Oy ve yorum sayısı gerçekten çok çok az. Bu kurguyu ne kadar heyecanla yazsamda oy ve yorum gelmeyince çok üzülüyorum. Bölüm yazmakta bir o kadar zorlaşıyor. Ben bu hikayeye o kadar emek verirken lütfen bir oy ve yorumu çok görmeyin. Hem yeni bir kurgu olduğundan elbette yanlışlarım olacak. Yorumlarda bunu belli edip kurgunun gidişiyle ilgili fikirlerinizi de belli edin lütfennnnn. Sizi kocaman öpüyorummmmm. HER SATIRDA YORUM YAPMAYI UNUTMAYINNNN
Bölüm şarkısı Cem Adrian - Zincir, Yedinci Ev- Napıyorum bilmiyorum.
Kesinlikle dinleyerek okumanızı tavsiye ediyorummmmm.
Yazarın anlatımıyla
Karan'ın arkasından odaya giren aile üyeleri de Karan gibi hareketsiz durup ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
Karan Alen'in "yaklaşma" diyen sesini duysa da pek umursamadı ve titreyen adımlarıyla kardeşine daha da çok yaklaştı. Bunu fark eden Alen "yalvarırım yaklaşma. Bakma bana bakma." Diyerek bağrıyor ve kendine daha da zarar veriyordu.
Karan yavaşça ağlayarak Alen gibi yere çöktü. Konuşurken hâlâ sesi titriyordu.
"Alen sana bunu kim yaptı-" derken sözünü Alen'in bağırışları kesti.
"Bakma bana. Bakma gidin buradan."
Diyerek bağırırken bir yandan da elleriyle açıkta kalan vücudunu kapatmaya çalışıyordu. Gelen adamın ona dokunduğu aklına gelince çıldıracak gibi oluyordu.
Eğer o bıçak orada olmasaydı neler olacağını tahmin bile edemiyordu. Herkes dolu dolu gözlerle kapıda dikilmişken kendine ilk gelen kişi Doruk oldu.
Hemen ilerledi ve Karan abisini geriye çekti. Abisi Alen'e yaklaştıkça Alen daha da bağrıyor ve vücuduna tırnaklarını batırıyordu. Doruk Karan'ı geriye çektiği an babasına dönüp konuştu.
"Baba kendine gel artık. Korumaları ara giden kişiyi ellerinden kaçırmasınlar."
Murat bey oğlunun sesiyle kendine geldi ve hemen odadan çıkıp kapıdaki korumalarını aramaya başladı. Koruyamamıştı kızını. Burnunun dibinde zarar vermişlerdi kızına. Hem kızının vücudunda ki yaralar da neyin nesiydi?
Yoksa kızına bunları yapan Alen'in bu yaşına kadar yanlarında kaldığı ailesi miydi? Bu düşünceler bile nefesini kesmeye yetiyordu. Onun bakmaya kıyamadığı kızının kim canını yakabilirdi? Bunun peşini asla bırakmayacaktı.
Zaten Alen'in hastanede ölü gösterilmesinin bir sebebi de olmalıydı. Her şeyi çözecekti ve bunların altından kim çıkarsa ona hayatı zindan edecekti. Murat bey korumaları ararken aklı hâlâ kapının ardındaki kızındaydı. Biraz hızlı olup yanına gitmeliydi.
O sırada Doruk yatağın üstündeki pikeyi hızla çekerek Alen'e yaklaştı. Alen ağlamasını ne kadar şiddetlendirsede Doruk onun yanına gitmeye kararlıydı. Alen'in baş ucuna kadar geldiği an hızla elindeki pikeyi kardeşinin üstüne sardı. Şu an ki bu tavrının odadakiler yaralarını görmesin diye olduğunu biliyordu.
Bu en azından Alen'i daha da rahatlatırdı. Vücüdunun tamamının sarılı olduğuna emin olduğunda Alen'in kollarından tutarak ayağa kaldırdı ve anında sarıldı. Alen deli gibi çırpınıyor ve Doruğu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu ama Doruk bir milim bile yerinden kıpırdamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakladığın Bir Şeyler Var
De Todokitabım gerçek ailesi sandığı insanlar tarafından yıllarca şiddet gören bir kızın asıl gerçek ailesiyle tanışması ve onlarla yaşamaya başladıktan sonra iyiyce birbirine giren olayları konu alır umarım kitabı seversiniz.