54. Bölüm "Sonsuz aşk"

98.5K 3.9K 886
                                    

Bölümün sonunda final hakkında sizleri bilgilendirecek birkaç şey yazdık. Okumadan geçmeyin.

MASAL ALYA

Ömür'ün kucağında Âlâ, benim kucağımda Ömer, gülüşerek bebeklerimizi seviyorduk.

"Babasının bir tanesi... Ama sen bu kadar tatlı, sevimli bir şey olursan ben seni ısırmamak için kendimi nasıl tutacağım? Prenses kızım benim. "

Gülümseyen yüzümle oğlumu öpüp kokluyordum.

"Babası gibi yakışıklı oğlum.. "

Yüzümü Ömer'in boynuna götürüp onu öperken bir elimle de karnını gıdıklıyordum.

"Annesi, şimdi çocuklar kaç aylık oldular?"

Oğlumu öpmeye doyamazken bakışlarımı yanımda oturan kocama çevirdim.

"Dokuz aylık oldular, babası. Yakında bir yaşına girecekler."

Ömür, Âlâ'nın ellerinden öperken bu sırada salona girip elinde tepsiyle yanımıza gelen Hazer, tebessümle kahveleri uzattı.

Hazer...

Ne kadar itiraz etsem de hem ev işi hem de çocuklara bakmak benim için fazlasıyla yorucu bir hale gelmişti. Zaten geceleri çocuklar ağladığı için uykusuz kalıyor, sabahları ortalıkta ruh gibi dolaşıyor, akşam da pert olmuş bir vaziyete bürünüyordum. Bu halimi gören Ömür daha fazla dayanamayarak benim sözlerimi kulak ardı edip, bir bakıcı arayışına girmişti.

Bakıcı sadece çocuklara bakmayacak, ben çocuklarımla ilgilenirken o ev işlerinde bana yardımcı olacak, ben ev işlerini hallederken o da çocuklara bakacaktı. Ayrıca bakıcıya da iyice güvendikten sonra tekrardan işe de başlayacaktım. Kısaca bana her koşulda yardımcı olacak bir bakıcı aramış ve bulmuştuk.

Aslında bakarsanız Hazer, sanırım dördüncü bakıcıydı. İlk üç bakıcıya ne olduğuna gelirsek... Ya yaptıkları işlerden memnun kalmamış ya da çocuklarla ilgilenmelerinde bir eksik bulmuştum. İşini doğru düzgün yapan yoktu.

Pekâlâ. Yalan söylemeyecektim. Her şeyi düzgün yapsalar bile olur olmadık şeylerde eksik bulmaya çalışıyor, bir kusur arıyordum. Çünkü bakıcılar genç ve güzel oldukları için haliyle kıskançlık duygum devreye giriyordu.

Hazer'in de diğerlerinden bir farkı olduğu söylenemezdi. Güzel kızdı. Henüz yirmi altı yaşında ve işini iyi yapan birisiydi. Sadece birkaç gündür çalışıyordu fakat hala bir açığını bulamamıştım. Hazer, diğerlerinden farklı olarak evde yatılı kalıyordu. Kendi evi buraya oldukça uzak olduğu için git-gel zor olmasın diye yatılı çalışmasına karar vermiştik. Tabii henüz deneme sürecindeydik. Her an kendini kapının önünde bulabilirdi.

Hazer, iki tane fincan bulunan tepsiyi Ömür'e doğru uzatırken dizlerini kırıp, hafifçe eğildi.

Üzerindeki bol tişörtten ön tarafının biraz açılıp, sonuçta ortaya dekolte çıktığında hemen olaya müdahale ettim.

"Hazer. " dedim gülümsemeye çalışarak. "Biraz dik durur musun?"

Hazer belini dikleştirdiğini gözlerini daha yeni Âlâ'dan çeken Ömür, "Kahveleri masaya bırakabilir misin? Şimdi kucağımızda çocuklar var. " dedi.

Hazer başını salladıktan sonra kahveleri önümüzdeki masaya bıraktığında "Çocukların uyku vakti geldi, Hazer. Sen onları odalarına çıkar, uyusunlar artık. " dedim.

Tepsiyi de masaya bırakan Hazer "Tabi. " dediğinde önce Âlâ'yı sonra da Ömer'i kucağına aldıktan sonra çocuklara gülümserken beraber salondan çıktılar.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin