Yanan Kalpler Bölüm 36

3.3K 300 259
                                    


Yeni bölümmmmmmmm

Ben bu bölüme BA-YIL-DIMMMMMM. O kadar severek yazdığım bir bölüm oldu ki. Özellikle Doruk'un konuştuğu sahne sanki tam karakteri yansıtan şeylerdi. O yüzden Doruk'a çok kızmayın. O da sonuna kadar haklı çünkü.

Neyse hadi başlayın umarım beğenirsinizzzz.

Oy sınırı 210

Yorum sınırı 150

Sınırlar dolduğu gibi yeni bölümü atacağım haberiniz olsun.

...

Abilerime bakamazken gözüm başka yere kaydı. Bora buradaydı. Heyecanla masanın altından çıkıp ayağa kalkarken onun olduğu tarafa gittim. Sonuçta ilk defa böyle bir şey yaşamıyordum. Başka zamanlarda da Bora beni kurtardığı için onun bana kızmayacağını düşünüyordum. Sarılmak için kollarımı uzatmıştım ki işaret parmağıyla anlıma bastırarak beni kendinden uzaklaştırdı.

"Hiç yanaşma bile. Kaç saattir her yerde seni arıyoruz haberin var mı? Özellikle Murat amca. Buraya geldiğinde sen gör gününü oh olsun sana. Bu sefer cidden hak ettin Alen."

Dudağım büzülürken ondan uzaklaştım. Ne vardı yani? Bende çok memnun değildim buraya gelmekten. Ben kafamı eğip konuşmazken koridorun en arkasından koşarak buraya gelen Çağan abimi gördüm. Burada olmayan bir Demir ve o varken şimdi koşarak yanımıza geliyordu. 

Son umudum da Çağan abimdi. Sonuçta onun numarasını vermiştim. Büyük ihtimalle de beni arayan abilerime burada olduğumun haberini veren kişi de oydu. Nöbeti varken buraya gelmesiyle vicdan azabı çekiyordum ama o an bunu düşünememiştim işte. Ben ona bakarken o koşar adım yanımıza yaklaşıyordu. 

"İşte şimdi bittik."

Aral abimin sessizce söylenmesiyle kaşlarım çatılmıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan karşımda Çağan abim durmuş ve elleri yanaklarımı bulmuştu. Hiç konuşmadan sinirli yüz ifadesiyle patlamış kaşım ve dudağıma bakıyordu. Baş parmağı yavaşça moraran yanağımın üzerinde dururken ben korkmaya başlıyordum çünkü abimin yüz ifadesi hiçte hayra alamet değildi. 

"Kim yaptı bunu?"

Yutkundum ama cevap vermedim. Abim sinirle ellerini yanaklarımdan çekip kendi saçına daldırdı. Saçlarını geriye attığında sadece ona odaklanmıştım.

"Sen bizimle dalga mı geçiyorsun Alen? Şu yüzünün haline baktın mı sen? Seni babamla bile dışarıya çıkartamayacak mıyız artık biz? İlla eve mi kilitleyelim seni onu mu istiyorsun?"

Ben cevap veremezken abim daha da sinirlenmişe benziyordu. En az o kızar diye onu çağırmıştım ama pek de iyi bir fikir değildi galiba. 

"Sakin ol Çağan oğlum. Alen kızım zaten yeterince korkmuş birde siz gitmeyin üzerine. Gelin benim odama geçelim."

Polis amcanın Çağan abiyi de tanıdığını anladığımda yine hiç konuşmamıştım. Çağan abim alayla sırıttı. 

"Hiç zannetmiyorum Hakan abi. Baksana hiç yaptığından pişman bir hali var mı? Ben tanımıyor muyum kardeşimi?"

Dudağımı ısırırken gülmemi tuttum. Böyle ciddi ortamlarda hep gülüyordum ve bu başıma daha büyük belalar açıyordu. Bu hiç şaşmazdı. 

"Hadi hadi geçin benim odamda konuşalım ne yapacağımızı."

Burhan denen polis ayaklanırken onun yanında durdum. 

Sakladığın Bir Şeyler VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin