13'- Anne İradesi

6.8K 494 50
                                    







Ferdi...


Limana geri gelmiştim. Selçuk abinin orada bir kalabalık vardı. Denize bakıyorlardı. Sahil güvenlik sarmış denizin yüzünü. Hayırdır inşallah.

Ecem teknedeydi, dedemle en yukarıya çıkmış oradan izliyorlardı çevreyi.

"Ferdi" diye seslendi Esra abla. Ona döndüğümde bana doğru geliyordu. "Buldum seni."

"Beni mi arıyordun abla?"

"Evet. Konuşalım mı biraz?"

"Bir şey mi oldu? Annemle mi ilgili?"

"Evet ama sakin ol. Gel oturalım şöyle."

Korkarak gittim peşinden. Banka oturup birbirimize döndük. Ne duyarsam korkacak bir şey yokmuş diyebilirdim ki.

"Annenin kan sonuçlarına baktık bugün."

"Hı."

"Anormal bulgulara rastladık."

"Nasıl?"

"Bunu anlamak için anneni hastaneye yatırmamız lazım."

"Yatmaz ki."

"Bunun için bana sen yardımcı ol olur mu? Kansızlığı var ve bu yabana atılacak bir şey değil."

"Nasıl?"

"Şöyle anlatayım canım. Annenin kansızlığı bedeninde yeni morluklara sebep oluyor. Bundandır ki yaraları iyileşmiyor. Sürekli üşüme hali, baş dönmesi, baygınlık, nefes darlığı gibi sorunlar sıklıkla görülür. Çok ciddi bir hastalığı da olabilir, Allah muhafaza kanser olabilir. Onu detaylı incelemeyi ve tedaviye almayı öneriyoruz. Üç hocamla konuştum hepsi aynısını söyledi. "

" Annem ölecek mi Esra abla? "

Sesimin titreyişi, gözlerimin dolması aynı anda oldu.

" Hayır. Onu hastaneye yatıralım Ferdi, bu şekilde mümkün değil dayanmaz. Kilo kaybı var, iştahsızlık, mide bulantısı ve hepsine sebep olan ruh yaraları. Morale ihtiyacı olacak ya da kendini iyi hissetmesi için güvende olduğunu bilmeli. Ben ailesine anlatmanızı istiyorum. Tamam ben doktorum, hastamın mahremiyetini korumak zorundayım ama sen değilsin. Nasıl gizliyorsunuz yaralarını? Yazık değil mi canım? Deniz mahvoluyor, soruyor ben söyleyemiyorum. Sen susma. Anneni ikna et hastaneye gidelim, onsuz yaşayabilir misin Ferdi o sizin için yaşamaya çalışırken. "

Başımı salladım eğerken. Şimdi büyük çocuk olma sırası bendeydi. Annemsiz bir gün yaşamayamazdık biz. Hepte annemin öleceği korkusuyla büyüdüğüm için sanki her hastalığında ölüyormuş gibi hissediyordum. Bunca zaman yaşaması mucizeydi ve şimdi tıbben bu mümkündü.

"Sen konuş onunla, yarın sabah yatış yapalım."

Konuşacaktım. Bir de bunu artık aramızda halledemezdik farkındaydım. Annemin manevi desteğe duyduğu ihtiyacı kendinden daha güçlü biri sağlayabilirdi. Dedem...

Ayağa kalktım. Onunla konuşacaktım, başka çarem yoktu. Annemin ölmesini istemiyordum. Bir zahmet öfkesini, kırgınlığını kızının sağlığı için bir kenara koysun.

Sahi yapar mıydı? Bizim için değilse bile kendi kızı için. Vazgeçiyordum. Annemin acıları var diyemezdim. Annem şiddet gördü, uyuşturucu bağımlısı babam onu defalarca bıçakladı ama annem bizim için yaşadı demeye dilim varmazdı. Babam bana uyuşturucu verecekken annem engel oldu ama beni kurtardı kendini kurtaramadı. Yüksek dozdan komaya girdi, günlerce hastanede yattık diyemem ben.

HASRETİN AĞIR GELDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin