Dokunulmayan El Bölüm 28

3.4K 254 116
                                    


Ayayayayay yine ben geldimmmmmmmmm

Bu seferde sınır dolmadan atıyorum ama yeni bölümü son attığım 3 bölümünde sınırları dolmayana kadar atmayacağım haberiniz olsunnn.

Oy sınırı 80

Yorum sınırı 60

Tiktok hesabı=Aryelis1823, kullanıcı adı Asyaturkoglu

Birde güzelliklerim neden Beyaz Çiçekler'i de okumuyorsunuz???? Ona da bakın lütfennnnn


...

Giray Gökalp'in anlatımıyla

"Abi görüntüleri kurtarmışlar. Bana gönderdiler eğer istersen hem-"

"İsterim Uras hemen kaydı başlat."

İstanbul'a gelmişken ilk uğradığımız yer elbette benim ofisim olmuştu. Hızla masamın başındaki sandalyeden kalkıp bilgisayardan videoyu açmaya çalışan Uras'ın yanına gidip oturdum. Havuzun dibindeki kameradan kurtardıkları görüntüleri izleyecektik. 

Bunun ne kadar yanlış olduğunu bilsemde kendime engel olamıyordum. Kollarımda o gece küçücük kalan kızı tam anlamıyla tanımak ve ona bu şerefsizliği kim yapmışsa bulmak istiyordum. Zaten adamlarım her saniye adının Caner olduğunu öğrendiğim itin izini ararken ben daha çok olayı anlama çalışıyordum. 

Bu kayıtları sadece ben ve Uras izleyecektik. Başka kimsenin Alen'in özelini öğrenmesine izin vermezdim. Eğer izleyecek biri olursa düşünmeden o kişinin nefesini kesebilirdim. İçimden Alen kelimesini geçirince aklıma yeniden girmesine izin verdim. Hiç çıkmışmıydı ki acaba? Bu akşam onlara yemeğe gidecektik. Aslında bu yemeği kendime her ne kadar iş için olduğunu söyleyip dursamda onun iyi olduğunu kendi gözlerimle görmek için gidiyordum. 

Kucağımdayken ağlaması hâlâ kulaklarımdan silinmiyordu. Önemli olan tarafı ise neden hıçkırarak ağladığındaki seslerini hatırlayınca canım acıyordu? Bu kızın bendeki yeri neydi ki onun için üzülüyordum? Ya da onun iyi olduğunu bilme ihtiyacı duyuyordum?

Gözlerim ellerimdeki siyah deri eldivenlere kayınca iç çektim. Nasıl mümkün olabilirdi böyle bir şey? Kardeşime, anneme, kendi ailemdeki kimseye dokunamazken nasıl bu kıza dokunabiliyordum? Keşke sadece dokunmak olsaydı. Ben o gece o kızı iki kere öpmüştüm. Onu kurtarmak için olsa bile sonuçta olmuştu.

Doktorumu arayıp onla da bu konuyu konuşmam gerekiyordu. Uras'ta nasıl olabildiği hakkında bir şey söylememiş gün boyu bana sadece imalı imalı bakışlar atmıştı. Biraz daha yaparsa yüzünün tam ortasına yumruk yiyeceğinden habersizdi galiba.

"Başlatıyorum."

Uras'ın bana bakıp söylediği şeyi kafamla onaylayıp ekrana bakmaya başladım. Video başladıktan sonra her saniye sinir katsayım daha da artıyordu. Uras'ın gözleri dolarken ben çenemi kıracak kadar sıkıyordum. Alen'e bunu yaptıran her kimse onu suyla da değil kendi kanıyla boğacaktım. 

Sonuna kadar yumruklarımı sıkıp beklesemde Alen'in videoda Savaş'la vedalaşmasına dayanamayıp bilgisayarı sertçe kapattım. Hıçkırıklarının sesleri kulağımdan gitmezken Uras'ta tamamen ağlamaya başlamıştı. 

Onun hassas olduğu tek noktası buydu. Özellikle Alen'in videoda söyledikleriyle önceden de böyle şeyler yaşadığını anlamıştık. Uras zaten Alen'in Karan'a kendimi ilk defa temiz hissettim dediği yerden beri sessizce göz yaşlarını döküyordu. 

Sakladığın Bir Şeyler VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin