27. Fırtına Dinince

6.3K 476 46
                                    


Biz geldiiiik....

Yorum yapmayı unutmayın...

Bu kitapta okuduğunuz her şey hayal ürünüdür. Gerçek hayatta ki kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur...


🧚🏻‍♀️




18 Eylül




"Yavrum diyı nerdesın." Yanımda geçen kızlara gülümsedim.

"Gezeyirım deseydun."

"Evde diyeceğum oni ablacuğum."

"Hayırlı akşamlar."

"Sana da abla."

Bahçeye girdiğimde Ecem koşup geldi bana. Onu tutup kucağıma aldığımda bütün gün beni görmeyince yine sarmaş dolaş olduk. Öpüşüp koklaşarak eve girdik. Annem masayı hazırlamıştı.

"Ferdi nerde?" Babamın sorusuyla Ecem'i yere bıraktım. Sürekli gözümün önünde olsun derken genç adamı sıkıyordu yahu. Hayır anlatmıyordum da babama. Çocuğum özgürlüğün tadını çıkarmak istiyor, baskı yapan yokken, annem telaşı kalmamışken içinden geleni yapmak istiyor.

" Sıkma uşağı Vefa!" dedi annem.

"Yemek vaktidu da."

"Gelir şimdi baba."

Yemeğe oturduk. Babam Ferdi'nin gelmemesine huysuzlandıkça huysuzlandı.

"Ben Ferdi'ye bakayım ana."

"Tamam kizum."

Çocuğum okuldan sonra Ömer'in yanına gidiyordu. Çalışma diyordum ama dinlemiyordu. Bir de arkadaş edindi okulda, akşamları da geziyorlardı. Kamyonete binerek yola çıktım.

Bütün gün çarşıda geçti. Ecem'in eksikleri vardı. Ana okuluna başladı. Benimle geçen ilk haftadan sonra başlayan bu yeni hafta benim için çok zorlayıcı oluyordu. Korkuyor, bas bas bağırarak ağlıyordu. Babam okuldan al diyordu. Tamam korkuyordu ama bu sene ana okulu şarttı. Alışması lazımdı.

Bu okul konusunda Ferdi hiç zorlamadı beni ama Ecem mahvetti şu üç günde. Dedesine nazlanıyordu bir de.

Bir de bunun yanında gelin almaya hazırlanıyorduk. Esra'yı istedik, nişan taktık. Düğün hazırlığı yapıyorduk. Zalım babası neler istedi neler. Tam sonbahar mevsimi, tam hamsi mevsimi yani. İşler yoğun olacaktı ama iyi de kazanacaktık. Ondan sonra düğünü yapacağız. Gelimiz doktor olunca düğünü de görkemli olacaktı.

Limana geçip indim kamyonetten. Oğlumu arayarak yürürken Ömer'i gördüm. Selçuk abi masa kurmuş, herkesi toplamıştı oraya.

"Efendim anne."

"Nerdesin oğlum?"

"Çarşıdayız."

"Limandayım, buraya gel tamam mı?"

"Aa tamam, canımız sıkıldı zaten. Geliyoruz."

"Tamam yavrum." Telefonu kapatarak geldiğim masanın başında Ömer'le sarıldık.

"Nerdesin gülüm sen?"

"Bugün meşguldüm ya."

"Bende çalışıyordum, sormadın ama."

Gülerek ayrıldık.

"Ecem'in alışverişini yaptım." Yanına oturduğumda bana bir kola verdiler. "Senin çalıştığını biliyorum ben, oğlum sağ olsun."

"Ben onu tembihleyip sana benden haber vermemesi söyleyeceğim. O zaman belki ararsın."

"Vallahi haksızlık ediyorsun şu an."

HASRETİN AĞIR GELDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin