Medya= Alen Ada Akal
Gelen seslerin ne olduğunu anlamadan Buğra abim üstüme kapanıp beni koltuğun arkasına sakladı. O kadar sıkı sarılmıştı ki kafamı kaldırıp birine zarar geldi mi ona bile bakamadım. Sesler yavaş yavaş azalmaya başladı. Odanın tüm camları kırılmıştı ve duvarda kurşun izleri vardı.
"Sakın tamamen bitene kadar kafanızı kaldırmayın."
Kulağıma gelen ses Doruk'un sesiydi. Tam benim karşımdaydı ve görebildiğim tek kişi oydu. Silah sesleri yeniden artmaya başladı. Bedenim de titremeye başlamıştı. Gerçekten çok korkmuştum. Titrediğimi fark eden Buğra abim yavaşça saçımı okşamaya başladı.
Gözüm yeniden Doruk'a kayınca bana endişeyle baktığını fark ettim. O kadar mı fazla titriyordum? Kulağıma Çağan abimin sesi doldu.
"Korkma abim birazdan bitecek sakın kafanı kaldırma."
Onu göremiyordum ama büyük ihtimalle o beni görüyordu. Gerçekten de haklıydı, silah sesleri çoktan kesilmişti ama Buğra abim kalkmama izin vermemişti. Zaten verseydi de yapamazdım çünkü hareket edemiyordum. Kaskatı kesilmiştim.
"Karan hemen bizim adamları ara gelsinler, polise de haber versinler."
Murat bey'in sesini duyuyordum ama algılayamıyordum. Gözlerim yavaş yavaş kararmaya başlıyordu. Neler oluyordu gerçekten? Hepsinin yavaş yavaş ayaklandığını fark ettim. Hepsi anında koşarak Buğra abim ve benim yanıma gelmişti.
Bora hemen yanımda diz çöktü ve ellerimi tuttu.
"Alen tamam bak geçti. Kimseye bir şey olmadı."
Titremelerim kesilmek yerine her dakika daha çok artıyordu. Konuşmak istiyordum ama yapamıyordum. Bora dönüp Buğra abime yardım ister gibi baktı. Buğra abim onu biraz geriye çekip bana daha da yaklaştı. Ellerini yanaklarıma koyup konuşmaya başladı.
"Alen'im geçti, bana bak. Duyuyor musun beni Alen?"
Gözlerim dolmuştu. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum.
"Şşşh geçti Alen. Kimseye bir şey olmadı. Tamam mı güzelim?"
Bora'nın elimi tutan elini daha da sıkılaştırdığını hissettim. Buğra abime cevap olarak başımı zorlayarak hareket ettirdim ve onayladım. Buğra abim Karan'a döndü ve aralarında sessiz bir konuşma geçti. Sonra Karan beni kucağına aldı. Hiç karşı koymamıştım.
Gözlerim çok ağırlaşmıştı. Karan'dan gelen hoş koku beni iyice ağırlaştırıyordu. Biz evden çıkarken Murat bey'in Bora ile konuştuğunu gördüm. Karan beni yavaşça bir arabaya bindirdi. Hâlâ beni kucağından indirmemişti. Buna neden karşı koymadığımı bende bilmiyordum.
Karan saçlarımı okşamaya başladı. Biri saçlarımı okşamaya başladığı an mayışıyordum. Gözlerimi kapatırken son duyduğum şey siren sesleriydi.
...
Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Nerede olduğumu bilmiyordum ama yerimin rahat olmadığını iyi anlamıştım. Gözlerimi açtığımda hâlâ arabada olduğumu anladım. Yerimden doğrulup nerede olduğumuzu anlamak için camdan baktığımda aynı yerde olduğumuzu fark ettim.
Arabanın içi gerçekten çok sıcaktı. Hem ısıtıcı çalışıyordu hem de üzerimde kime ait olduğunu bilmediğim bir ceket vardı. Dışarıya çıkmak için açtığım kapıyla yüzüme buz gibi havanın çarpması bir oldu. Arabanın içerisi ne kadar sıcaksa dışarısı da o kadar soğuktu. Üzerime örtükleri ceketi elime aldım ve giyinmeye başladım. Ceket gerçekten güzel kokuyordu. Önünü de kapattıktan sonra arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakladığın Bir Şeyler Var
De Todokitabım gerçek ailesi sandığı insanlar tarafından yıllarca şiddet gören bir kızın asıl gerçek ailesiyle tanışması ve onlarla yaşamaya başladıktan sonra iyiyce birbirine giren olayları konu alır umarım kitabı seversiniz.