Özel Bölüm 1

363K 9.5K 4.5K
                                    

Daha yeni final yaptık. Fakat size hem bayram hediyesi hem de okullar -maalesef- açılacağı için moral olaraktan özel bölüm atalım dedik. Şu zamana kadar yazdığımız en uzun bölüm diyebiliriz. Multimedia Vuslat.

GÜNEŞ

"Anneciğim yalvarırım sus. " Kucağımda ağlayan Vuslat'a daha sıkı sarıldım. Sabahtan beri durmadan ağlıyordu. Ve ben ne yapacağımı bilmez bir haldeydim.

Vuslat daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. Gözlerim doldu.

"Kızım, nolur ağlama. Şimdi bende ağlayacağım. " Hala ağlıyordu. Beş aylık çocuğa 'ağlama' deyince tabi ki anlamaz. Kızımı koltuğa yatırdıktan sonra bende yanına oturdum.

"Altına mı yaptın anneciğim? " Altını açtığımda tertemiz olduğunu gördüm. Hala ağlayan Vuslat'ın altını bağlayıp tekrardan kucağıma aldım. Ağlayışları durmuyordu.

"Altın temiz güzel kızım. Neden ağlıyorsun? " Susması için kucağımda hoplatıyordum ama hiçbir şekilde ağlaması dinmiyordu. Gözümden bir damla yaş aktı.

"Yoksa karnın mı aç? " Az önce yaptığım sütü almak için kucağımda Vuslat'la mutfağa girdim. Biberonu aldım ve kızımın ağzına götürdüm. Ama içmiyordu. Biberonu tezgaha koydum.

"Kızım, altın temiz karnında aç değil. Neden ağlıyorsun ki? Hadi sus güzel kızım. Anne de ağlayacak şimdi. " Hala ağlıyordu. Ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Acaba Araf'ı mı arasam? Kızım babasının kucağına gidince hemen susuyor. Ciddi ciddi benim kucağımda değil de babasının kucağında huzuru buluyor. En iyisi Araf'ı aramak. Telefonum kızımın odasına olduğu için kucağımdaki Vuslat'a dikkat ederek merdivenlerden çıktım ve yatak odamın hemen yanındaki odaya girdim.

Ağlayan Vuslat'ı beşiğine yatırdım. Artık bende ağlıyordum. Kızım ağladıkça içimden bir şeyler kopuyordu. Vuslat'ın ağlaması şiddetlenince bende daha çok ağlamaya başladım. Vitrinin üzerindeki telefonumu aldım ve Araf'ı aradım. Hemen açıldı.

"Güneş'im bir şey mi oldu? " Bir hıçkırık kopardım.

"A-araf... "

"Güzelim ne oldu? Vuslat'ın ağlama sesi geliyor? Neden ağlıyorsunuz? Biri bir şey mi yaptı? "

"Hemen eve gel Araf. "

"Tamam sarışınım. Geliyorum ben. Ağlamayın. " Telefonu kapattım. Vuslat ağladıkça ben daha çok ağlıyordum. Yaklaşık on beş dakika ben yerde oturmuş, Vuslat'ta beşiğinde ağlıyordu.

"Güneş? " Araf'ın sesini duymamla hemen yerimden kalktım ve bize doğru gelen Araf'a koşup sarıldım. Kollarını bedenime sardı.

"Neden ağlıyorsunuz? " derken Vuslat'ı kucağına alıyordu. Kızım başını babasının boynuna gömdü ve ağlayışları iç çekişlere döndü. Araf ikimize de sıkıca sarıldı.

"S-sabahtan beri ağlıyor Araf. Susturamadım. " Başıma ufak öpücükler konduruyordu.

"Tamam geçti. Ağlama Güneş' im. Ağlama Vuslat'ım... " Kızım da ben de artık ağlamıyor sadece Araf'a sarılıyorduk. Burnumu çekerek geri çekildim.

"Aras nerede? " dedi.

"Okulda. " Başını onaylar anlamda salladı.

Vuslat'a baktığımda uyduğunu görünce gülümsedim. Araf yavaşça Vuslat'ı beşiğine yatırdı. Ardından bana döndü.

"Güneş'im, neden anneni ya da kızlardan birini aramadın. Sabahtan beri çocuk ağlamaktan helak olmuştur. " Araf'ın yanına gittim ve başımı göğsüne gömdüm. Kollarını belime doladı.

ORMANTİK MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin