HASRETİN AĞIR GELDİ

23'- Gerçeğin Çocukları

Yorum yapmayı unutmayın lütfen....

O gece uzun bir gece olacak gibiydi. Koridorda vicdan muhasebesi yapan bir baba, dışarda deliye dönen bir sevdalı, diğer tarafta benim yüzümden diye kendini parçalayan genç bir çocuk.

Bir diğer yanda ise adımlarıyla bastığı yeri titreten başka bir baba. Vefa ve Nurullah karşı karşıya geldiğinde haklı çıkan adamın yüzüne neredeyse bakamaz hale gelmişti Vefa Çakmak.

"Benum uşağumi niye sevduğunun yanuna almayisun Vefa?"

"Sağa ne ula, kiz benum kizum."

"Öyle mi? Bunca zaman sonra bile, halihazırda oğlun kizunun başuni yakmuşken burnunda kil aldirmayisun."

Ferdi köşede durdu.

"Aile işleruma burnuni sokma."

"Böyle dedun diye çektum elumi o kansuz oğlunun üstünden. Sağa o yalan söyleyi dedum, Hasret çekip gitmez akilli kizdur dedum. Beni dinlemedun. Kizunun, torunlarınun günahuna girdun. Şimdi oturmuş haline mi yanayisun? Ne olacak o uşaklarun hali? Genç uşağu var, küçücük kizi var. Benum oğlumun yıllarunun hesabini kim verecek? Benim uşağumun yanan yüreğinun hesabini kim verecek Vefa? "

" Çek get elumden bir kaza çikmadan Nurullah. Uşağuni, uşağumdan, torunlarumdan uzak tutasun. "

" Seni Allah ıslah etsun. "

Ferdi boynunu büküp dışarıya çıkarken derin nefes almaya çalışıyordu ama olmuyordu.

Bahçeye çıktığında Ömer arabasının tekerlekliğine yaslı oturuyordu, hâlâ ama hâlâ ağlıyordu. Ferdi orada da köşeye geçti. Annesini görmeyeli saatler olmuştu ve çok özlemişti.

Nurullah dışarıya çıkıp oğluna giderken Selçuk dokundu Ömer'in omuzuna. Babasının gelişini görünce ayağa kalkıp toparlandı.

"Hadi oğlum, eve."

"Gitmeyeceğum baba."

"Senluk bir şey yoktur ha!"

"Nasi yok baba? O iblisi öldüreceğum."

"Sakin ha! Allah'un verduğu cani sen kim olayisun da alayisun? Eğer elini kana bularsan hakkumi helal etmem uşağum. İki cihanda ellerum yakani bırakmaz."

"Etma da baba. Benum yüreğum yanayi."

"Bilirum evladi, bilirum can çkimi. Şimdi sen o Alihan'ı öldürünce ne olacak? O mezara sen hapse öyle mi? Hasret niye demeyi sence? Sen eluni kana bulama diye. Yapacağun ona kahur olur, hakli olur, yine zayi olur evladi. Elbet hesap sorulur ama canuni almayasun. Sağa düşmez, Allah verdi ancak ve ancak o alur cani. "

" Benum içum nasi soğuyacak baba? Nasi geçecek bu aci? Sevduğumi aldilar benden, içum yanayi baba içum yanayi. "

Elini ensesine koyup sıktı oğlunun.

" Olan oldi diyecesun. "

" Demem "dedi Ömer başını da iki yana sallayarak.

" Geç kalindi diyecesun. "

" Demem baba, demem. "

" O iki uşağun yüzü suyu hürmetine katlanacasun. "

Ferdi Ömer'den kırıcı bir söz duymamak için hastaneye geri girdi.

" Onlara canum derum ama bu hesabi soracağum baba."

"Hasret'in yüreğuni hiç mi düşünmeyisun? Nasıl dayandi bu kadar aciya? Sen evundeydun, o oralarda nasi hayatta kaldi? Yapacağun en iyi şey yanunda olmak olur evladi. Hesap sorman onu onarmaz, seni kaybetmekten korkan o, ona kaybı yaşatmak isteyen sen. Eyi düşün evladi, arada ki fark insani ölümden döndürür... "