15 Ekim...
Ferdi...
Bugün ilk defa kontrolsüz bir şey yapmıştım. Olay tamamen benden bağımsızken birden içine girdim. Sonra anladım ne kadar yanlış bir şey yaptığımı ama iş işten geçmişti. Müdürün odasındaydım. Annemi aradı müdür, annemin yüz ifadesini tahmin ediyordum. Öyle büyük bir yanlıştı ki bu zamanı geri almak isterdim.
Müdür odasının kapısı vurulup açıldığında gelen annem değildi, dedemdi. Bende ayağa kalktım müdürle birlikte. Dedem müdürle selamlaşıp bana baktığında annemin neden gelmediğini düşünüyordum. Çok kızmış ve dedemi göndermiş olabilirdi.
"Ben gerekeni ederum müdür" dedi dedem. Beni de beraberinde götürecekti. Odadan çıktık.
Can - "Ferdi ne oldu?"
"İki gün uzaklaştırma verdi müdür."
"Annen kızar mı?" Çantamı aldım elinden.
"Ferdi -" Bahar'ın yüzüne bile bakmadan başımı iki yana sallayarak bir şey söylemesine engel olarak gittim dedemin peşinden. Asla yapmam diyeceğim bir şeydi bu.
"Annem çok mu kızdı dede? Niye kendi gelmedi?"
"Anan Rize'ye gitti davetiye götürmeye. Akşama eve gelur oğa sorarsun."
Dedem de kızmış gibiydi. Gerçi onun ne düşündüğünü anlamak kolay değildi. Arabaya binip ben eve geçtim.
Odama çıktım direkt, annemi aradım ama açmadı. İçim daraldı.
Bugün okulda biri Bahar'a bağırıyordu. Başta karışmak istemedim ama iş kızın tutup sarsmak olunca araya girdim, sonra da hiç düşünmeden çocuğa yumruk attım. Kavga çıktı. Beni müdüre şikayet edince de aileler arandı. Ben durup dururken kavga çıkaracak biri değildim. Asla da anlayıp dinlemeden böyle bir şey yapmam ama oldu işte. Gözüm döndü sanki.
Aşağıya inip anneanneme yardım ettim yemek yaparken. Akşam Özerler gelecekmiş, hazırlık yapıyorduk. Evi süpür dedi anneannem yemekleri ocağa koyduktan sonra. Süpürgeyi çalıştırıp evi süpürmeye başladım. Evimiz zaten temizdi, annem her gün temizlik yapıyor, bu kocaman evi pırıl pırıl tutuyordu. Anneannem üstten toz alıyordu.
Yerleri sildim sonra. Bütün bunları annemle yaparak öğrendim. Hepsini öğren ihtiyacın olursa kendin yaparsın demişti. Onun sayesinde bilmediğim şey yoktu. Anneannem yaptığım işi beğeniyor, methiyeler diziyordu hem bana hem burada olmasa da anneme.
Dedem Ecem'le eve geldiğinde kardeşimi odaya çıkarıp üstünü değiştirmesine yardım ettim.
"Annem nerde?"
"Rize'ye gitmiş canım."
"Neden?"
"Düğün var ya, davetiye götürmüş birilerine."
"Gelecek mi?"
"Birazdan gelir."
Elini yüzünü yıkadık. Bozulan saçlarını açıp taradıktan sonra at kuyruğu yaptım. Esra yengemizin çeyizi serildi, bu yüzden her akşam eve gelen oluyordu çeyiz görmeye. Bunu da hiç anlamadım, neden başkasının odasına bakıyorlar? Ayıp değil mi? Annem odalarınızın kapısını kapalı tutun der. Çünkü kişinin odası, özelidir der yani. Enteresan bir adet.
Bu çeyiz serildiğinden beri görmediğim kadar insan gördüm. Hep de kadınlar. Bir de bir muhabbet ediyorlar, oturup onları izliyordum hayretler içinde. Bana da laf atıyorlar arada, sevdaluk edeyi misun diye. Anneannem yaşı küçük diyordu ama buralarda ben yaşında evlenenler de oluyormuş. İnsan niye bu kadar erken yaşta evlenir ki? Çok tatlı kadınlar ama, hepsi çok komik. Özellikle de konuşmaları. Evde kahkahalar gırla gidiyordu kalabalık olduğunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASRETİN AĞIR GELDİ
Aktuelle LiteraturKaçmayı tek çare olarak gördüğüm memleketime iki çocuğumla birlikte dönüyordum... Ardımda neler neler bıraktım oysa. Katı bir baba, hasta bir anne, deli fişek bir nişanlı. Giderken hepsinden kaçtım ama dönerken koca bir şehirdi kaçtığım. Hatalarım o...