38. En Kolayı

4.8K 374 18
                                    

Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...






Ne oldu şimdi? Ne oldu o kadar ıstırap, nereye kayboldu çile? Nerde ağlama hissi, nerde kalbimin ritmi? Sona geldiğini böyle mi anlıyordu insan? Böyle mi oluyordu yani?

"Dalma" dedi Ömer bana bir kupa verirken. Elinden aldım, karşıma geçip oturdu.

"Dalmadım canım."

Ekimin bu soğuğunda onların bahçesinde ki masada oturuyorduk. Deniz ve Esra'yı eve yerleştirdikten sonra yayla çıkacaktık ama Ayfer teyze izin vermedi. Nasi ısınacak o ev dedi, bu kız sabah işe gitmeyecek mi dedi yollamadı. Yaylada ki ev sobalı doğal olarak, ısınması da zaman alırdı. Bir gece için gerek yoktu cidden.

Yine de ben kadının evine giremedim henüz, ona teşekkür de edemedim. Nasıl yapacağımı bilmiyordum.

"Üzülmüyorsundur inşallah!?"

Az evvel Alihan'ın vurulduğunu duyduk babamla. Duygusal bir boşluk içindeydik. Bile bile intihar etmiş işte. İyiliğin sebebi yoktur, kötülüğün nedenleri vardır diye bir söz duymuştum. Kötü olmak onun tercihiydi.

"Yok ya. Önce kendimi düşünmeyi öğrendim, biraz pahalıya patladı ama olsun."

Kendim derken Ecem, Ferdi, ben; kendim.

"Bana kızıyor musun hâlâ?" diye sorduğumda sesli bir nefes aldı.

"Önceleri sana kızmaktan kendi kendime konuşurdum. Adımın deliye çıkması an meselesiydi. Şimdi ise her şey açıklığa kavuşmuşken hayır ama kendime çok kızıyorum. Benim seni bulmam gerekirdi, o pisliğin sözüne hiç inanmamalıydım. Ne bok olduğunu biliyordum da üstelik. "

" Kendini suçlama. Bulamazdın, ben bile nerde olduğumu bilmiyordum. Aylar sonra Ferdi kucağımdayken öğrendim İzmir'de olduğumuzu. "

" Hasret yaranı deşmek istemiyorum ama neden Ferdi'yi öldürmek istiyordu o adını anmak istemediğim ** çocuğu? "

" Kıvanç tuhaftı. Alihan ona Hasret senin dediğinde o gerçekten öyle olduğunu sandı. Beni paylaşmak istemedi Ferdi'yle. Sanki mümkünmüş gibi onu sevmemi ama yalnızca onu sevmemi istiyordu. Onu görünce midem bulanıyor diye bundan Ferdi'yi sorumlu tuttu. Daha bebekken öldürmeye çalıştı, yastığı oğlumun yüzüne milim kala yakaladım. Ondan sonra Ferdi'yi hep göğsümde uyuttum ama uyku uyumazdım bebeğimi öldürecek korkusundan. Nitekim de hiç vazgeçmedi, zaman kolluyor, bende onun bulduğunu sandığı zamanı. İşin en kötü yanı ise komşular polis çağırırdı, kapıya polis gelirdi ama ben hiçbir şey söyleyemezdim. "

Başını salladı usul usul.

" Ama hep kötü şeyler olmadı. Komşularım çok iyi insanlardı. Ben ağzımı açmıyordum ama onlar anlıyordu beni. Karşı komşumun lokantası vardı, orada çalışıyordum. Apartmanda ki insanlar dönüşümlü bakıyordu Ferdi'ye. Hiç oğlumun üstüne bir şey alamazdım ilk zamanlar, emekli astsubay abim vardı o alırdı. Çok istediler bir şey söyle ezelim şunu dediler ama diyemedim, çok korkuyordum. Çünkü gece olurdu, Kıvanç gelirdi ve ben yapmadığım şeyler yüzünden bile dayak yiyordum. Hırsını alamıyordu. Onun için bıçaklamak tokat atmak gibiydi, normaldi yani. Kendine geldiğinde ise kilitleniyordu Ferdi'ye. Evden def olup gidene bende tetikte bekliyordum. O gidiyordu ve hayat birkaç saatliğine güzelleşiyordu."

"Nasıl... Nasıl dayandın?" derken bir hayli zorlandı.

"Bilmiyorum ki. Dayanamıyordum aslında ama en dayanamadığım an apartmanın çatısından beni atmaya kalktığı andı."

HASRETİN AĞIR GELDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin