Yine ben geldim.
Umarım görüşmeyeli epey iyisinizdir. Size bir konuda içimden geçenleri söylemek isterim. Bu kitaba başlarken çok büyük hevesle başlamıştım ama malesef yeni bölümleri yazarken öyle olmadığımı söylemeliyim. Nedeni kesinlikle hikayemin gidişiyle ilgili değil. Her bölümü tekrar ve tekrar içime sinene kadar değiştiriyor ve öyle size sunuyorum. Burada ki sorun oy ve yorum sayısı. Gerçekten çok çok çok az ve bu benim gerçekten hevesimi kırıyor. Her gün okunma sayısı artarken oy ve yorumlarda hiçbir değişiklik olmuyor. Nerdeyse okuma sayısında 5K olduk lütfen oy ve yorum yaparak daha fazla destek olun. Sizi gerçekten seviyorum ve uygulamaya girerken bildirim olmadığını görünce ne kadar üzüldüğümü bilmenizi istiyorum. Neyse çok konuştum umarım bölümü beğenirsiniz...
BİRDE BİRDE UNUTMADAN BU BÖLÜMÜ TATLIŞ MI TATLIŞ BİR OKUYUCUMA HEDİYE EDİYORUM TEŞEKKÜRLER GÜZELİM. @minellaxx
Medya= Alen'in bebekliği
...
Ne diyeceğimi bilemeyerek Doruk abime bakıyordum. Neden hep benden bir şey saklıyorlardı? Bu durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı.
"Abi susmaya devam mı edeceksin? Bir şey söylediysen devamını getirmelisin." dedim büyük bir sakinlikle.
Buna ben bile çok şaşırıyordum. Böyle tepki vermek cidden canımı sıkıyordu. İstediğim hiç bir tepkiyi veremiyordum. Bağrıp çağırmam, belki de hesap sormam gereken yerde neden böyle susuyordum?
Tüm dengem altüst olmuştu. Artık o kadar sıkılmıştım ki hiçbir şeye cevap bile vermek istemiyordum. Benden bir şeyler saklamaları beni incitsede bunu onlara söyleyemiyordum. Bu yüzden kendimi iyice onlardan uzaklaşmış hissediyordum.
Abim derince nefes aldığında dikkatle ona bakıyordum. Kendini dikleştirdi ve kendinden emin bir şekilde bana baktı.
"Alen-"
"Doruk yeter artık. Ne yapmaya çalışıyorsun?"
Abimin konuşmasını bölen Karan abime kaşlarımı çatarak baktım. Neden söylemesini istemiyorlardı?
"Karan haklı Doruk bunun yeri burası mı?"
Babama baktığımda oda bunu fark etmiş olacak ki bana döndü. Gözlerimde her ne gördüyse sinirli yüz ifadesini değiştirdi ve bana özür dileyen bakışlar attı. Bu sefer ben derin bir nefes aldım ve konuştum. Çoktan elimi Savaş'ın elinden çekmiştim.
"Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum ama emin olun her sakladığınız şeyin sizin için daha kötü olacağına eminim. Neden böyle yapıyorsunuz? Siz böyle yaptıkça kendimi süs için bu masaya oturmuş gibi hissediyorum. Bunu neden yapıyorsunuz bana?"
Benim konuşmam bittiğinde hepsi derince yutkundu. Böyle konuşmamı beklemiyor oldukları belliydi. Savaş yeniden elimi tutmaya yeltenecekken buna izin vermeyip iki elimi de masanın üstüne koydum.
"Doruk abi konuşmaya devam et lütfen. Sen şimdi söylemesen bile elbet bir gün bunu öğrenicem ve emin ol o zaman size kendinizi açıklamak için bu fırsatı vermeyeceğim."
Hepsi endişeli gözlerle bana bakıyordu. Aral abime bakınca çoktan bana dönen tedirgin bakışlarını fark ettim. O kadar mı kötüydü?
"Alen Poyraz abimin arkadaşı falan değil."
Şaşkınlıkla ona baktım.
"Biz aynı kişiden bahsediyoruz değil mi? Poyraz Öztürk... Ama bana o gün öyle söylemişti. Bunu çok net hatırlıyorum. Buğra abinin arkadaşıyım demişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakladığın Bir Şeyler Var
Aléatoirekitabım gerçek ailesi sandığı insanlar tarafından yıllarca şiddet gören bir kızın asıl gerçek ailesiyle tanışması ve onlarla yaşamaya başladıktan sonra iyiyce birbirine giren olayları konu alır umarım kitabı seversiniz.