RÜYA
Nerede bu atkı? Baktığım dolaba tekrardan baktım ama Mirza'nın bana aldığı atkıyı bulamıyordum! Ya kaybettiysem? Bu düşünceyle gözlerim dolarken dolabımın içindeki kıyafetlerin dağılmasını umursamadan aramaya devam ettim.
"Yok işte! Mirza'nın hediyesini nasıl kaybederim ben? "Ağlamamak için gözlerimi kırpıştırırken odama annem girdi.
"Kızım ne oldu? Sesin aşağıya kadar geliyor. Bir şey mi oldu Rüya? "Yanıma gelen anneme sarıldım.
"Anne... " dedim ağlarken.
"Ağlama güzel kızım. Hadi söyle. "Burnumu çektim.
"Mirza'nın bana aldığı atkıyı kaybettim. Kendime inanamıyorum anne. O hediye benim için ne kadar önemliydi sen biliyorsun. Ama aptal gibi hediyeme sahip çıkamadım! "Dışarıdan saçma bir neden için ağladığım düşünülebilir. Ama bu öyle değersiz, sıradan bir atkı değildi. Mirza'nın benim için aldığı en güzel hediyeydi.
"Bunun için ağlanır mı anneciğim? Buluruz. Kendini üzme. "Yanaklarım ıslanırken başımı iki yana salladım.
"Kaybettim işte. "
Annem saçımı okşamayı bıraktı ve dolabımı açıp içine bakmaya başladı. Burnumu çekerken yatağıma oturdum ve annemi izlemeye başladım. Bulamayacaktı. Kaybetmiştim. İki dakika oldu olmadı annem gülümseyen yüzüyle bana döndü. Elindeki atkıyı görünce şaşkınca kaşlarım havaya kalkarken elimin tersiyle akan yaşları sildim.
"İnanmıyorum! Buldun anne. "
Sevinçle annemin yanaklarına sulu sulu öpücükler kondururken annem gülerek bana sarıldı. "Anneler her şeyi bulur. Sakın ağlama tamam mı güzel kızım? Gözyaşlarını ufak şeyler için akıtma. Sonra bende üzülüyorum. "
Kocaman gülümsememle anneme baktım. "Tamam. Çok, çok teşekkür ederim anne. "Vallahi annelerin gücüne hayrandım. Annem ıslak olan saçlarıma baktıktan sonra kaşlarını çattı.
"Duş almışsın, saçını kurutmadan ortalıkta geziniyorsun. Hasta olacaksın Rüya. " dedi annem elini ıslak olan saçlarımda gezdirirken. Atkımı bulamayınca kendimi kaybetmiştim ve saç falan düşünecek halde değildim.
"Saçımı tarayıp kurutur musun anne?" Gülümsedi.
"Getir bakalım. "Hemen bir tarak buldum ve anneme tarağı verdikten sonra neşeyle makyaj masasının önündeki sandalyeye oturdum. Annem saçlarımı tararken "Anne?" dedim.
"Efendim?"
"Babamla nasıl sevgili oldunuz? "Yüzünde içten bir gülümseme oluşurken anlatmaya başladı.
"Baban bir gün beni evine çağırdı. Yemek yaptım, sohbet ettik. Sonra ben lavaboya girecektim. Tabii lavabo nerede bilmiyorum. Rüzgar'ın bana tarif ettiği odaya girince gördüğüm manzarayla şok olmuştum. "Merakla sordum.
"Ne gördün?" Saçlarımı taramaya devam ederken gülümsemesi yüzüne daha da yayıldı.
"Baban çok güzel resim çiziyor ve benim birçok resmimi çizmiş. Çok şaşırmıştım ama bir o kadar da sevindim. Arkamdan Rüzgar odaya girdi ve güzel sözler söyledi. Sonra da sevgili olduk. "Anlatırken yüzünden bir an olsun gülümsemesi eksik olmamıştı.
"Vay be! Babamın böyle bir yeteneği olduğunu bilmiyordum. Ama çok güzelmiş. " Anne ve babamın aşklarına o kadar özeniyordim ki... Bende annem gibi sevilmeyi çok istiyordum.
"Peki babam sana nasıl hitap ederdi? Aşkım mı derdi? Ya da canım? "
"Güzelim, derdi. Hala öyle söylüyor. "Evet, babam anneme hep güzelim diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANTİK MAFYA
ChickLit3 kız, saf ve masum. Güneş: 20 yaşında. Üniversiteye gidiyor. Annesi ve babasıyla yaşıyor. Sidal: 22 yaşında. Tıp öğrencisi. Hayata pozitif bakan saf ve masum biri. Ailesini trafik kazasında kaybetmiş, hayatın acı gerçekleriyle küçük yaşta karşılaşm...