Yıkım Bölüm 8

5.7K 311 174
                                    

Medya= Demir ve Alen Ada




Alen karanlık odada yavaşça gözlerini araladı. En son kardeşi ve abileri ile uyuyordu. Yatağında hissettiği baskının kime ait olduğunu bilmiyordu ve anlamaya çalışıyordu. Bir el yavaşça saçlarında geziniyordu. Alen bahçeden gelen aile üyelerinin seslerini çok net duyuyordu. 

Büyük ihtimalle onun balkonunun tam altında olan masada oturuyorlardı. Odanın içine cam duvardan olabildiğince ışık geliyordu ama Alen daha uyku sersemi olduğundan baş ucunda oturan kişinin kim olduğunu anlamamıştı. Yavaşça doğrulmaya çalıştı ama önünde ki kişi bir anda eliyle ağzını kapatarak onu yatağa geri ittirdi.

 Alen'in gözleri kocaman açılmıştı. Karşısında ki kişinin bu hareketinden sonra ailesinden biri olmadığını anlamıştı. Yavaş yavaş görüşü eski haline geldiğinde ağzını kapatan kişinin, dün sabah gitmesine izin vermeyen korumalardan biri olduğunu anladı. 

Alen korkuyla çırpınmaya başladı ama nafileydi. Adamın kolları onu çok sıkı bir şekilde tutuyordu. Gözleri yavaşça dolmaya başlamıştı. Adam bir eliyle ağzını sıkı sıkı kapalı tutarken, diğer eliyle başının üstünde birleştirdiği ellerini tutuyordu. Adam kafasını eğerek Alen'in kulağına doğru yaklaştı.

"Caner sana bir mesaj gönderdi. Seni özlediğini ve yakın zamanda tekrardan yanına geleceğini söyledi. Seni bu geceliğine eğlendirmem için de beni sıkı sıkıya tembih etti. Ha birde unutmadan, bir daha İnci'ye dokunursan bizzat gelip senle hasret gidereceğini söyledi." 

Adamın sözleriyle Alen daha da ağlamaya başladı. Çığlık atmaya çalışıyor ama sesini çıkaramıyordu. Deli gibi korkuyordu. Adamın nefesini yüzünde hissettikçe midesi bulanıyordu. Adam yine konuşmaya başladı. 

"İnan bana bu aldığım en güzel görevlerden biri. O yüzden gecemi mahvetmeden sadece bana ayak uydur."

Alen'in gözlerinden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Adam Alen'in ağzından elini çekti. Alen buna ilk başta şaşırsa da fırsat bilerek tam çığlğı basacaktı ki dudaklarına kapanan dudaklarla sesi içine kaçtı. Alen kaskatı kesilmişti. 

Tam şu an ölmek istiyordu. Adam Alen'in dudaklarına sıkıca kapanmış dilini üzerinde gezdiriyor ısırıp emiyordu. Bir yandan da boşta kalan elini Alen'in vücudunda gezdirmeye başlamıştı. Alen ağlamaktan kıpkırmızı kesilmişti.

Adama karşı koymak için dudaklarını aralayamazken neffessiz kalıyordu. En son nefes almak için dayanamayıp dudaklarını araladı. Bunu fark eden adam sinsice güldü ve dudaklarını Alen'in dudaklarından kısa bir süreliğine çekti.

Alen derin bir nefes aldı ama tekrardan çığlığı basmasına kalmadan adam dudaklarını Alen'in dudaklarına bastırdı. Bu sefer Alen'in dudaklarını kapatmasına izin vermeden onu öpüyordu. 

Alen'in dudaklarında ki darbeler onda kusma isteğini uyandırıyordu. Adam her geçen saniye de daha da ileri gidiyordu. Dudaklarını morartana kadar emip ısırmıştı. En son cebinde ki bıçağa uzandı. Tabi Alen bunu görmemişti. Hâlâ kurtulmak için çırpınıyordu ama boşaydı. 

Adam bedeniyle Alen'in üzerine öyle bir baskı kuruyordu ki Alen hareket dahi edemiyordu.  Alen'in üzerinde ince ama kazak şekline olan mavi geceliği vardı. Alen bunu kendi için hazırlanan giyinme odasından bulmuştu. Adam elinde ki bıçakla, yavaşça Alen'in üzerinde ki geceliği boynundan sona kadar kesti. Şimdi güzel kızın beyaz teni ve üzerinde ki izler gözler önündeydi. 

Sakladığın Bir Şeyler VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin