. Siz ge-"

"Hemen onu telefona ver!" diye sözümü kesti. Kendini ne zannediyor bu adam? Ne hakla bana bağırabiliyor? Hem dediģimi anlamıyor mu?

"Ne hakla bana baģırabiliyorsunuz acaba? Dediğimi anlamıyorsunuz galiba. Kardeşiniz şu anda konuşabilecek durumda deģil. Adresi size mesaj atarım. İyi günler. " dedim hızlıca ve telefonu suratına kapadım. Aptal adam.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin