Bir el tutmam derken olay nerelere geldi böyle hala aklım almıyor. İşin garip yanı da şuan hala ruhsuzun kollarında bunları düşünüyor olmamdı.Oysa asıl düşünmem gereken bu durumdan nasıl kurtulacağım olmalıydı.Pat diye ayılamazdim herhalde.Aklımdaki bütün tilkiler beni terketmişti hele de beni bayıltan o kurnaz tilki. Ne yapmalıyım, ne yapmalıyım diye düşünürken fazla panik olduğumu farkedip sakinleşmek için içimden ona kadar saymaya başladım.
Saymaya devam ederken birden havada asılı kalmışım gibi hissettim.Hiç hareketlilik yoktu.Oysa az önce havada gidiyor gibiydim.Ruhsuza ne olmuştu da yürürken birden duruverdi.Hem ruhsuzun birden neden durduğunu düşünüyor hem de içimden saymaya devam ediyordum. ' 6, 7, 8 '
"Bana baksana sen küçük hanım, sırf kucağımda gitmek için neden bayılma numarası yaptın ki? Söyleseydin ben seni kucağımda götürürdüm zaten."
Buda neydi şimdi. Ben gaipten sesler mi duyuyorum yoksa ruhsuz bana mı dedi onları.iyi de numara yaptığımı nerden anladı ki? Aaaa! Bir saniye.. Bu adam bana ne dedi? Sırf kucağında gideyim diye numara mı yapmışım.Yok artıkkk! Ben sana simdi gösteririm diye düşünürken attım kendimi kucağından.
"Ahh! Ayağım."
Boşuna dememişler, 'akılsız başın cezasını ayaklar çeker' diye. Hayır yani kendini neden pat diye yere atıyosun ki ayağımı kırdım galiba.Canım çok acıyordu.
"Bazen genç bir kız değil de küçük,şımarık bir kız çocuğu olduğuna dair şüphelenmiyor değilim hani."
Benim burda ayağım kırılmış,sen orda uzun uzun cümleler neden kuruyosun acaba? Ona bakarsan bende senin bedeninde ruh var mı diye şüphelenmiyor değilim hani.
"Ne geveliyorsun ağzının içinde?"
"Ayağım diyorum,kırıldı."
Abartmasan mı acaba Dilşah? Sadece incimiş." diyerek ayağıma bakıyordu. Bide pis pis sırıtıyordu.Daha fazla kendimi tutamadım :
" Sizi bu kadar neşelendiren nedir acaba?"
Yanımda oturduğu için birbirimize çok yakındık.Birden
ayağımdaki bakışlarını kaldırarak gözlerime değdirdi gözlerini. Yine kaldım okyanusun ortasında çaresizce. Meğer o kadar da pis sırıtmıyormuş.Gayet yakışıklı pardon gayet güzel gülümsüyormuş.Bakışıyla aklımı karıştırmayı başarmıştı."Beni neşelendiren senin komik hallerin."
"Hiçte bile,ne alakası var.Ben komik değilim. "
"Komiksin."
"Değilim."
"Çocuk gibi yaramazlıklar yapıyosun."
"Ne yapmışım pardon? "
Hala yakışıklı yakışıklı ufffff ne yakışıklısı. Pişkin pişkin sırıtıyordu.
"Gerçekten bana mı soruyorsun ne yaptığını?"
"Aaa! Dur bakayım şuralarda başka biri varsa ona sorayım."
"Tamam."
"Ne tamamı ya siz şaka mısın? Tabiki de size soruyorum."
İyice sinirlenmeye başlamıştım. Bu nasıl ruhsuzdu böyle? Onun duvar gibi olması lazımdı. Sırıtmak şöyle dursun onun suratı sirke satmalıydı.Bu hali beni daha da sinirlendiriyor ve şaşırtıyordu.
"Az önce gerçekten de bayıldın zannettim ama sen şımarık çocuklar gibi benimle dalga geçtin."
"Ne alakası var,ben gerçekten de bayıldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANİNİN AŞKI
Teen Fiction"Farkındaysan eğer şuan benim kapsama alanımdasın Dilşah. Ben izin vermediğim sürece bu alandan çıkamazsın.Bütün çıkışlar iptal." "Bu ne saçmalık!" diyerek yataktan fırladım ama kolumu çekmesiyle bu sefer kucağına düştüm. Hemen doğrulmaya çalıştım...