Bu bölümü @iremkacik hediye ediyorum:)
Duyduğum cümlelerle kan beynime sıçradı. İki adım ilerleyerek tam Murat beyin önünde durdum.
"Beni burada zorla tutacağınızı mı söylüyorsunuz?"
Çağan dolu gözlerle yanıma yaklaştı. Ayakta zor durduğumu fark etmiş olmalı ki kolumu tutmak için uzandı. Hızla kolumu çektim. Ona hâlâ çok sinirliydim. Yine Murat beye döndüm.
"Gerekirse onu da yaparım. Gücümün yetebileceğini eminim ki çok iyi biliyorsun."
Sinirle iki elimi saçlarımdan geçirdim ve bağırmaya başladım.
"Bana buraya gelirken sadece 2 saat diye söz verdiniz. Bana yalan söylediniz." Kulaklarıma Doruk beyin sesi doldu.
"Babamla konuşurken ses tonuna dikkat et. Hem sende öyle masum sayılmazsın."
Bu sefer de Doruk beyin karşısına doğru adım attım ve tam önünde durdum.
"Ne demeye çalışıyorsunuz?"
Bana meydan okurcasına daha da yaklaştı.
"Söylesene dudağında ki yarayı, hangi yatağını paylaştığın adam yaptı."
Söylemeye çalıştığı şeyle midem bulandı. Resmen beni hayat kadınlığıyla suçluyordu. Elimi hızla ona tokat atmak için kaldırdım. Ama bileğimin sertçe tutulmasıyla başarısız oldum. Bileğimi tutan kişi Karan'dı.
Bileğimi o kadar çok sıkıyordu ki moraracağından emindim.
Aynı sıkılıkta tutmaya devam ederken konuşmaya başladı.
"Bir daha kardeşlerimden birine bunu yapmaya cesaret edersen o kaldırdığın elini kırarım."
Hayal kırıklığı içinde ona baktım. Acıdan gözlerim dolunca oda ne yaptığını yeni fark ediyormuş gibi elini hızla geri çekti. Tuğba hanımın ağlayarak
"Karan sen ne yapıyorsun?"
demesiyle Buğra'nın, Karan'a yumruk atması bir oldu. Karan biraz sendelesede yere düşmedi. Ama Buğra duracak gibi değildi.
Karan'ın yakalarını tuttu. Karan ne kendini savunuyordu, ne de karşılık veriyordu. Buğra bağırarak konuştu.
"Kimin elini kırıyorsun lan sen."
Yine vuracakken Doruk bey ve Murat bey ona engel oldular.
Murat bey ve Doruk, Buğra'yı tutarken. Aral ve Çağan annelerinin kolundan tutarak destek oluyorlardı. Ben gördüklerim yüzünden ağlarken, ağzımdan hıçkırık kaçtı.
Herkesin bakışları bana döndü. Buğra, sanki beni yeni fark ediyormuş gibi hızla Karan'dan ayrılıp yanıma yaklaştı. Korkuyla geriye doğru adımladım.
Tüm vücudum titriyordu. Buğra kriz geçirmek üzere olduğumu fark edince bana yaklaşmayı bıraktı.
"Alen sakin ol abim. Bak geçti."
Titremelerim daha da artınca Buğra Çağan'a döndü.
"Çağan Alen'in ilaçlarını çantasından getir, hızlı ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakladığın Bir Şeyler Var
Aléatoirekitabım gerçek ailesi sandığı insanlar tarafından yıllarca şiddet gören bir kızın asıl gerçek ailesiyle tanışması ve onlarla yaşamaya başladıktan sonra iyiyce birbirine giren olayları konu alır umarım kitabı seversiniz.