33. Benim Annem!

5.2K 411 27
                                    

Tamam doğum günüm bitti, hiç 28 olmuşum gibi gelmedi bana, hâlâ 27deyim. Ben öyle hissediyorum sonuçta.

İyi dilekleriniz için çoook teşekkür ederim. En hayırlıları, en güzelleri sizleri bulsun. İyi ki varsınız... Bu bölüm de benden size... Öptüm. Keyifli okumalar...






Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...



5 Ekim...

Günler geçip gidiyor, Ferdi son konuşmamızdan sonra iyice sessizleşiyordu. Tamam evden çıkmıyordu, akşamları gelip dizimin dibinde oturuyordu ama pek keyfi yoktu. Dayısı ona bilgisayar almıştı, Ferdi de ne okuyacağına karar vermişti. İnşaat mühendisliği ya da mimarlık diyor ama ikisinden biri mutlaka olacakmış. Üniversite için ikna etti kendini, bende onu dershaneye vermeye hazırlanıyordum. Lise eğitimi sınav için yetersizdi çünkü.

Bugün yine hastaneye gidecektim. Kanımda ki kötü bakteriler iyi bakterileri öldürüyordu. Kötü bakterileri öldürmek için aldığım ilaçlar iyi olanlara da zarar veriyordu ama bir şekilde devam ediyordum yaşamaya. Kan oranım iyice düştü, uykundan gözümü açamaz haldeydim. Evde çocuklar okuldayken uyuyup dinlenebiliyordum.

Babam bize araba almış, anahtarı önüme koyduğunda beri ona bakıyordum.

"Alma dedim baba. Düğüne ne kaldı şurada?"

"Senun de araban olsun dedum, kötü mü ettum" diye kızdı.

"Hayır da idare ediyorduk. Servise vereyim çocukları dedim sana."

"Ferdi kullanur, kardeşini okula bırakıp kendi okuluna gider. Ben bizim polis uşaklara derum ehliyet yaşı gelene kadar idare ederler."

Her şeyi düşünüyordu bizim için. Benim durumum iyi olmadığını da biliyordu. Ondandı bu çabası görüyordum.

"Ne diyorsun?" diye sordum oğluma.

"Benim adam gibi bir babam olsaydı, bizim için böyle jestler yapsaydı onu reddetmezdim anne."

"Ula senun deden var buraya, ihtiyacun mu var babaya?"

"Sen varken çok şükür kimseye ihtiyacımız yok dede, iyi ki varsın."

Babam Ferdi'ye yumuşak yüzünü göstermiyordu, bize de olduğu gibi. Ama Ecem,

"İyi ki varsın dede" deyince akan sular durdu.

"Oy senu verene kurban olurum. Sende iyi ki varsun amaranda çiçeğum. Ben seni yerum, yerum."

"Sağ ol baba." Başını salladı. İyi ki vardı babam, iyi ki onun yanındaydım çocuklarımla. İyi ki ölürsem çocuklarımı emanet edeceğim ailem bana sırtını dönmemişti.

Bu aralarda sıkça dikkat ettiğim ama bir türlü dilim varıpta soramadığım annemin babama olan tavrıydı. Annem Alihan yüzünden yaşadıklarımdan babamı sorumlu tutuyor, suskunluğuyla onu idam ediyordu. Oysa babamın ne suçu vardı, bendeydi kabahat. Ona abi deyip güvenen benim suçumdu her şey.

Çok üzgündü annem. Hâlâ aşamadı, hâlâ bir hayli ağlamaklı. Şimdi hasta olduğumu da biliyordu. Çok korkuyordu bana bir şey olacak diye. Bazen ah ettiğini duyuyordum Alihan'a. Oysa benim annem ona da analık etmişti. Nasıl ki şimdi gözü gibi bakıyordu bana, çocuklarıma; ona da öyle bakmıştı. Bir gün bile onu el gibi görmedi ama Alihan anlamadı.

"Ben süreyim mi anne?" dedi Ferdi kapıya çıktığımızda.

"Olur oğlum."

"Dedem sağ olsun yazdıracağım arkasına" diyordu arabayı incelerken. Çok güzeldi araba, tertemiz.

HASRETİN AĞIR GELDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin