Bu bölümü @slytherinli_0 hediye ediyorum:)
"En sevdiğin çocuğun."
Sesin benden geldiğini anlayınca hızla merdivenlerden indi. Ben düştüğüm yerden doğrulurken oda başucumda durdu.
"Bu saate kadar hangi cehennemdeydin? Ahmet ve Caner neredeler?"
Sorduğu sorulardan hiçbir şeyden haberi olmadığını anladım, ama ona açıklama yapacak kişi ben değildim.
"Senin kulakların bu kadar iyi duyar mıydı ya? Düştüğümün sesi geldiği gibi hemen dibimde bittin."
Onun bedenini yavaşça süzdüm, yine her zaman ki gibi çok şıktı. Sabahın bu saatinde kim böyle giyinir ki?
"Yine ne saçmalıyorsun Alen?" Samimiyetten uzak bir tebessüm ekledim yüzüme.
"Hani hemen yan tarafınızda ki odada olmama rağmen çığlıklarımı , sana seslenişimi, yalvarışlarımı, ağlayışımı hiçbirini duymadın ya."
Bir adım daha yaklaştım ve ona küçümser gibi baktım.
"Ama sende haklısın, senin gibi yaşlı bir bunak olsam bende duymazdım."
Cümlemi bitirmemle sert bir tokat yemem bir oldu. Ağzıma gelen metalik tat ile yüzümü buruşturdum. Dudağım patlamıştı
Allahın vicdansızı, artık ne hırsla vurmuşsa anınında ağzıma kan doldu. Yere ağzımda ki kanı tükürdüm ve ona döndüm.
"Allah senin belanı versin Ceyda, bana bu yaşıma kadar yaşattıkların için, bir kere bile anne olamadığın için, senin oğlun her gece beni öldürürken gelip kurtarmadığın için. Ama unutma ki Allah büyük, bu yaptıklarınız ne senin yanına kalır ne de o çok sevdiğin kocan ve oğluna kalır."
Ceydanın cevabını beklemeden evden koşar adımlarla çıktım. Bana yeterince vakit kaybettirmişti, amcalar delirmeden otele gitmeliydim.
Taksi bulup bindim ve otelin adını verdim, taksi durduğunda parasını ödeyip arabadan indim.
Elimde sıkıca tuttuğum bilekliğe gözüm kayınca gülümsedim, dedemle olan anılarımın tek güzel anım olduklarını iyi biliyordum.
Fazla oyalandığımı fark edince adımlarımı daha da hızlandırdım ve otele girdim.
Gittiğim yerleri hafızama çok iyi kazıyordum, daha önceden bulunduğum yerin detaylarını asla unutmazdım. Bu yüzden odayı hızla buldum. Odaya girdiğimde iki amcayı da ayakta ve telefonla konuşurken buldum.
Beni ilk fark eden Çağan amcaydı, telefonu yatağa fırlatıp yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Ben daha şaşkınlığımı üzerimden atamazken konuşmaya başladı.
"Aklım çıktı, ne olurdu biz uyandıktan sonra gitseydin? Nasıl telefon numaranı almayı unuttuk onuda bilmiyorum."
Tepkileri yüzümde kocaman bir gülümseme yarattı. Yani demek istediğim şey birinin benim için gerçekten endişelenmesi, merak etmesi çok güzel bir duyguydu.
Çağan amca benden ayrıldığında Buğra amcada çoktan yanımıza varmıştı. Ona döndüğümde yüzünde ki gülümseme anınında silindi ve kaşları çatıldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan çenemi yukarıya doğru kaldırdı.
"Dudağına ne oldu Alen?"
Ayyyy ben onu unuttum, ne diyecektim şimdi ben? Gerçekleri anlatamazdım, çünkü oraya tek başıma gittiğimden çok kızarlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakladığın Bir Şeyler Var
Diversoskitabım gerçek ailesi sandığı insanlar tarafından yıllarca şiddet gören bir kızın asıl gerçek ailesiyle tanışması ve onlarla yaşamaya başladıktan sonra iyiyce birbirine giren olayları konu alır umarım kitabı seversiniz.