Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...20 Ekim...
Hayat sen planlar yaparken başına gelendir demiş biri. Öyleymiş. Gerçekten son diyordum, son bu ölüyorum. Öyle ki bir mucize olmaz sanıyordum artık. Ama oldu. Yine Allah mucizesini gösterdi.
Düğünümüz vardı. Gelinim bu gece için izin verdi de çıktım hastaneden. Üstüme siyah bir abiye giymiştim. Işıl ışıl makyaj yaptı Neşe. Beni o hazırladı. Gelin almaya gidiyorduk. Müthiş bir kalabalık vardı, upuzun bir konvoy.
Gelinin evinin önüne korna sesleriyle girdik. Arabalardan inerken Ömer kapımı açtı. Elini uzattığında tutarak indim.
"Kendini yorma sakın" dedi yine. Ben bütün baskılara rağmen düğünü ertelemelerine karşı çıktım. Benim için düğünü erteleyip kardeşimin heyecanını öldürecekler hadsizler. Ben on altı yılda ölmediysem, bir gece de hiç ölmem.
"Tamam canım."
Evin kapısına gittik birlikte, onun koluna girmiştim, hastayım ya öhö öhö, kimse bir şey demiyor. Esra'nın on beş yaşında ki erkek kardeşi gelinin kapısını tutuyordu içeriden, dışarıdan da Diren'in kocası. Çünkü neden? Benim kardeşim Diren'in kapısını tutup adam kök söktürmüş, şimdi intikam zamanı.
"Gökhan, çekil" dedi Deniz.
"Yok ya" dedi abartarak. Kapının ağzında da kalabalıktık.
"Oğlum sen öğretmen adamsın" dedi Ömer ama Deniz'in hiç şansı yoktu.
"Anlamam. Bana ecel terleri döktürdü bu, kolay mı abi. İste hadi Deniz, alabilecek misin gelinin acaba?"
Deniz okyanusu geçti, derede boğulmayacaktı. Bahşiş verecek, başka çare yok. Elini açığında Deniz para koymaya başladı ama karşımızda hemen ikna olacak bir adam yoktu.
" Bütün paramı aldın! "
Gökhan para dolu eli havada, yüzü öteye dönüktü.
" Abla" dediğinde çantamı açıp biraz para verdim kardeşime. Babam çok masraf derken bunlardan bahsediyordu.
"Gökhan yeter."
Gökhan saatine bakıp yüzünü geri döndü.
"Ben hallederim dayı" diyerek öne çıktı Ferdi. "Hocam çekilir misiniz?"
"Hayır."
"Tamam" deyip geldiği gibi geri gitti benim oğlum. Kahkahalar havada uçuştu.
"Çok istikrarlısın oğlum?"
"Senin için yaptım dayı, yoksa hiç uğraşmazdım." Şebek.
"Ula çekilun" dedi babam. Kenarlara açıldık. Gökhan aldığı bahşişi cebine attı ama çekilmedi.
"Ne isteyisun oğlum?" diye sordu.
"Ne istesem acaba?"
"Bokunu çıkarma Gökhan."
"Ama böyle olmaz Vefa amca."
"Tamam ben yapacağum, ne isteyisun de bağa?"
"Bir düşüneyim" dedi.
"Ya pislik yapıyor baba, ben ona yaptım ya intikam alıyor. Gökhan hadi bak burada döverim seni."
Gökhan tekrar saatine baktı.
"Gökhan!" dedi Ömer.
"Daha bir saat olmadı" dedi.
"Gerçekten mi Deniz?" dedim kardeşime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASRETİN AĞIR GELDİ
General FictionKaçmayı tek çare olarak gördüğüm memleketime iki çocuğumla birlikte dönüyordum... Ardımda neler neler bıraktım oysa. Katı bir baba, hasta bir anne, deli fişek bir nişanlı. Giderken hepsinden kaçtım ama dönerken koca bir şehirdi kaçtığım. Hatalarım o...